Lem'alar - page 388

hakkın hatırı için nefsin hatırını kırıyor. Hasmının elinde
hakkı görse, yine rıza ile kabul edip taraftar çıkar, mem-
nun olur.
İşte bu düsturu ehl-i din, ehl-i hakikat, ehl-i tarikat,
ehl-i ilim kendilerine rehber ittihaz etseler, ihlâsı kazanır-
lar. Ve vazife-i uhreviyelerinde muvaffak olurlar. Ve bu
feci sukut ve musibet-i hâzıradan rahmet-i İlâhiye ile kur-
tulurlar.
(1)
o
º«/
µn
`?r
G o
º«/
?n
©r
dG n
âr
fn
G n
?s
fp
G BÉn
æn
àr
ªs
?n
Y Én
e s
’p
G BÉ n
æn
d n
ºr
?p
Y '
’ n
?n
fÉn
ërÑ°oS
®
düstur:
kaide, kural, prensip.
ehl-i din:
dindar olanlar, dinine
bağlı insanlar.
ehl-i hakikat:
doğru ve hak yolda
olanlar, gerçeği bulup onun peşin-
den gidenler.
ehl-i ilim:
ilim sahipleri.
ehl-i tarikat:
tarikate bağlı
kimseler.
feci:
dehşetli, korkunç.
hakkıyla bilmek:
her şeyin en
doğrusunu bilmek, Allah’a
hastır.
hasım:
düşman.
hikmet:
kâinattaki ve yaratı-
lıştaki İlâhî gaye ve fayda.
ihlâs:
samimiyet, bir işi, bir
ibadeti, başka bir karşılık bek-
lemeksizin, sırf Allah rızası için
yapma.
ittihaz etmek:
edinmek, ka-
bullenmek.
memnun:
hoşnut, razı.
musibet-i hâzıra:
şimdiki belâ
ve musibet.
muvaffak olmak:
başarılı ol-
mak, başarmak.
rahmet-i İlâhîye:
Allah’ın son-
suz rahmeti, İlâhî rahmet.
rıza:
razı olma, hoşnutluk,
memnunluk.
sukut:
alçalış, düşme, değer-
den düşme.
tenzih etme:
Allah’ı bütün ku-
sur ve eksikliklerden uzak
bilme, inanma.
vazife-i uhreviye:
ahirete ait
görevler.
1.
Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz
yoktur. Sen her şeyi hakkıyla bilir, her işi hikmetle yaparsın. (Bakara Suresi, 32.)
Y
irminci
l
em
a
| 388 | Lem’aLar
1...,378,379,380,381,382,383,384,385,386,387 389,390,391,392,393,394,395,396,397,398,...1406
Powered by FlippingBook