Sözler - page 1156

Eğer mizan istersen: İslâmdan evvel Ömer, İslâmdan
sonra Ömer.
Birbiriyle kıyası: bir çekirdek, bir şecer. Def’aten verdi
semer o nazar-ı Ahmedî, o himmet-i Peygamber.
Ceziretülarab’da, fahm olmuş fıtratları kalbetti elmas-
lara, birden bire serâser,
Barut gibi ahlâkı parlattırdı, oldular birer nur-i münev-
ver.
• • •
YALAN BİR LÂFZ-I KÂFİRDİR
Bir dane sıdk, yakar milyonla yalanı. Bir dane-i haki-
kat, yıkar kasr-ı hayali. Sıdk büyük esastır, bir cevher-i zi-
yalı.
Yeri verir sükûta–eğer çıksa zararlı. Yalana yer hiç yok-
tur, çendan olsa faydalı. Her sözün doğru olsun, her hük-
mün hak olmalı.
Lâkin hakkın olamaz her doğruyu söz etmek. Bunu iyi
bilmeli.
(1)
r
Qn
ón
c Én
e r
´n
O Én
Ø°n
U Én
e r
õo
N
kendine düstur etmeli.
Güzel gör, hem güzel bak; tâ güzel düşünmeli. Güzel
bil, hem güzel düşün; tâ leziz hayatı bulmalı.
Hayat içinde hayattır hüsnüzanda emeli. Suizanla ye-
istir, saadet muharribi, hem de hayatın katili.
• • •
barut:
patlayıcı madde.
cevher-i ziyalı:
aydınlık, aydınla-
tıcı değerli mücevher.
Ceziretülarab:
Arab Yarımadası.
çendan:
gerçi.
dane:
tohum, kırıntı.
dane-i hakikat:
hakikatin bir par-
çası.
def’aten:
aniden.
düstur:
prensip, kural, kanun.
emel:
ümit, gelecek ile ilgili ha-
yaller.
esas:
temel prensip.
fahm:
kömür.
fıtrat:
Allah’ın yarattığı şekilde.
hak:
doğru, gerçek.
himmet-i Peygamber:
Pey-
gamberin ciddî gayreti, çalış-
ması.
hüküm:
bir konuda verilen
karar.
hüsnüzan:
iyi ve güzel dü-
şünce, başkaları hakkında iyi
niyetli olma.
kalbetme:
değiştirme.
kasr-ı hayal:
hayalî saray.
katil:
öldüren.
kıyas:
oranlama, mukayese
etme.
lâfz-ı kâfir:
inkârcının sözü.
lâkin:
ama, fakat.
mizan:
ölçü, terazi.
muharrip:
yıkan, tahrip eden.
nazar-ı Ahmedî:
Peygambe-
rimizin bir teveccühü, bakışı.
nur-i münevver:
parlak nur,
aydınlık.
saadet:
mutluluk, bahtiyarlık.
semer:
meyve, mahsul.
serâser:
baştan başa.
suizan:
kötü ve karamsar dü-
şünce, başkaları hakkında art
niyetli olma.
sükût:
susmak, konuşma-
mak.
sıdk:
doğruluk, doğru söz, fiil
ve davranış.
şecer:
ağaç.
yeis:
gelecek konusunda
ümitsiz ve karamsar düşün-
me.
1.
Çirkin ve keder vereni bırak, güzel ve huzur verene bak.
L
EMAAT
| 1156 | SÖZLER
1...,1146,1147,1148,1149,1150,1151,1152,1153,1154,1155 1157,1158,1159,1160,1161,1162,1163,1164,1165,1166,...1482
Powered by FlippingBook