Şualar - page 1252

aİŞE-İ SıDDıKa (614-678):
Hakkında ayet nazil olacak kadar fazilet sahibi, mü’minlerin annesi, Sıd-
dık-ı Ekber’in ölüm döşeğinde, “Senden daha sevimli servet bırakmıyorum. Seni kaybetmekten daha
büyük bir fakirlik ise bilmiyorum” dediği, Habibullahın sevgilisi, Müslüman hanımlara en büyük örnek,
çok kısa süren evlilik hayatına çok büyük kazanımlar sığdıran mübarek bir insan. Peygamber Efendi-
mizin (asm) hanımı olduğu için “ümmü’l-mü’minin” ve Hz. Ebubekir’in (ra) kızı olduğundan “es-Sıddıka”
ünvanlarıyla anılan Hz. Aişe, 614 yılında Mekke’de doğdu. Annesi Ümmü Ruman bint Amir b. Uveymir,
Kinane kabilesindendir. Kendi ismiyle tanınmakta olup künyesi, Ümmü’l-Mü’minin Aişe Ebi Bekr es-
Sıddik el-Kureyşi şeklindedir. Babası, Hz. Muhammed (asm) ile beraber hicret ettiği için kendisi daha
sonra Medine’ye hicret etti. Hicretten önce nikâhları kıyılmakla birlikte düğünleri daha sonra 624 yılın-
da iki bayram arasında yapılarak Peygamber Efendimiz ile evlendi. Bu evlilik hayatında çok büyük
değişikliklere vesile oldu. Peygamber hanımları mü’minlerin anneleri ve başkasıyla evlenemeyecekleri
hakkındaki Kur’ânî hükümden (Ahzab Suresi, 33.) dolayı ümmü’l-mü’minin ünvanıyla anılmaya baş-
landı. Bunun yanında en önemli husus, Peygamber terbiyesi ile büyümesi ve en çok hadis rivayet eden
Sahabeler arasında yer almasıdır. Peygamber Efendimiz son nefesini onun yanında verdi ve burada
defnedildi. Bunun üzerine on sekiz yaşında dul kaldı. Kur’ân’ın hükmüne uyarak bir daha evlenmedi
ve kırk yedi yıl bu şekilde yaşadı. Vefatı büyük üzüntüye sebep oldu (678). Kıskanç olarak bilinmesine
rağmen; Peygamber Efendimizin diğer hanımları, kızı Hz. Fatıma, Hz. Ali ve diğerlerinin faziletlerini nak-
lettiği hadislerle tanınmalarını sağlayacak şekilde alicenap bir kişiliğe sahipti.
alİ (ra):
Hz. Ali (ra). Hz. Peygamberin damadı, Hulefa-i Raşidîn’in dördüncüsüdür. Hicretten yakla-
şık yirmi iki yıl önce (m. 600) doğduğu rivayet edilen Hz. Ali’nin babası Hz. Peygamberin amcası Ebu
Talib, annesi de Fatıma bint Esed b. Haşim’dir. Hz. Muhammed’in peygamberliğine ilk iman eden ço-
cuk olan Hz. Ali, Hicret sırasında Mekke’de kalmış, geceyi Hz. Peygamberin yatağında geçirerek onun
evde olduğu kanaatini uyandırmıştır. Hicretin ikinci yılında Hz. Peygamberin (asm) kızı Fatıma ile evle-
nen Hz. Ali’nin bu evlilikten Hasan, Hüseyin ile Zeynep ve Ümmü Gülsüm adlı çocukları olmuştur.
(Muhsin adlı çocukları ise henüz bebekken ölmüştür.) Esedullah (Allah’ın aslanı) ünvanıyla anılmıştır.
Hz. Peygambere kâtiplik de yapan Hz. Ali, Hudeybiye Anlaşmasını yazmıştır. Mekke’nin fethinden son-
ra Kâbe’deki putları imha etme görevi ona verilmiştir. İlk üç halife döneminde de idarî görevlerde
bulunan Hz. Ali, Hz. Osman’ın şehit edilmesiyle birlikte seçimle halife olmuştur. Hz. Ali’nin hilâfeti dö-
neminde İslâm tarihinin en üzücü olaylarından Cemel Vakası (Hz. Aişe önderliğindeki ordu ile yapılan
savaş) ile Hz. Muaviye ile yapılan Sıffin savaşları meydana geldi. Hicrî 19 veya 21 Ramazan’da (26 veya
28 Ocak 661’de) Kûfe’de, Haricî Abdurrahman b. Mülcem tarafından zehirli bir hançerle şehit edildi. Hz.
Ali Kufe’ye (Necef) defnedilmiştir. Hz. Ali’nin, kendisine Hz. Peygamber (asm) tarafından verilen “Ebu
Turab” lakabından başka “el-Murtaza” ve “Esedullâhi’l-Gâlib” gibi lakapları da vardır. Çocukluğunda pu-
ta tapmadığı için daha sonraları “Kerremallahu Vecheh” dua cümlesiyle de anılmıştır.
alİ oSMaN’lar:
Şu isimlerin tamamı veya bir kısmı olabilir. İnebolu kahramanlarından Berber Ali
Osman, Atabeyli Alil (kötürüm) Ali Osman, Sobacı H. Ali Osman, Konyalı Tenekeci Ali Osman, Demirbaş
Ali Osman.
alİ rıZa (MaHKEME rEİSİ):
Muğlalı olan Ali Rıza Balaban, 1943 senesinde Bediüzzaman Said Nur-
sî’nin talebeleriyle birlikte yargılandığı Denizli mahkemesinin reisi idi. Mahkeme süresince adaletten
ayrılmadı. Risale-i Nur’un hizmet tarihinde mühim bir dönüm noktası olan Denizli mahkemesinin ilk
beraat kararını vermişti. Bu karar üzerine Üstat Bediüzzaman Hakim Ali Rıza Balaban ve adaletten
ayrılmayan diğer hakimler hakkında şöyle demişti: “Hakim-i adil ile beraber, hakikî adalete çalışan zat-
lar, değil yalnız bizi, belki Anadolu’yu ve Âlem-i İslâmı manen minnettar eylemişler.”
Ş
ahıS
B
ilgileri
| 1252 | Şualar
1...,1242,1243,1244,1245,1246,1247,1248,1249,1250,1251 1253,1254,1255,1256,1257,1258,1259,1260,1261,1262,...1581
Powered by FlippingBook