vasıtasıyla birçok kimse Müslüman olmuştur. Ticaretle uğraşan Ebu Bekir Mekke döneminde Kureyşli
müşriklerin işkencelerine maruz kalan birçok Müslümanı büyük bedeller ödeyerek hürriyetine kavuş-
turmuştur. Hicrette Hz. Peygambere arkadaşlık etmiş, birlikte Medine’ye hicret etmişlerdir. Hz.
Peygamberin kumandanlığını yaptığı bütün savaşlara katılmış, Hudeybiye ve Veda Haccında bulun-
muştur. Resulullahın vefatından sonra Müslümanlarca halifeliğe seçilerek İslâm tarihinin ilk halifesi
olmuştur. İki yıl kadar bu makamda Müslümanların başında kalmış ve Hicrî 13 yılında Medine’de vefat
etmiştir. Hz. Ebu Bekir, Resul-i Ekrem’in yanına defnedilmiştir.
EBu CEHİl:
“Cehalet babası” demek olan bu kelime, Hazret-i Resul-i Ekrem (asm) zamanında, mu’ci-
zeleri ve çok delilleri ve Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmı gördüğü halde iman etmeyen din düşmanı,
puta tapan gururlu bir müşrikin lakabıdır. Bedir Gazasında öldürüldü.
EBÜ’l-HaSaN-ı ŞaZElî (1196-1258):
On üçüncü asırda yaşamış büyük İslâm âlimlerindendir. Önce
fen bilimlerine merak salmış ve bu alanda önemli bir birikime sahip olmuş, daha sonra tasavvufa yö-
nelmiştir. Kuzey Afrika’da yaşamıştır, müntesipleri çok geniş bir alana yayılmıştır. Şazili tarikatının
kurucusu olarak kabul edilmektedir. Soyu, Peygamber Efendimizin (asm) torunu Hazreti Hasan’a (ra)
dayandırılmaktadır. Asıl adı Ali’dir. Kendisine Nureddin lakabı da verilmiştir. Künyesi Ebü’l-Hasan Ali bin
Abdullah bin Abdülcebbar Şazili şeklindedir. Risale-i Nur’un muhtelif yerlerinde ismi, imamlar ve ak-
taplar arasında zikredilmekte, insanlık âlemini nurlandıran mümtaz şahsiyetlerden biri olarak telâkki
edilmektedir. Ali, 1196 yılında Tunus’un Şazile kasabasında doğdu. Doğduğu şehre nispeten Şazelî ün-
vanıyla meşhur oldu. Eğitimine küçük yaştan itibaren memleketinde başladı. Fen ilimlerine ilgi duyarak
bu alanda eğitim gördü. Ebü’l-Hasan, talebelerine ders verirken; gizli veya açıktan fiillerinde her za-
man Allah’tan korkmalarını, her hal ve hareketlerinde, ibadetlerinde Peygamber Efendimizin (asm)
Sahabelerine gösterdiği istikamete uyup, bida ve sapıklıklardan sakınmalarını, bollukta ve darlıkta in-
sanlardan bir şey beklememelerini, kanaatkâr olmalarını, hem sevinçli hem de kederli günlerinde
Cenab-ı Hakka sığınmalarını tembihledi. Şazili tarikatının kurucusu olarak kabul edilen Ebü’l-Hasan
Ali’nin tarikat kurmak amacıyla hareket ettiğine dair kesin bilgiler mevcut değildir. Kendisi, tâbi olan-
larına ve ilminden istifade etmek isteyenlere, dünyevî işleriyle dinî ibadetlerini mezc edecek ve birlikte
sürdürecek tarzda telkinlerde bulundu. Dünyevî işlerini tamamen bırakıp hizmetinde olmak ve sürekli
yanında bulunmak isteyenlere, eskisi gibi dünyevî işlerini sürdürme telkininde bulundu. Maddî yar-
dımlardan mümkün mertebe sakındığı gibi, idarecilerin dergâhlarına yardım etme tekliflerini de kabul
etmeyerek geri çevirdi. Ebü’l-Hasan Ali, müntesiplerine sünnete sıkı sıkıya bağlanmaları konusunda
telkinlerde bulundu. Hal ve hareketlerine sünnete zıtlık teşkil etmeyecek şekilde yön vermelerini ve
aykırı düşmemelerini tembihledi. Kendilerine ilham olunsa bile, bu duruma aykırı düşecek her türlü
faaliyetin sünnete uygun hale getirilmesini istedi. Ebü’l-Hasan Ali tarafından kurulduğu kabul edilen
Şazili tarikatı Mısır ve Tunus’ta yayıldı. Bu tarikatın müntesiplerinin Suriye’de de önemli bir sayı teşkil
ettikleri aktarılmaktadır. Daha sonra Cezayir’in batı bölgesinin tamamına yayıldığı belirtilmektedir.
Ebü’l-Hasan Ali defalarca Hacca gitti. Yine bu gaye ile çıktığı 1258 yılındaki yolculuğu sırasında Mısır’da
bulunan Hamisre’de (Homaysira) vefat etti.
EMİN:
Aslen Vanlı olan Çaycı Emin’in ismi Yemen Beydir; fakat Bediüzzaman Hazretleri bu ismi Emin
Bey olarak değiştirmiştir. Soyadı kanunundan sonra ise Çayırlı soyadını almıştır. Çaycı Emin olarak bi-
linmesi ise çay ocağı işletmesinden dolayıdır.
Kendisi 1925’den sonra Şeyh Said İsyanı bahane edilerek batıya sürülen doğudaki aşiret beylerin-
den bir tanesidir. Kastamonu’ya sürgün edildikten sonra Nasrullah Camiinin şadırvanında bir çay ocağı
işletmeye başladı. Emin Bey 1936 yılında çay ocağını işletmeye devam ettiği günlerde, yeni sürgün
edilmiş olan ve sadırvana su almaya gelen Bediüzzaman Hazretleriyle görüştü. İlk görüşmesinde Bedi-
Ş
ahıS
B
ilgileri
| 1258 | Şualar