diğer çarhlarını harekete getirir, tehyiç eder. Mahiyet-i in-
saniyede münderiç olan acz ve zaaf ve fakr madenini iş-
lettiriyor. Bir lisan ile değil, belki her bir azanın lisanıyla
bir iltica, bir istimdat vaziyeti verir. güya insan o arızalar
ile, ayrı ayrı binler kalemi tazammun eden müteharrik bir
kalem olur, sahife-i hayatında veyahut levh-i misalîde mu-
kadderat-ı hayatını yazar, esma-i İlâhiyeye bir ilânname
yapar ve bir kaside-i manzume-i sübhaniye hükmüne ge-
çip, vazife-i fıtratını ifa eder.
®
Lem’aLar | 31 |
i
kinci
l
em
’
a
acz:
zayıflık, güçsüzlük.
arıza:
bozukluk, sakatlık.
aza:
organ, uzuv.
çarh:
çark.
esma-i İlâhiye:
Allah’ın isim-
leri.
fakr:
fakirlik, muhtaçlık.
güya:
sanki.
hükmüne geçmek:
yerine
geçmek.
ifa etme:
yerine getirme.
ilânname:
ilân panosu, duyu-
ru.
iltica:
sığınma.
istimdat:
medet dileme, yar-
dımına sığınma.
kaside-i manzume-i Sübha-
niye:
bütün noksanlıklardan
uzak olan Cenab-ı Hakkın has-
sas ölçülerle düzenli bir şekil-
de yazdığı kaside.
levh-i misalî:
dünyada yapı-
lanların kayıt edildiği görüntü-
lendiği yer.
lisan:
dil.
mahiyet-i insaniye:
insanın
esası, iç yüzü.
mukadderat-ı hayat:
Allah’ın
takdir ettiği hayat programı;
kader.
münderiç:
içinde bulunan.
müteharrik:
hareket eden.
sahife-i hayat:
hayat sayfası.
tazammun eden:
içeren, içi-
ne alan.
tehyiç etme:
heyecanlandır-
ma.
vazife-i fıtrat:
fıtrat vazifesi,
yaratılıştan gelen görev.
vaziyet:
durum, hâl.
zaaf:
zayıflık, kuvvetsizlik.