Şualar - page 1242

alTıNCı rEMİZ
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
1132
on iki süryanî isimlerle, bidayette iştihar ve inti-
şar eden ve on İki söz namında on iki küçük risa-
lelere, sair sarih ve kat’î işaret ve delil ve emare ve
karinelerin delâletiyle bu süryanî isimlerin bu küçük
risalelere işaretini gösterir.
YEDİNCİ rEMİZ
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
1135
m
án
ª r
î n
e n
™n
e m
èn
?n
a u
?n
ëp
Hn
h @ r
â n
én
Ør
dG n
øp
e»u
æp
en
G…'
ôr
Ño
µr
dG p
ân
j'
’r
Ép
Hn
h
(1)
r
â n
à° s
ûdG n
øp
e?/
fr
ôp
Ln
G»'
æ°r
ùo
?r
G n
?p
FBÉn
ªr
°S n
Ép
Hn
h @ Én
æn
¡dp
G BÉ n
j
cümlesiyle otuzuncu lem’a olan Altı nükte-i esma
risalesine; hem
(2)
r
â n
î n
eÉn
°ûn
Jn
h r
â n
?n
Y m
?G n
ô r
¡n
Ñp
d l
±ho
ôo
M
ke-
limesiyle otuz Birinci lem’anın Birinci Şuaı olan ve
otuz üç âyât-ı kur’âniyenin risale-i nur’a işaretini
ispat eden ve birer mu’cize-i kur’âniye hükmünde
bulunan risaleye işaretlerini gösterip, ispat eder.
SEKİZİNCİ rEMİZ
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
1141
evvelâ iki sual-cevap ile mühim bir hakikati be-
yan eder. Şöyle ki:
Bütün kıymettar kitaplar içinde risale-i nur’un
kur’ân’ın işarat ve iltifatına ve evliya-i izamın takdir
ve tebşir ve tahsinine vech-i ihtisasını; hem risale-i
nur’un bilfiil harikulâde olarak bu asr-ı zulmet ve
vahşet ve dehşette düşmanlarına karşı mukavemeti
ve resaneti ve mü’minlere karşı şefkat ve himayeti
ve talebelerine iksir-i nur ve veraset-i nübüvvetle
asr-ı zulmet:
karanlıklar, cahillik-
ler asrı, cahiliye dönemi.
âyât-ı Kur’âniye:
Kur’ân’ın ayet-
leri.
beyan:
anlatma, açık söyleme, bil-
dirme, izah.
bidayet:
başlangıç, ön, ilk.
bilfiil:
sırf kendisi, kendi çalışması
ile, başkası karışmadan.
dehşet:
büyük korku hâli, kork-
ma, ürkme.
delâlet:
alâmet, işaret, iz.
delil:
kanıt.
emare:
alâmet, nişan, eser, ipucu,
belirti, karine.
evliya-i izam:
evliyanın büyükle-
ri, büyük velîler.
evvelâ:
birinci olarak, her şeyden
önce, ilk önce.
hakikat:
gerçek.
harikulâde:
fevkalâde, eşi ve ben-
zeri olmayan, görülmedik dere-
cede, olağanüstü.
himayet:
koruma, esirgeme, mu-
hafaza etme.
iksir-i nur:
iltifat:
yüzünü çevirip bakma.
intişar:
yayılma, dağılma, neşro-
lunma.
ispat:
delil ve şahit göstererek
doğruyu ortaya koyma, doğruyu
delillerle gösterme.
işarat:
işaretler, alâmetler, belirti-
ler.
iştihar:
meşhur olma, şöhret bul-
ma, şöhret kazanma, tanınma, ün
salma.
karine:
karışık veya belirsiz bir
şeyin anlaşılmasına, çözülmesine
yarayan hâl, ipucu.
kat’î:
kesin.
kıymettar:
kıymetli, değerli, pa-
halı.
mu’cize-i Kur’âniye:
Kur’ân’a ait
mu’cize.
mukavemet:
karşı koyma, dayan-
ma, direnme, saldırı ve baskıyı
yok etmek için çalışma, direniş.
mühim:
önemli, ehemmiyetli.
nam:
ad, isim.
remiz:
bir şeye delâlet eden şe-
kil, alâmet, amblem, sembol.
resanet:
sağlamlık, metanet.
risale:
belli bir konuda yazılmış
küçük kitap, broşür.
sari:
sirayet eden, bulaşan, bula-
şıcı, geçici olan; salgın.
sarih:
açık, meydanda, aşikâr, be-
dihî, tartışılmayacak kadar açık-
lık.
sual:
soru.
Süryanî:
Suriye ve Türkiye’nin
güney doğusunda yaşayan,
Sami ırkından bir Hıristiyan
topluluğu.
şefkat:
acıyarak ve esirgeye-
rek sevme, içten ve karşılıksız
merhamet, karşılık bekleme-
den yardım etme.
tahsin:
muhafaza altına alma,
koruma.
takdir:
kıymet verme, ölçme,
ölçüye vurma, değer biçme.
talebe:
istekliler, talep eden-
ler.
tebşir:
müjde verme, müjde-
leme.
vahşet:
yabanîlik, vahşilik.
veraset-i nübüvvet:
Peygam-
ber vârisliği, Peygamberimizin
vârisi durumunda olan, büyük
âlim ve velîlerin yolu.
1.
Yâ Rab! Ayetü’l-Kübra hürmetine beni bütün sıkıntılardan kurtar, eman ve emniyet ver. •
Ey İlâhımız! Zuhur ve kemalâtının hakkı için ve Esma-i Hüsnan hürmetine beni perişan ol-
maktan koru. • Bu harfler ki, Nur harfleridir; Merih yıldızı gibi yüce ve yüksektir. Asa-yı Mû-
sa ismiyle de karanlıklar dağılır.
2.
Bu harfler ki, Nur harfleridir; Merih yıldızı gibi yüce ve yüksektir.
f
ihriST
| 1242 | Şualar
1...,1232,1233,1234,1235,1236,1237,1238,1239,1240,1241 1243,1244,1245,1246,1247,1248,1249,1250,1251,1252,...1581
Powered by FlippingBook