Sözler - page 1164

“Hangi ef’alinizle kazaya, hem kadere şöyle fetva ver-
diniz ki, kaza-i İlâhî musibetle hükmetti, sizleri hırpaladı?
“Hata-i ekseriyet olur sebep daima musibet-i amme-
ye.” Dedim: Beşerin dalâlet-i fikrîsi, Nemrudâne inadı,
Firavunâne gururu şişti, şişti zeminde, yetişti semava-
ta. Hem de dokundu hassas sırr-ı hilkate. Semavattan in-
dirdi
Tufan, taun misali, şu harbin zelzelesi, gâvura yapıştır-
dı semavî bir silleyi. Demek ki şu musibet, bütün beşer
musibetiydi.
Nev’en umuma şamil, bir müşterek sebebi, maddiyyun-
luktan gelen dalâlet fikri idi; hürriyet-i hayvanî, hevanın
istibdadı.
Hissemizin sebebi, erkân-ı İslâmîde ihmal ve terkimiz-
di. Zira Hâlık Teâlâ yirmi dört saatten bir saati istedi.
Beş vakit namaz için, yalnız o saati, bizden yine bizim
için emretti, hem istedi. Tembellikle terk ettik, gafletle ih-
mal oldu.
Şöyle de ceza gördük: Beş senede, yirmi dört saatte
daima talim ve meşakkatle tahrik ve koşturmakla bir ne-
vi namaz kıldırdı.
Hem, senede yalnız bir ay oruç için, nefsimizden iste-
di; nefsimize acıdık. Kefareten beş sene cebren oruç tut-
turdu.
Kendi verdiği malından, kırkından, ya onundan birini
zekât istedi; Buhl ile, hem zulmettik, haramı karıştırdık,
ihtiyârla vermedikti.
beşer musibeti:
insanlığa gelen
felâket.
buhl:
cimrilik.
cebren:
zorla, ister-istemez.
daima:
devamlı, her zaman.
dalâlet:
iman ve İslâmiyet’ten
ayrılma, batıla yönelme.
dalâlet-i fikrî:
fikir bozukluğu,
yanlış fikir ve kanaatler edinmek.
ef’al:
davranış, amel.
erkân-ı İslâmî:
İslâmın şartlar
olan beş temel şart.
fetva:
karar, dinî hüküm.
firavunâne gurur:
Firavun Ram-
ses’in Hz. Mûsa karşısında göster-
diği gurur.
gaflet:
unutkanlık, farkında ol-
mama, ihmal.
gâvur:
imansız.
Hâlık-ı Teâlâ:
yüce yaratıcı.
harb:
savaş.
hassas:
ince, en küçük şeyi bile
ölçebilen.
hata-i ekseriyet:
çoğunluğun gü-
nahı ve hatası.
hevanın istibdadı:
nefsin kötü
arzularına esir olması.
hisse:
pay.
hürriyet-i hayvanî:
hayvan-
lar gibi kural tanımaz bir öz-
gürlük anlayışı.
ihmal:
önemsememe, görevi
umursamama ve yapmama.
ihtiyâr:
istek, arzu ve tercih.
kaza-i İlâhî:
Allah’ın hükmü-
nü uygulamaya koyması.
kefaret:
günaha karşılık ceza.
maddiyyunluk:
maddeye ta-
parcasına değer verme dü-
şüncesi.
meşakkat:
sıkıntı.
musibet:
belâ, felâket.
musibet-i amme:
herkese
isabet eden felâket.
müşterek:
ortak.
Nemrudâne inat:
Nemrut’un
Hz. İbrahim’e gösterdiği inat
gibi inat.
nev’en:
tür olarak, cins ola-
rak.
nevi:
bir çeşit, bir şekilde.
semavat:
gökler, meleklerin
mekânı.
semavî sille:
semadan gelen
tokat, felâket.
sırr-ı hilkat:
yaratılış sırrı, ya-
ratılma amacı.
tahrik:
harekete geçirme.
talim:
öğrenme, eğitim.
taun:
salgın ölümcül hastalık
gibi felâketler.
tufan:
su baskını.
umuma şamil:
herkesi ilgi-
lendiren.
zekât :
bir senelik malın kırk-
ta biri.
zelzele:
deprem.
zemin:
yeryüzü.
zulmetmek:
haksızlık yap-
mak.
L
EMAAT
| 1164 | SÖZLER
1...,1154,1155,1156,1157,1158,1159,1160,1161,1162,1163 1165,1166,1167,1168,1169,1170,1171,1172,1173,1174,...1482
Powered by FlippingBook