sahabeden bir ravi demiş: “o bereketin gidişatından
anladım: eğer ehl-i arz gelseydi, onlara dahi kâfi gelecek-
ti.”
(1)
DördüncüMisal:
Başta
Buharî
ve
Müslim
, kütüb-i
sahiha beyan ediyorlar ki:
Abdurrahman ibni ebî Bekri’s-sıddık der: Biz yüz otuz
sahabe, bir seferde resul-i ekrem Aleyhissalâtü Vesse-
lâm ile beraberdik. dört avuç miktarı olan bir sa’ ekmek
için hamur yapıldı. Bir keçi dahi kesildi, pişirildi; yalnız
ciğer ve böbrekleri kebap yapıldı. kasem ederim, o ke-
baptan, yüz otuz sahabeden her birisine bir parça kesti,
verdi. sonra resul-i ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm piş-
miş eti iki kâseye koydu. Biz umumumuz tok oluncaya
kadar yedik; fazla kaldı. Ben fazlasını deveye yükledim.
(2)
BeşinciMisal:
kütüb-i sahiha kat’iyetle beyan edi-
yorlar ki:
gazve-i garra-i Ahzabda, meşhur yevmü’l-Hendek’te,
Hazret-i Cabirü’l-ensarî kasem ile ilân ediyor: “o günde,
dört avuç olan bir sa’ arpa ekmeğinden, bir senelik bir
keçi oğlağından bin adam yediler ve öylece kaldı.”
Hazret-i Cabir der ki: “o gün yemek, hanemde pişiril-
di. Bütün bin adam o sa’dan, o oğlaktan yediler, gittiler.
daha tenceremiz dolu kaynıyor, daha hamurumuz ekmek
yapılıyor. o hamura, o tencereye mübarek ağzının suyu-
nu koyup, bereketle dua etmişti.”
(3)
aleyhissalâtü vesselâm:
salât ve
selâm onun üzerine olsun.
bereket:
bolluk, Allah vergisi.
beyan etmek:
anlatmak, açıkla-
mak, bildirmek.
ehl-i arz:
dünyadakiler, yerdeki-
ler.
Gazve-i Garra-i ahzab:
Büyük Ah-
zab Savaşı; hendek savaşı.
gidişat:
olayların durumu, işlerin
gidiş tarzı.
hadis:
Hz. Muhammed’e ait söz,
emir, fiil veya Hz. Peygamberin
onayladığı başkasına ait söz iş ve-
ya davranış.
kâfi:
yeterli.
kasem:
yemin, ant.
kat’iyet:
kat’îlik, kesinlik.
kütüb-i sahiha:
doğru ve gü-
venilir hadis kitapları.
meşhur:
herkesin bildiği.
misal:
örnek, numune.
mübarek:
bereketli, feyizli, ha-
yırlı.
ravi:
Hz. Peygamberden işitti-
ği hadisi başkalarına aktaran
kimse.
Resul-i ekrem:
çok cömert,
kerim ve Allah’ın insanlara bir
elçisi olan Hz. Muhammed.
sâ:
bin dirhemlik (yaklaşık 3200
gram) tahıl ve gıda ölçü biri-
mi.
Sahabe:
Peygamberimiz Hz.
Muhammed’in mübarek yü-
zünü görmekle şereflenen ve
onun sohbetlerine katılan
mü’min kimse.
sefer:
vasıta kullanmadan, be-
den ile yapılan yolculuk.
umum:
bütün, herkes.
Yevmü’l-Hendek:
Hendek
savaşının yapıldığı gün; Hen-
dek’teki çarpışma günü.
o
n
d
okuzuncu
m
ekTup
| 196 | Mektubat
1.
Müslim, 1:56, hadis no: 45, 1729; Kadı İyaz, Şifa, 1:293.
2.
Buharî, 7: 90; Müslim, 3:1626, 1627.
3
. Buharî, 5:138, 139; Müslim, hadis no: 3029; Kadı İyaz, Şifa, 1: 290.