Muhakemat - page 219

dir. Biz maaşir-i beşer dahi, şimdi saadet-i ebediyenin es-
babını tedarik etmekle meşgulüz. Sonra, birden ebede
müteveccihen şehristan-ı ebedülâbâd olan haşr-i cismanî-
ye gideceğiz.”
İşte ey hikmet, halt etme ve safsata yapma!.. Gördüğün
ve işittiğin gibi söyle.
®
MuhakeMat | 219 |
u
nsuru
l
-a
kîde
ebed:
sonsuzluk, daimîlik.
esbap:
sebepler, vasıtalar.
halt:
karıştırma.
haşr-i cismanî:
cisimle, ce-
setle dirilme, ruhla beraber
bedenlerin ve vücutların haş-
ri.
hikmet:
felsefe.
maaşir-i beşer:
insan toplu-
lukları, cemaatler, insan ce-
miyetleri.
müteveccihen:
teveccüh
ederek, yönelerek.
saadet-i ebediye:
sonu ol-
mayan, sonsuz mutluluk.
safsata:
gerçek dışı fikri kar-
şı tarafa kabul ettirmek için
başvurulan, görünüşte do€ru
gibi göründü€ü hâlde gerçek-
te yanlış olan kıyas.
şehristan-ı ebedülâbâd:
son-
suzlu€un büyük memleketi.
tedarik:
sa€lama, temin et-
me, karşılama.
1...,209,210,211,212,213,214,215,216,217,218 220,221,222,223,224,225,226,227,228,229,...332
Powered by FlippingBook