- G -
GaZalî:
Asıl adı Hüccetü’l-İslâm Ebu Hamid Muhammed b. Ahmet el Gazzalî’dir. Eş’ari kelâmcısı, Şa-
fiî fakihi, mutasavvıf ve filozoflara yönelttiği eleştirilerle tanınan İslâm düşünürüdür. Hicrî 450’de (1058)
Horasan’da, Meşhed’de (Tus) dünyaya geldi. Babasının mesleğinin yün tacirliği olmasından dolayı ken-
disine “Gazzalî” ve zamanında İslâma yöneltilen itirazlara cevap vererek itiraz edenleri susturduğu için
de “Hüccetü’l-İslâm” denilmiştir. Kelâm, fıkıh, hadis, felsefe, tasavvuf, mantık gibi ilimlerde yüksek bir
mevkie sahiptir. Bu sahalarda birçok önemli eserleri bulunmaktadır. Hicrî 505’te (1111) Tus’da vefat
eden ve oraya defnedilen Gazali’nin eserlerinden bazıları şunlardır: El-Münkız; İhya-ü Ulumi’d-Din; Kim-
ya-yı Saadet; Tehafütü’l-Felasife; Kıstasü’l-Müstakim.
- H -
HaFıZ aKİF (arıöZSoY):
Bediüzzaman Hazretleri Emirdağ’da bulunduğu sırada ilkokul öğretmeni
idi. Birçok defa Bediüzzaman Hazretlerini ziyaret etti, ellerini öptü, dualarını aldı. Nurlarla meşgul ol-
maya başladıktan sonra Bediüzzaman, onun köyü olan Asar’a (Hisar) gelmişti. Onun mesleğini bilen
Bediüzzaman, Asar içinde bir yeri göstererek, “Sen Risale-i Nur’un inkişafına sebep olacaksın” şeklinde
iltifat etmişti. Bediüzzaman’ın hapsi sırasında devletin çeşitli mevkilerine telgraf çekti. Bunlarda, Bedi-
üzzaman’ın serbest bırakılmasını, Risale-i Nur’un Kur’ân’ın hakikî bir tefsiri olduğunu, Risale-i Nur’a
yalnız Türkiye’nin değil, bütün dünyanın muhtaç olduğunu, okullarda ders kitabı olarak okutulmasını
istemişti.
HaFıZ alİ:
1898’de İslâmköy’de dünyaya geldi 17 Mart 1944’de Denizli’de vefat etti. Tam ismi Ha-
fız Ali Ergün’dür. Hafız Ali hayatını vakfettiği Risale-i Nur’ları el yazısıyla yazarak çoğaltan ve bu konuda
büyük gayretler gösteren kahramanlardan biridir. Bediüzzaman Hazretleri Nurların en çok yazılıp ço-
ğaltıldığı yerlerden bir tanesi olan İslâmköy’ü Nur Fabrikası olarak vasıflandırmış, Hafız Ali’nin de ihlâs
ve hizmetlerinden dolayı o fabrikanın sahibi olduğunu belirtmiştir. Bediüzzaman Hazretlerinin “Benim
bedelime şehit oldu” dediği Hafız Ali’nin vafatı ise şu şekildedir. 1943’de Bediüzzaman Hazretlerinin
bulunduğu Denizli Hapsine sevk edilen talebeler arasında Hafız Ali de vardır. Bediüzzaman Hazretleri
hapiste gizli düşmanları tarafından zehirlendiği sırada Hafız Ali de aniden rahatsızlanıp hastahaneye
kaldırılır ve orada vafat eder. Bunun üzerine Bediüzzaman Hazretleri “Hafız Ali benim bedelime berzah
âlemine seyahat eyledi” demiştir. Risale-i Nur’da birçok yerde ismi geçen Hafız Ali’nin Emirdağ, Kasta-
monu ve Barla Lâhikalarında pekçok mektubu bulunmaktadır
HaFıZ MEHMET:
1877 yılında Isparta’nın Sav köyünde dünyaya geldi, 15 Ocak 1947 tarihinde vefat
etti. Hafız Mehmet Bediüzzaman Hazretlerinin Isparta’ya geldiğini duyunca, selâmını ve hürmetlerini
iletmesi için oğlunu onun ziyaretine gönderir. Ziyaret esnasında oğlu, ayrıca babasının kendisinden dua
istediğini de söyleyince Bediüzzaman Hazretleri ona hitaben şöyle der: “Baban askerlik yapmadığı için
bilmez. Askerlikte karavanayı uzatmayana yemek vermezler. O da bize seher vaktinde dua etsin, biz
de ona ederiz.”
Selâmın cevabı gelince, gerçekte askerlik yapmayan bu zat bütün gayret ve kuvvetiyle Nurları yaz-
maya başlar. Hafız Mehmet’in ciddiyetle Risale-i Nur’a sahip çıkması, Sav köyündeki kadın-erkek,
çoluk-çocuk herkesin Risale-i Nur ile meşgul olmasına vesile olur. Risale-i Nur’un birçok yerinde Sav
köyünden Medrese-i Nuriye olarak bahsedilmesi, Hafız Mehmet’in bu ilk gayretleri sonucudur.
Hafız Mehmet’in vefatını Savlı Nur Talebeleri Bediüzzaman Hazretlerine bir mektupla bildirirler. Be-
diüzzaman Hazretleri ise karşılığında taziye mahiyetindeki şu cevabı gönderir: “Sizleri ve umum Risale-i
Nur Şakirtlerini ve bilhassa Medrese-i Nuriye’nin talebelerini ve bilhassa o merhumun akrabalarını,
Ş
ahıS
B
ilgileri
| 1262 | Şualar