SÖZLER | 47
A
LTINCI
S
ÖZ
hem fiyat, hem ücretleri birden bine yükselecek. Bütün
o kâr size verece¤im. Hem de, siz âciz ve fakirsiniz. O
koca ifllerin masarifatn tedarik edemezsiniz. Bütün ma-
sarifat ve levazmat ben deruhte ederim. Bütün varida-
t ve menfaati size verece¤im. Hem de terhisat zaman-
na kadar elinizde brakaca¤m. flte befl mertebe kâr için-
de kâr.
E¤er bana satmazsanz; zaten görüyorsunuz ki, hiç
kimse elindekini muhafaza edemiyor; herkes gibi eliniz-
den çkacak. Hem beyhude gidecek, hem o yüksek fiyat-
tan mahrum kalacaksnz. Hem o nazik kymettar aletler,
mizanlar, istimal edilecek flahane madenler ve ifller bul-
mad¤ndan, bütün bütün kymetten düflecekler. Hem
idare ve muhafaza zahmeti ve külfeti baflnza kalacak.
Hem, emanette hyanet cezasn göreceksiniz. flte befl
derece hasaret içinde hasaret. Hem de bana satmak ise,
bana asker olup, benim nammla tasarruf etmek demek-
tir. Adî bir esir ve baflbozu¤a bedel, âlî bir padiflahn has,
serbest bir yaver-i askeri olursunuz.
Onlar, flu iltifat ve ferman dinledikten sonra, o iki
adamdan akl baflnda olan dedi:
Baflüstüne, ben maaliftihar satarm. Hem, bin teflek-
kür ederim.
Di¤eri ma¤rur, nefsi firavunlaflmfl, hodbin, ayyafl; gü-
ya ebedî o çiftlikte kalacak gibi, dünya zelzele ve da¤da-
¤alarndan haberi yok. Dedi:
du¤u eski Msr hükümdarlarna
benzemek.
güya:
sanki, âdeta.
has:
özel, hususî, mahsus.
hasaret:
zarar, ziyan, kayp.
hyanet:
güveni kötüye kullan-
ma.
hodbin:
bencil, kibirli.
iltifat:
ilgi, övgü.
istimal:
kullanma.
kymet:
de¤er.
kymettar:
de¤erli, pahal.
külfet:
yük, zorluk.
levazmat:
gerekli olan fleyler.
maaliftihar:
severek, isteyerek.
maden:
asl, esas, kaynak.
ma¤rur:
gururlu, kibirli.
mahrum kalmak:
kaybetmek,
ele geçmemek.
masarifat:
harcamalar.
menfaat:
fayda.
mertebe:
kademe.
mertebe:
mevki, makam.
mizan:
terazi, ölçü.
muhafaza:
korumak.
nam:
isim, ün, ad.
nazik:
ince, dayanksz.
nefis:
her zaman kötülü¤e mey-
lettiren duygu; kendisi.
padiflah:
hükümdar, sultan.
serbest:
hür, kendi baflna.
flahane:
pek güzel, çok iyi.
tasarruf:
idare etme, kullanma.
tedarik:
sa¤lama, karfllama.
terhisat:
serbest kalma, görevi
bitirme.
varidat:
gelirler.
yaver-i asker:
asker yardmc.
zahmet:
sknt, eziyet.
zelzele:
deprem, sarsnt.
âciz:
güçsüz, beceriksiz.
adî:
basit, sradan.
âlî:
yüce, yüksek.
ayyafl:
sarhofl.
baflbozuk:
sorumsuz, düzen-
siz.
bedel:
karfllk, yerine.
beyhude:
bofluna, faydasz.
da¤da¤a:
sknt; telâfl ve zor-
luklar.
derece:
mertebe, kademe,
basamak.
deruhte:
yapma, yerine getir-
me.
ebedî:
sonsuza kadar.
emanet:
birisine korumas
için verilen fley.
esir:
tutsak, savaflta düflman
eline düflen.
ferman:
emir, buyruk.
firavunlaflmak:
içlerinde ilâh-
lk dava edenlerin de bulun-