YirmiİkinciLem’a
(1)
o
¬n
fÉ n
ër
Ñ°o
S /
¬p
ª°r
SÉp
H
Isparta’nın âdil valisine ve adliyesine ve zabıta-
sına, en mahrem ve en has ve halis kardeşleri-
me mahsus olarak, yirmi iki sene evvel Ispar-
ta’nın Barla nahiyesinde iken yazdığım gayet
mahrem bu risaleciğimi, Isparta milletiyle ve
hükûmetiyle alâkadarlığını gösterdiği için tak-
dim ediyorum. Eğer münasip görülse, ya yeni
veya eski harfle daktilo ile birkaç nüsha yazılsın
ki, yirmi beş otuz senedir esrarımı arayanlar ve
tarassut edenler de anlasınlar ki, gizli hiçbir sır-
rımız yok. Ve en gizli bir sırrımız işte bu risale-
dir, bilsinler.
Sa i d Nu r s î
İşarat-ıSelâse
On Yedinci Lem’anın On Yedinci Notasının
Üçüncü Meselesi iken, suallerinin şiddet ve şümu-
lüne ve cevaplarının kuvvet ve parlaklığına binaen,
Otuz Birinci Mektubun Yirmi İkinci Lem’ası olarak
Lemaata karıştı. Lem’alar bu Lem’aya yer vermeli-
dirler. Mahremdir, en has ve halis ve sadık kardeş-
lerimize mahsustur.
Lem’aLar | 405 |
Y
irmi
i
kinci
l
em
’
a
âdil:
adaletli olan.
adliye:
mahkeme.
alâkadar:
ilgili, münasebetli.
binaen:
-den dolayı.
daktilo:
yazı makinesi.
esrar:
sırlar.
evvel:
önce.
gayet:
son derece.
halis:
saf, samimî.
has:
özel.
hükûmet:
devlet.
işarat-ı selâse:
üç işaret.
lem’a:
parıltı.
lemaat:
lem’alar.
mahrem:
gizli olan, herkesçe
bilinmemesi gereken.
mahsus:
bir kişiye has olan.
mesele:
önemli konu.
millet:
halk.
münasip:
uygun.
nahiye:
ilçeden küçük yerle-
şim birimi.
nota:
işaret.
nüsha:
birbirinin aynı olan ya-
zılı metinlerden her biri.
risale:
belli bir konuda yazılan
kitap, kitapçık.
sadık:
sadâkatli, dostluğu ve
bağlılığı içten olan.
sual:
soru.
şümul:
kapsamlı olma.
takdim:
arz etme, sunma.
tarassut:
gözetme, takip
etme.
tenzih etmek:
kusur kondur-
mamak, eksik ve noksandan
1.
Allah’ın adıyla. Onu her türlü kusur ve noksandan tenzih ederiz.
uzak tutmak.
vali:
bir ili idare eden birinci dere-
cedeki mülkî amir.
zabıta:
üniformalı kontrol ve gü-
venlik görevlisi.
]
Yirmi‹kinciLem’a, Bar-
la’da 1934’te Türkçe
olarak telif edilmifltir.
