memek üzere Konya’dan ayrıldı ve Tebriz’e dönerek 1247 yılında orada vefat etti. Şems-i Tebrizî’nin
müritleri tarafından kayda geçirilen bazı sözleri sonradan Makalât ismi altında bir araya getirildi. Bu
eser günümüze kadar ulaşan tek kitabıdır.
ŞEYH aBDÜlBÂKî (arVÂSî):
1899 yılında Van’ın Arvas köyünde dünyaya geldi. Babası eski Van
müftülerinden Şeyh Masum Efendi, dedesi Seyyid Fehim Efendidir. Şeyh Abdülbâkî, Birinci Dünya Har-
binden önce Van’da lisede okuyordu. Okula pek sık gitmiyor, çoğunlukla Bediüzzaman Hazretlerinin
Horhor’daki medresesine gidiyordu. Bediüzzaman kendisine niçin okula gitmediğini, okuldan neden
kaçtığını sorduğunda O kendisinin yanında okumak istediğini söylerdi. Bediüzzaman Hazretleri onu çok
severdi, hiç ismiyle hitap etmez, “Birazi” derdi. Bediüzzaman ile aradan yıllar geçtikten sonra, son ola-
rak 1960 yılı başında Konya’da görüşmüştür.
ŞEYH aBDÜlHaKİM (arVaSî):
Son asrın âlim ve velîlerinden olan Şeyh Abdülhakim Arvasî, 1865
yılında Van’ın Başkale kasabasında doğdu. 1943 yılında Ankara’da vefât etti. Kabri, Ankara yakınında-
ki Bağlum kasabasındadır. Abdülhakim Arvasî, ilk derslerini babasından aldı. İlkokul ve liseyi Başkale’de
bitirdi. Ardından eğitim maksadıyla Irak’a gitti. Irak’ın çeşitli bölgelerini dolaşarak âlimlerden icazet al-
dı. Buradaki eğitimini de tamamladıktan sonra Başkale’ye geri döndü. Başkale’de bir medrese yaptırdı.
Elindeki imkânları harcayarak büyük bir kütüphane vücuda getirdi. Kendi kurmuş olduğu medresesin-
de bütün öğrencilerinin masraflarını karşılamak suretiyle yirmi yıla yakın ders okuttu. Daha sonra
Arvas’a giderek zamanın büyük alim ve evliyalarından olan Hâlidiye tarikati şeyhlerinden Seyyid Fe-
him Arvasî Hazretlerine intisap etti. Birinci Dünya Harbinin başlaması ve Osmanlı devletinin harbe
girmesinden sonra bölge Ruslar tarafından işgal edildi. Bu arada Başkale de Ruslar tarafından istilâ edil-
di. Bu gelişmeler üzerine Şeyh Abdülhakîm, ailesi ile birlikte buradan göç etti. Şeyh Abdülhakîm, Musul’a
vardıktan sonra burada iki yıl kaldı. Ardından yine ailesi ile birlikte tekrar göç ederek önce Adana’ya,
ardından Eskişehir’e gitti. Daha sonra buradan da ayrılarak 1919’da İstanbul’a geçti. Eyüp’te kendisine
tahsis edilen Yazılı Medrese’de misafir edildi. Ayrıca, Kaşgari Dergâhı şeyhliğine tayin edildi. Daha son-
ra Sultan Vahdettin tarafından Medrese-i Mütehassisin’e müderris olarak görevlendirildi. Bu arada
dergâh şeyhliği, imamlık ve vaizlik vazifelerini de ifa etti. Bu görevi tekke ve zaviyelerin kapatılmasına
kadar devam ettirdi. Menemen Hadisesi sonrasında, çok sayıda insan tutuklanarak hapis ve ağır ceza-
lara çarptırıldı. Şeyh Abdülhakîm de tutuklandı ve Menemen’e gönderildi. Ancak, olayla ilgisinin olmadığı
anlaşıldı. Soyadı kanununun çıkarılmasından sonra Üçışık soyadını alan Şeyh Abdülhakîm, aynı yıl için-
de hastalandı ve hemen ardından Ankara’ya getirildi. Kısa bir süre sonra 1943 yılında Ankara’da vefat
etti.
ŞEYH SaİD:
Nakşibendi Şeyhi Mehmed Said Palevî. 1865’de Palu’da doğdu. Medrese eğitimi gördü
ve babası Şeyh Mahmud’un ölümü üzerine şeyh oldu. Palu’dan ayrılarak Erzurum’un Hınıs kasabasına
yerleşen Şeyh Said, doğuda ününü ve saygınlığını artırarak Zaza Kürdlerinin lideri durumuna geldi.
1925’te kendi adıyla anılan ayaklanmayı başlatan Şeyh Said, ayaklanmanın bastırılması üzerine Şark
İstiklal Mahkemesi tarafından idama mahkûm edildi. 29 Haziran 1925’de Diyarbakır’da asılarak idam
edildi.
ŞEYH SÜNuSî (aHMET ES-SÜNuSî):
M. 1873’te Cağlub’da doğdu. Sünusîlik hareketinin lideri ve İs-
lâm birlik ve kardeşliğinin mükemmel bir temsilcisi ve asrımızın önde gelen âlimlerinden biridir. Soyu
Peygamber Efendimizin torunu Hz. Hasan’a (ra) kadar uzanmaktadır. Dedesi Muhammed bin Ali es Sü-
nusî, Kuzey Afrika’da İtalyan ve Fransız istilâ hareketlerine karşı İslâm dünyasının birlik ve beraberliğini
sağlamak amacıyla Sünusilik hareketini başlattı. Kısa zamanda geniş bir ilgi toplayarak yayıldı. Sünu-
silik hareketinin başına geçti. İtalyanların Trablusgarb’ı işgali üzerine Türk ordularının yanında yer aldı;
ordular çekilme mecburiyetinde kalınca, kendi ordusuyla ülkeyi müdafaaya devam etti. Birinci Dünya
Ş
ahıS
B
ilgileri
| 1286 | Şualar