Madem kur’ân-ı Hakîm’in bize verdiği en mühim bir
ders, iman-ı bilahirettir; ve o iman da bu derece kuvvetli-
dir; ve o imanda öyle bir rica ve bir teselli var ki, yüz bin
ihtiyarlık bir tek şahsa gelse, bu imandan gelen teselli mu-
kabil gelebilir. elbette biz ihtiyarlar
(1)
p
¿
Én
Á/
’r
G p
?Én
ªn
c '
¤n
Y ! o
ór
ªn
ër
dn
G
deyip ihtiyarlığımıza sevin-
meliyiz.
ALTINCIRİCA
Bir zaman, elîm bir esaretimde, insanlardan tevahhuş
edip Barla Yaylasında, Çam dağı’nın tepesinde yalnız
kaldım. Yalnızlıkta bir nur arıyordum. Bir gece, o yüksek
tepenin başındaki yüksek bir çam ağacının üstündeki üs-
tü açık odacıkta idim. üç dört gurbeti birbiri içinde ihti-
yarlık bana ihtar etti. Altıncı Mektupta izah edildiği gibi,
o gece, ıssız, sessiz, yalnız, ağaçların hışırtılarından ve
hemhemelerinden gelen hazin bir seda, bir ses, rikkati-
me, ihtiyarlığıma, gurbetime ziyade dokundu. İhtiyarlık
bana ihtar etti ki: gündüz nasıl şu siyah bir kabre tebed-
dül etti, dünya siyah kefenini giydi; öyle de, senin ömrü-
nün gündüzü de geceye ve dünya gündüzü de berzah ge-
cesine ve hayatın yazı dahi ölümün kış gecesine inkılâp
edeceğini kalbimin kulağına söyledi. nefsim bilmecburi-
ye dedi:
evet, ben vatanımdan garip olduğum gibi, bu elli sene
zarfındaki ömrümde zeval bulan sevdiklerimden ayrı düş-
tüğümden ve arkalarında onlara ağlayarak kaldığımdan,
bu vatan gurbetinden daha ziyade hazin ve elîm bir
berzah:
ruhların kıyamete kadar
bekleyeceği, dünya ile ahiret ara-
sındaki yer.
bilmecburiye:
mecburiyetle, zo-
runlu olarak.
Çam Dağı:
Isparta’nın Barla ilçesi-
nin birkaç saatlik yakınında bulu-
nan dağın adı. Bediüzzaman Said
Nursî’nin Barla’da kaldığı yıl-
larda uğrak yerlerindendir.
elîm:
çok dert ve keder veren,
elemli.
esaret:
esirlik.
gece kefeni:
gece karanlığı.
gurbet:
gariplik, yabancılık.
hazin:
hüzün veren, acıklı.
hemheme:
rüzgârın esmesi ile
ağaç yapraklarından çıkan
sesler.
ihtar:
hatırlatma, uyarma.
iman:
inanma, itikat.
iman-ı bilahiret:
ahirete iman.
inkılâp:
değişme, dönüşme.
izah:
anlatma, açıklama
yapma.
kabir:
mezar.
Kur’ân-ı Hakîm:
her ayet ve
suresinde sayısız hikmet ve
faydalar bulunan Kur’ân.
mukabil:
karşılık.
mühim:
önemli.
nefis:
ruh, can.
nur:
aydınlık, ışık.
ömür:
yaşama, hayat.
rica:
ümit.
rikkat:
acıma, müteessir olma
hasleti.
seda:
ses.
tebeddül:
değişme.
teselli:
avutma.
tevahhuş:
yabancılaşma.
zarfında:
süresinde.
zeval:
sona erme.
ziyade:
fazlasıyla.
1.
Mükemmel iman nimeti için Allah’a hamd olsun.
Y
irmi
a
lTıncı
l
em
’
a
| 510 | Lem’aLar