halefet Partisi Başkanı olarak siyasî hayatını sürdürdü. 27 Mayıs 1960’ta yapılan ihtilâlin ardından Ku-
rucu Meclis üyeliğine seçildi ve 10 Kasım 1961 tarihinde de Başbakanlığa atandı. 1965 senesinde bu
görevden ayrıldıktan sonra milletvekili olarak siyasî hayatına devam etti, 1972’de Parti Genel Başkan-
lığı ve milletvekilliginden istifa ederek; ölünceye kadar Anayasa gereğince Cumhuriyet Senatosu tabiî
üyeliği görevinde bulundu.
İSraFİl (aS):
Melâike-i Kiram olarak adlandırılan dört büyük melekten bir tanesidir. Kıyamet günü
“sur”u üfürmekle vazifelidir. Hz. İsrafil “sur”u iki kez üfleyecektir. İlk üflemesiyle kıyamet kopacak, ikin-
ci üflemesinden sonra ise kıyamette ölenler diriltilecek ve haşir meydanına çağrılacaktır.
- K -
KÂ’B İBNİ lÜEYY:
Peygamber Efendimizin (asm) atalarındandır. Peygamberimizin dedesi Abdülmut-
talib’den yukarı doğru yedinci sırada yer almaktadır Kâ’b bin Lüeyy, Araplar içinde şerefli bir insandı.
Cuma gününe Cuma ismini ilk defa o takmıştı. Cuma günü halkını toplar ve onlara hutbe okurdu. Ay-
rıca Hac mevsiminde de halka hitap ederdi. Peygamber Efendimiz (asm) hakkında bir şiir yazmıştır.
Kâ’b ibni Lüeyy vefat ettiği zaman Kureyşliler onun ölüm tarihini Fil Yılına kadar tarih başlangıcı edin-
diler.
KİSra-İ FarS (KİSra ıı. HÜSrEV PErVİZ) (?-628):
Kisra, Araplar tarafından Sasani kralları için kul-
lanılan bir unvandır. Bizans İmparatorları için “Kayser” unvanı kullanılırken, İran Sasani kralları için de
bu unvan kullanılmıştır. “Kisra” olarak kendisinden söz edilen ve Peygamber Efendimizin İslâma davet
mektubunu yırtan kral II. Hüsrev Perviz’dir. İslâmiyetin zuhur ettiği yıllarda Bizanslılarla yaptığı savaş-
larda üstün gelmesi, Kitap Ehli olan Bizanslıların mağlûp olmaları Mekkeli müşrikleri sevindirirken,
Müslümanların üzülmelerine ve hakarete uğramalarına sebep olmuştur. Kur’ân-ı Kerim’in, Kisra’nın ga-
libiyetinin mağlûbiyete dönüşeceğini haber vermesi (Rum Suresi, 1-5) Müslümanları sevindirmiş, ileriki
yıllarda gelen Bizans galibiyeti de Kur’ân-ı Kerim’in mu'cizesini gerçekleştirmiştir. Risale-i Nur’da, “Kis-
ra” ünvanıyla kastedilen kişi II. Hüsrev Perviz olmakla beraber, genel olarak Sasani hükümdarına da
atıfta bulunulmaktadır.
- l -
lEBİD:
İslâmiyet öncesi, cahiliye devrinde “Muallâka Şairleri”nden meşhur bir şair olan Lebid, genç
yaşta kabilesi içinde ehemmiyetli bir konum elde etti. Muallâkat-ı Seb’a’da (Yedi Askı) yayınlanan ka-
sidesi ile ün kazandı ve meşhur Arap şairlerinden birisi olarak tarihe geçti. Hicretten sonra Müslüman
olup Hz. Peygamberden (asm) ilgi ve destek gördü. Kasidede olduğu kadar, hicviye ve mersiyede de
başarılı kabul edilen Lebid, canlı ve güçlü tasvirleriyle bilinmektedir.
lENİN:
Asıl adı Vıladimir İliç Uliyanofdur. Lenin takma adıdır. Birinci Dünya Savaşı sırasında yazdığı
“Halk Dostları Kimlerdir ve Sosyal Demokratlar Nasıl Çarpışırlar” adlı kitabını Lenin diye imzalamış ve
sonraları bu isimle anılmıştır. 1870 yılında Rusya’nın Simbirsk kasabasında doğdu. 1917’de Rusya’da
yapılan Bolşevik ihtilâlinin önde gelen isimlerinden biridir. Bugünkü Sovyet idaresini kurarak, o rejimin
diktatörlüğünü ve hükümet başkanlığını yapmıştır. Lenin, 1918’de fabrika işçilerine verdiği bir konfe-
ranstan çıkarken dört kurşunla yaralandı. 1922’de sağ tarafına bir felç geldi ve dili tutuldu. 1924 yılında
Gorki’de öldü.
loKMaN:
Kur’ân’da adı geçen, peygamber olup olmadığı kesin olmayan, öğütleri, ahlâkî ve tıbbî
sözleri ile tanınan büyük bir zattır. Uzun bir ömre sahip olan Hz. Lokman, Hz. Davud’a yetişmiş ve on-
dan ilim öğrenmiştir. Halk arasında daha çok, bir hekim (doktor) olarak tanındığı için Hekim-i Lokman
Şualar | 1273 |
Ş
ahıS
B
ilgileri