1198 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
fi
AHIS
B
‹LG‹LER‹
olan fieyh Bahid Hazretleri (r.a.)” (Emirda¤ Lâhikas›, s. 345.) olarak söz edilmektedir. As›l ad› Mu-
hammed Bahit’tir. Künyesi Muhammed Bahit bin Hüseyin el-Mutiî (Matiî) fleklindedir.
Muhammed Bahit, 1854 y›l›nda M›s›r’›n Asyut eyaletine ba¤l› Mutia (Matia) köyünde do¤du.
Muhtelif âlimlerden f›k›h, usul-› f›k›h, hadis, tefsir, mant›k, belâgat ve Arap dili alanlar›nda dersler
ald›. Ezher Üniversitesinde okuyarak 1875 y›l›nda mezun oldu. Akabinde mezun oldu¤u üniversi-
tede müderris olarak görev yapmaya bafllad›. Bu görevini befl y›l devam ettirdi. 1880 tarihinde Kal-
yubiye eyaleti kad›l›¤›na tayin edildi. Böylece hocal›k görevinden sonra adlî görev alm›fl oldu.
Muhammed Bahit, Kalyubiye kad›l›¤›ndan sonra Minye, Asyut, ‹skenderiye, Port Said kad›l›kla-
r›nda da bulundu. Kad›l›k görevini sürdürürken di¤er taraftan da Adalet bakanl›¤›nda müftülük ve
müfettifllik yüksek devlet memurluklar› ile Türk kad›s› Nesib Efendinin yerine vekâleten M›s›r bafl-
kad›l›¤› da yapt›. Bu muhtelif görevlerden sonra, 1914 y›l›nda M›s›r Baflmüftülü¤üne tayin edildi.
Baflmüftülük görevini yaklafl›k yedi y›l sürdüren Muhammed Bahit, 1921 y›l›nda emekli oldu.
Ancak, bundan sonra da bofl durmayarak evinde ilmî çal›flmalar›na devam etti. E¤itim-ö¤retimle
meflgul oldu¤u gibi, kendisine dan›fl›lan konularda fetvalar verdi. ‹slâm dünyas›nda önemli bir ko-
num ve sayg›nl›¤a ulaflm›fl olmas› itibar›yla muhtelif konular› içeren ve farkl› yerlerden kendisine
gönderilen say›s›z mektuplara muhatap oldu. Daha çok f›k›h konular›yla ilgili meseleleri içeren
mektuplar al›rken, ayn› zamanda evi de fetva soranlarla dolup taflard›.
Muhammed Bahit, çal›flmalar›n› sürdürürken yazm›fl bulundu¤u fetvalar› farkl› bölgelerinde
bulunan talebelerine gönderebilmek ve kendisine sorulan sorular› cevaplayabilmek maksad›yla
özel kâtipler tuttu. Bu hizmetler için gereken masraflar› bizzat kendisi karfl›lad›. Kâtiplerine maafl
verdi¤i gibi mektup ve kitaplar›n›n posta masraflar›n› da kendisi üstlendi.
Çok yönlü bir âlim olan Muhammed Bahit, Risale-i Nur’da kendisinden söz edilen önemli flah-
siyetlerdendir. Bediüzzaman ile görüflüp tan›flmas› ‹kinci Meflrutiyet’in ilân›n›n ilk y›l›na rastlamak-
tad›r. Daha çok genç yaflta ‹stanbul’a gelip kendisine sorulan her soruya ikna edici cevaplar veren
Said Nursî, uleman›n ve özellikle Meflihat dairesindeki âlimlerin dikkatini çekti. Vermifl oldu¤u ce-
vaplar nedeniyle kendisiyle fikrî tart›flmalara girmenin hiç de kolay olmad›¤› görülmekteydi. Be-
diüzzaman ile tart›flmalara girmekten çekinen baz› flah›slar, bir seyahat vesilesiyle ‹stanbul’da bu-
lunan M›s›r’›n ve Ezher’in ünlü âlimlerinden fieyh Muhammed Bahit Efendiye durumu bildirdikten
sonra kendisiyle görüflüp ilzam etmesini isterler. Yani Bediüzzaman’› cevap veremez hale getirip,
susturmas›n› isterler.
Muhammed Bahit, Bediüzzaman ile görüflmek ve yak›ndan tan›mak gayesiyle uygun bir f›rsa-
t› kollamaya bafllad›. Ayasofya’da k›l›nan bir namaz sonras›nda bir çayhanede oturarak görüflme-
ye bafllad›lar. Aralar›nda çok önemli bir diyalog cereyan etti. Her iki âlim de Müslümanlar›n mu-
kadderatlar› ile yak›ndan ilgilendiklerinden karfl›l›kl› soru-cevapta da bu konu gündeme geldi. Be-
diüzzaman’›n ilmî durumunu tartmak ve ayn› zamanda Müslümanlar›n gelece¤i hakk›ndaki dü-
flüncelerini ö¤renmek maksad›yla kendisine, “Osmanl› hükümetindeki hürriyete ne diyorsun ve
Avrupa hakk›nda fikrin nedir?” diye sordu. Bediüzzaman, kendisine sorulan soruya karfl›l›k fieyh
Muhammed Bahit’e flu cevab› verdi:
“Osmanl› hükümeti Avrupa ile hâmiledir; Avrupa gibi bir hükümeti do¤uracak. Avrupa da ‹slâ-
miyete hâmiledir; o da bir ‹slâm devleti do¤uracak.” (Emirda¤ Lâhikas›, s. 345.) Bu cevap karfl›s›n-
da hayranl›¤›n› gizlemeyen fieyh Muhammed Bahit, kendisiyle ayn› kanaatte oldu¤unu bildirdi.
Kendisi de ayn› düflünceye sahip olmakla beraber, Bediüzzaman’›n bu kadar veciz ve keskin be-
yan tarz›na hayran oldu¤unu belirtti. “Bu gençle münazara edilmez” (Tarihçe-i Hayat, s. 50.) dedi.
Akabinde, bu kadar veciz ve beli¤ane bir tarzda ifade etmenin ancak Bediüzzaman’a has oldu¤u-
nu ifadelerine ekledi.
fieyh Muhammed Bahit’in soru sormaktaki amac› Bediüzzaman’› cevap veremez duruma dü-
flürüp susturmak de¤ildi. Bediüzzaman ile ilgili sözler duyduktan sonra kendisiyle görüflüp müthifl
zekâs›n› tecrübe etmek ve gelecek hakk›ndaki fikirlerini ö¤renmek istedi. Bir bak›ma sordu¤u