Savaşının sonlarında Sultan Mehmet Reşat’ın isteği üzerine İstanbul’a geldi. Sultan Reşat’ın vefatı üze-
rine Vahdettin’in cülus merasiminde “kılıç kuşanma töreni” Ahmed Sünusî tarafından yerine getirildi.
Mondros Mütarekesinden sonra Sultan Vahdettin’in isteği üzerine önce Bursa’yı, sonra da Kurtuluş Sa-
vaşına katılmak üzere Doğu ve Güneydoğu vilâyetlerini dolaşarak halkı birliğe çağırdı. Kurtuluş Savaşının
sonlarına doğru Ankara’dan ayrılarak önce Şam’a, sonra Filistin, Mekke ve sonunda Asir bölgesine ge-
çerek hizmetlerine devam etti. 1933 yılında burada vefat etti.
ŞEYHÜ’l-CEBEl:
“Dağların Şeyhi” anlamına gelen bu ünvan Hasan Sabbah tarafından kullanılmak-
taydı.
ŞıKK:
Bu isim İslâmiyetten önce farklı zamanlarda yaşamış iki ayrı Arap kâhinine aittir. Bunlardan
ilki Arapların ilk kâhinlerinden biridir. Ikincisi ise El-Yaşkari adındaki Şık’tır. Bu ikinci Şık yine kendisi gi-
bi meşhur olan Arap kâhini Satih’le aynı dönemde yaşamıştır. Şık da yine Satih gibi Peygamberimizin
geleceğini müjdeleyen kâhinlerden biridir.
ŞÜKrÜ KaYa (1883-1959):
Tek Parti döneminde uzun süre milletvekilliği ve bakanlık yaptı. İçişleri
bakanı iken yapılan seçimlerde kendi partisinin seçimi kazanması için her yola başvurdu. Bakanlığı bo-
yunca muhalefete göz açtırmadı. Uyguladığı baskı Meclis gündemine getirilerek sert eleştirilere konu
oldu. Başta Bediüzzaman olmak üzere, mütedeyyin insanlar aleyhine kararlar aldırmak için mahke-
melere müdahale edecek kadar baskı kurma yoluna gitti. Kaya, 1883 yılında İstanköy Adasında doğdu.
Midilli İdadisini bitirdikten sonra Galatasaray Lisesi’ne girdi. Daha sonra Paris’e giderek Hukuk Fakülte-
sini okudu. Yurda döndükten sonra Dışişleri Bakanlığında çalışmaya başladı. Kısa bir süre sonra İçişleri
Bakanlığına geçerek Mülkiye Müfettişliği görevinde bulundu. Balkan Savaşı sonrasında Bulgarlarla oluş-
turulan Mübadele Komisyonunda görev aldı. 1916 yılında İskan-ı Muhacirin ve Aşayir Müdürlüğüne
atandıysa da bu görevi kısa sürdü. Bir süre Anadolu ve Irak’ta Mülkiye Müfettişliği yaptıktan sonra gö-
revinden istifa etti. Akabinde İzmir’e giderek burada ve Buca’da öğretmenlik yaptı. Mondros
Mütarekesinden sonra, işgallere karşı kurulan İzmir Müdafaa-i Hukuk Cemiyetine girdi. Bir ara tutukla-
narak İstanbul’a ve bilahare Malta’ya sürüldü. Kısa bir sürgün hayatından sonra yurda döndü. Lozan
görüşmeleri sırasında danışmanlık yaptı. Kaya, 1923-27 yıllarında İzmir Belediye Başkanlığı yaptı. Aka-
binde Muğla milletvekili olarak meclise girdi. Bu tarihten itibaren uzun süre muhtelif bakanlıklarda
bulundu. İsmet İnönü, Fethi Okyar ve Celal Bayar tarafından kurulan hükümetlerde bakan olarak yer
aldı. Tarım, Dışişleri ve İçişleri bakanlıklarında bulundu. Bunların dışında 1936-38 yıllarında Cumhuriyet
Halk Partisi Genel Sekreterliği de yaptı. Kaya, İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanı olmasına karşı çıkınca,
siyasî hayatı kararmaya başladı ve 1939 seçimlerinde aday bile gösterilmedi. Bu tarihten itibaren siya-
sî hayatı sona erdi. 1959 yılında İstanbul’da öldü.
- T -
TaHİr PaŞa:
Aslen Arnavut olan Tahir Paşa, eski ismi Pogoritza Potgoriça olan Titograt şehrinde
doğdu. Hacı Ali Efendinin altı oğlundan biridir. Tahir Paşa yirmi dokuz yaşlarında iken devlet hizmetine
girdi. 1800’lü yılların sonu ile 2. Meşrutiyet yıllarında Musul, Van ve Bitlis’te valilik yaptı. Özellikle Van’da
uzun yıllar valilik görevinde kaldı. Vanda kaldığı yıllarda guatr hastalığına yakalandı. Hastalığından ve
ihtiyarlığından dolayı görevden ayrılmak istedi fakat kendisini çok seven ve takdir eden Abdülhamit
buna izin vermedi. Bu yüzden vazifesine bir müddet daha devam etti. Hastalığının ilerlemesi üzerine,
emekli oldu ve İstanbul’a döndü. Bundan yaklaşık bir sene sonra, 1913 senesinde Hakkın rahmetine
kavuştu. Mezarı İstanbul’da Sahra-yı Cedit semtindedir. Tahir Paşanın Bediüzzaman Hazretleriyle gö-
rüştüğü yıllar Van ve Bitlis’te görev yaptığı yıllardır. O zamanlar Tahir Paşa altmış yaşlarında
Bediüzzaman Hazretleri ise 25-30 yaşlarında bulunuyordu. O yıllarda Bediüzzaman Hazretlerinin ilmi-
Şualar | 1287 |
Ş
ahıS
B
ilgileri