TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 1197
fi
AHIS
B
‹LG‹LER‹
söyleyerek ikaz eder. Bilâhare art›k Bahaeddin’e verebilece¤i bir fleyinin kalmad›¤›n›, gitmekte
serbest oldu¤unu söyler.
Bahaeddin e¤itimini tamamlad›ktan sonra köyüne döndü. Burada talebe yetifltirmeye bafllad›.
‹ki kez hacca gitti. 3 Rebiülevvel 791’de (2 Mart 1389) 73 yafl›nda iken, do¤du¤u köyde Hakk›n rah-
metine kavufltu.
Buhara ile fiah-› Nakflibend aras›nda büyük bir ba¤ oluflmufl, Buharal›lar onu “belây› defeden
hace” (hace-i belâ-gerdan) olarak an›p flehirlerinin manevî koruyucusu olarak saym›fllard›r. Onun
manevî varl›¤›n›n etkisiyle Buhara, bütün Orta Asya Müslümanlar› nezdinde ilim ve maneviyat
merkezi addedilmeye bafllanm›flt›r.
Baba taraf›ndan nesebi ‹mam-› Cafer-i S›dd›k Hazretlerine dayanan fiah-› Nakflibend; keramet-
lerin fazla bir de¤er tafl›mad›¤›n›, bir tarikata ba¤lanman›n yeterli olmad›¤›n› ifade ederek, tekke-
lerde fazla oturmamas›yla geleneksel sûfîlikten farkl› hareket etmifltir. Bahaeddin, ilim adamlar›-
na de¤er verdi¤i gibi onlar da kendisine hürmet etmifllerdir. O, “Bilmiyorsan›z zikir ehline sorunuz.”
(Enbiya Suresi, 7.) ayet-i kerimesini, ilim adamlar›na dan›flmay› emretti¤i fleklinde tefsir etmifltir.
(TDV ‹slâm Ansiklopedisi, c. IV, s. 458-459.)
fiah-› Nakflibend ile büyük kuvvet bulan tarikat›, Orta Asya, Horasan ve çevresinin Sünnileflme-
sinde çok etkili olmufltur. Kerametlerin aç›klanmas›na karfl› olup, özellikle bu konuda talebelerini
ikaz etmifltir. Bu sebepledir ki, Nakflî tarikat›nda “kerameti gizlemek, göstermekten daha büyük
keramettir” düsturu esas al›nm›flt›r. Kendisinde kerametin görülmemesinin sebebini soran birine,
fiah-› Nakflibend, “S›rt›m›zda bunca günah kamburu varken, halâ ayakta kalmam›zdan daha bü-
yük keramet olur mu?” fleklinde karfl›l›k vermifltir. Tarikat›n önemli bir özelli¤ini teflkil eden gizli
zikir ile kalbin fethi, benlik ve enaniyet mikrobunun öldürülmesi, kötülü¤ü emreden nefsin öldü-
rülmesi amaçlanm›flt›r. (Mesnevî-i Nuriye, s. 89.)
fiEDDAT:
Yemen’deki Âd Kavminin hükümdarlar›ndand›r. Nemrut ve Firavun gibi ilâhl›k dava-
s›nda bulunan zalim bir hükümdard›r. Cennete benzetmek amac›yla “‹rem Ba¤lar›” denilen bir ba¤
yapt›rm›fl ve görkemli binalar infla ettirmifltir. Hz. Hud’un peygamberli¤ine inanmay›p, azg›nl›kta
çok ileri gitti¤i için Allah’›n gazab›na u¤ram›fl ve kavmiyle birlikte yok edilmifltir.
fiEF‹K:
Kendisinden Seyyid fiefik, Seyyid fiefik Efendi, Seyyid Mehmet fiefik, Seyyid fiefik Arva-
sî, Mehmet fiefik Eryuvas› fleklinde de bahsedilmektedir. 1884 y›l›nda Bitlis’in Hizan kazas›n›n Ar-
vas köyünde dünyaya geldi.
Bediüzzaman Hazretlerinin eski dost ve talebelerinden olan Seyyid fiefik, Van’daki Horhor Med-
resesinde Bediüzzaman Hazretlerinden ders alan talebeleri aras›ndad›r. Birinci Dünya Savafl› y›lla-
r›nda ‹flaratü’l-‹caz yaz›l›rken kâtiplik yapm›flt›r, 1943 y›l›ndaki Denizli Hapsinde Bediüzzaman Haz-
retleriyle birlikte kalan talebeler aras›ndad›r.
Seyyid fiefik uzun y›llar Mushaflar› Tetkik Heyeti baflkanl›¤›nda bulundu. On yedi y›l Sultan Ah-
met Camiinde imaml›k, k›rk y›l da Eyüp Camiinde vaizlik yapt›. Peygamber Efendimizden Hutbe-
ler ve Sohbetler isimli bir eseri yay›mland›. Vefat edinceye kadar Eyüp Sultan semtinde kalan fiey-
yid fiefik 1970 y›l›nda vefat ettikten sonra Edirnekap› fiehitli¤ine defnedildil.
fiEKER A/A:
Do¤udaki afliret reislerinden biridir. Miran Reisi Mustafa Paflayla aralar›nda uzun
zamandan beri devam eden anlaflmazl›klar bulunmaktad›r. Devletin dahi bar›flt›ramad›¤› iki reisi
Üstat Bediüzzaman bar›flt›rm›flt›r.
fiEYH BAH‹D EFEND‹ (1854-1935):
M›s›r’›n ve ‹slâm dünyas›n›n tan›nm›fl âlimlerindendir. Ez-
her Üniversitesi mezunudur. Ayn› zamanda Ezher Üniversitesinde ders veren hocalardand›r. M›s›r
Baflmüftülü¤ünde bulunmufltur. ‹slâm dünyas›n›n ve Müslümanlar›n güncel meseleleriyle ilgilene-
rek eserler kaleme alan bir âlimdir. Risale-i Nur’da kendisinden, “Câmiü’l-Ezher’in Reis-i Ulemas›