yerine, İngiliz etki alanının en can alıcı noktasına saldırmayı düşünen Napolyon, Mısır seferine çıktı. Ak-
deniz’deki İngiliz Donanmasını yenilgiye uğrattı, Malta’yı aldı. 1798 Temmuz ayında İskenderiye’ye girdi.
1799 yılında Suriye’ye giren Napolyon, Akka’nın Cezzar Ahmed Paşa tarafından başarıyla savunulması
ve ordusunda yayılan salgın hastalıklar yüzünden Mısır’a çekildi. Ordusunu burada bırakarak gemi ile
Fransa’ya döndü. 9 kasım 1799’daki hükûmet darbesi, Fransa tarihinde yeni bir dönemin başlamasına
sebep oldu. Napolyon ise bu gelişmenin ardından Fransa’nın mutlak hâkimi oldu. Napolyon, 1804’te
yaptığı Code Napoleon, kanunları halk tarafından desteklendi. Napolyon aynı yıl, Paris’teki Notre Da-
me Katedrali’nde, 7. Papa Pius’nin eliyle taç giyerek imparator oldu. Kendisine karşı düzenlenen
hükûmet darbesini bastırdı. Bu gelişmenin etkisiyle yeni bir ordu kurdu. 1813 Ekim’inde Leipzig’de ye-
nik düşmenin ardından, Elbe Adasına sürgüne gönderildi. 7 Mart 1815’te sürgün yerinden kaçıp gizlice
Paris’e döndü. Hemen bir ordu toplayan ve Paris’e dönen Napolyon, kısa süre içinde ikinci kez tahtan
indirildi. Amerika’ya kaçmak istedi, ancak bunu başaramıyınca İngilizlere teslim oldu. İngilizler, onu At-
lantik’teki St. Helena Adasına götürdüler. Son yıllarını bu küçük adada geçirdi ve 5 Mayıs 1821’de öldü.
NaZİF (NaZİF çElEBİ):
Bakınız Ahmed Nazif Çelebi.
NECMEDDİN-İ KÜBra (1145. 1226):
Kübraviya veya Zahabiya tarikatının kurucusu olup, Milâdî 12-
13. asır İranlı sûfilerin en mühim şahsiyetlerinden biridir. Şeyh-i Vali-Taraç (veli yetiştiren şeyh),
Tammatül’l-Kübra lakapları taşıyan Necmeddin, 540 (1145) senesinde dünyaya gelmiştir. Genç yaşta
seyahatlere çıkan ve Mısır’da meşhur şeyh Ruzbihan el-Vazzan el-Mısrî ile tanışan Necmeddin Kübra,
onun müridi olmuş ve nezareti altında son derece sıkı riyazet geçirmiştir. Tebriz’de Ebu Nasr Hafda adlı
kelâm âliminden ilim tahsil eden Necmeddin, kelâma dair ilk eserini de orada vermiştir. Daha sonra
Şeyh Bab-Farac Tebrizi ile tanışan Necmeddin, onun tesiri altında kendini tamamen tasavvufa vermiş-
tir. Çok geçmeden Şeyh Ammar-i Yasir’e intisap etmiş ve sûfi olabilmek için İsmail Kasrî’nin mektebine
dahil olmuştur. Necmeddin burada ikinci hırkasını alır. Ailesiyle birlikte Harizm’e giden Necmeddin, ora-
da Kübraviya veya Zahabiya tarikatını kurdu. Necmeddin-i Kübra, Harizm’in Moğollar tarafından
işgalinde, 618’de öldü.
NEMruT:
Hz. İbrahim’in peygamber olarak gönderildiği bölgede saltanat sürdüğü rivayet edilen Ba-
bil’in kurucusu ve hükümdarı; Cenab-ı Hakka karşı kibir taslayarak isyan eden ve Hz. İbrahim’i ateşe
attıran kâfir hükümdar.
NİKolaY NİKolaYEVİç (1856-1929):
Birinci Dünya Savaşı sırasında Rus ordularına başkumandan-
lık yapmış olan bir generaldir. Muhtelif görevlerde bulunduktan sonra 1914 yılında Rus orduları
başkumandanlığına getirilmiştir. Savaş boyunca bazı cephelerde başarılı olurken, bazı bölgelerde de
Rusların yenilmesine mâni olamamıştır. Ordunun savaş yorgunu olduğu ve Bolşevik ihtilâlinin öncesi-
ne rastlayan karışık bir dönemde başkomutanlık yapmıştır. Savaşın sonlarına doğru başkomutanlıktan
alınarak Kafkas cephesine gönderilmiştir. Esir kampını teftişi sırasında, ayağa kalkmadığı için Bediüz-
zaman’ı idam cezasıyla yargılanmak üzere mahkemeye veren Rus komutandır.
NuH (aS):
Kur’ân-ı Kerîm’de adı geçen peygamberlerden olan Hz. Nuh, insanlığın ikinci atasıdır. Kırk
yaşına gelince sapıklığı had safhaya gelmiş olan kavmini imana davetle görevlendirilmiştir. Ancak kav-
minden çok az kimse iman etmiştir. Kavminin çoğunluğunun kendini dinlememesi ve sapıklıklarının
daha da artması üzerine Nuh Tufanı olarak bilinen hadise meydana gelmiş, dünyayı kaplayan bu su
tufanı ile Hz Nuh’a iman etmeyenler helâk olmuştur. İman edenler ise Hz. Nuh’un Allah’ın emriyle yap-
mış olduğu gemiye binerek kurtulmuşlardır. Hz. Nuh, ayrıca gemiye, yeryüzündeki hayvanlardan da
birer çift almıştır. Hz. Nuh’un 1050 sene yaşadığı ve 950 sene peygamberlik yaptığı rivayet edilmekte-
dir.
Şualar | 1279 |
Ş
ahıS
B
ilgileri