Nurİ BENlİ:
Bediüzzaman Hazretlerinin eski talebelerindendir. 1889 yılında doğdu, 1963 yılında ve-
fat etti. Bir eli sakat olduğu için lâkabı “Çolak Nuri” idi. Nuri Benli, Isparta’daki Saray Palas Otelinde,
Üstadı ziyarete gelenlerle ilgileniyor, onlara mihmandarlık yapıyordu. 1943’de Bediüzzaman Hazretle-
riyle birlikte Denizli Hapishanesinde bulunmuştu.
NurİYE:
Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin annesidir. Doğum tarihi bilinmemektedir.
Nurs köyünden üç saatlik uzaklıkta bulunan Bilkan köyünde dünyaya gelmiştir. Birinci dünya sava-
şı yıllarında vefat ettiği bildirilmektedir. Bediüzzaman Hazretleri annesi Nuriye Hanımın evlad-ı Resul’den
olduğunu ve soyunun Hazret-i Hasan’a dayandığını belirtmiştir.
İnsanın en birinci mualliminin validesi olduğunu söyleyen Bediüzzaman Hazretleri küçükken vali-
desi Nuriye Hanımdan aldığı telkinatın ve manevî derslerin çekirdekler hükmünde fıtratında ve ruhunda
yerleştiğini, aldığı sair derslerin o çekirdekler üzerine bina edildiğini belirterek şunları der: “Meslek ve
meşrebimin dört esasından en mühimi olan şefkat etmek ve Risale-i Nur’un da en büyük hakikati olan
acımak ve merhamet etmeyi, o validemin şefkatli fiil ve halinden ve o manevî derslerinden aldığımı
yakinen görüyorum.” (24. Lem’a)
- o -
oSMaN (ra):
İlk İslâma girenlerden olan Hz. Osman, Peygamberimizin damadı ve üçüncü halifedir.
577 yılında Mekke’de doğdu. Dünyada iken Cennetle müjdelenen on Sahabeden biridir. Mekke’nin zen-
ginlerinden olan Hz. Osman, malını din uğrunda harcamıştır. Bedir Savaşı hariç bütün savaşlarda bulunan
Hz. Osman, Hz. Peygamberin vahiy katiplerindendir. Hz. Ömer’in ölümünden sonra halifeliğe seçildi ve
on iki yıl bu makamda kaldı. Hz. Peygamberin kızları Rukiye ve o vefat edince diğer kızı Ümmü Gül-
süm ile evlenen Hz. Osman bu yüzden Zinnureyn diye de anılır. Hz. Osman, halifeliğinin son yıllarında
çıkan olaylar sonunda, 656 yılında Medine’de evinde şehit edildi.
- ö -
öMEr (ra):
Müslümanların ikinci halifesidir. Sahabenin en büyüklerinden olan Hz. Ömer, Aşere-i
Mübeşşere’dendir. Hz. Muhammed, kırkıncı kişi olarak İslâma giren Hz. Ömer’e, hak ile bâtılı birbirin-
den ayırt eden manasına gelen “Faruk” ünvanını verdi. Hz. Ömer, Allah ve Resullullah sevgisinde,
cömertlikte, tevazuda, idarecilikte, ilimde, ibadette, hülâsa bütün güzel hasletlerde zirvede olan bir Sa-
habedir. İslâmın ikinci halifesi olan Hz. Ömer devrinde İslâm toprakları bir hayli genişlemiştir. Irak, Suriye,
Mısır ve İran toprakları bir baştan bir başa fethedildi. Medine’de temeli atılan küçük İslâm devleti onun
devrinde büyük bir devlet oldu. Hz. Ömer idaresinin temelinde adalet vardı. O devletin temeline ada-
leti yerleştirdi. Memurlarını ve valilerini halktan soruştururdu. Halkın içinde dolaşarak ihtiyaç sahiplerini
araştırırdı. Gayr-ı müslimlerin hakkını korurdu. Devletin malına karşı hassastı. Yaklaşık on bir sene ha-
lifelik yapan Hz. Ömer, altmış üç yaşında iken şehit edildi.
- r -
rE’FET BEY (rE’FET BaruTçu, YÜZBaŞı rE’FET BEY):
1886 yılında İstanbul’da doğdu. Yüzbaşı rut-
besiyle orduda görev yaptı. Said Nursî Hazretlerini Barla’da ziyaret edip onun hizmetçisi oldu. Üstatla
beraber Eskişehir, Denizli ve Afyon hapishanelerinde tutuklu kaldı. Sormuş olduğu ilme ait sorularla
Üstadının iltifatına mazhar oldu. Ve bu sorular neticesinde Risale-i Nur’un çeşitli bahisleri cevabî mek-
tup olarak yazıldı. Ve daha sonra Risale-i Nur’un içine konuldu. Yüzbaşı Refet Bey 1975 yılında doksan
yaşında iken Hakkın rahmetine kavuştu.
Ş
ahıS
B
ilgileri
| 1280 | Şualar