olan kur’ân semasının o yedişer tabakalarına cin ve şe-
yatin hükmündeki itikatsız maddî fikirler çıkamadıkların-
dan, âyâtın nücumunda ne var, ne yok bilmeyip, yalan
ve yanlış haber verirler. Ve onların başlarına o âyâtın nü-
cumundan mezkûr tahkikat gibi şahaplar inerler ve onla-
rı yakarlar.
evet, cin fikirli feylesofların felsefesiyle o semavat-ı
kur’âniyeye çıkılmaz. Belki, âyâtın yıldızlarına, hikmet-i
hakikiyenin miracıyla ve iman ve İslâmiyetin kanatlarıyla
çıkılabilir.
p
¬ p
d'
G '
=
¤n
Yn
h p
I s
ƒo
Ñ t
ædG p
?n
?n
a p
ôn
ªn
bn
h p
án
dÉn
°Sp
q
ôdG p
ABÉ n
ªn
°S p
¢ù r
ªn
°T '
¤n
Y p
q
?n
°U s
ºo
¡
s
?dn
G
(1)
…'
ón
àr
gG p
øn
ªp
d …'
óo
¡r
dG p
?ƒo
éo
f
p
¬p
Ñr
ën
°Un
h
(2)
o
º«/
µ n
`?r
G o
º«/
?n
©r
dG n
âr
fn
G n
?s
fp
G B Én
æn
àr
ªs
?n
Y Én
e s
’p
G B Én
æn
d n
ºr
?p
Y '
’ n
?n
fÉn
ërÑ°oS
p
án
dÉn
°Sp
q
ôdG p
?p
ò'
g p
Öp
JÉn
c n
܃o
?o
b r
øu
jn
R ¢p
Vr
Qn
’r
Gn
h p
äGn
ƒ'
ªs
°ùdG s
Ün
QÉn
j s
ºo
¡
s
?dn
G
(3)
n
Ú/
e'
G p
¿Én
Á/
’r
Gn
h p
¿'
Gr
ôo
?r
dG p
?p
FÉn
?n
M p
?ƒo
éo
æp
H p
¬p
FÉn
?n
ao
Qn
h
®
Lem’aLar | 207 |
o
n
i
kinci
l
em
’
a
hikmet.
hükmünde:
değerinde.
iman:
inanma, inanç.
itikat:
inanma, inanç.
maddî:
madde ile alâkalı, cisma-
nî.
mezkûr:
zikredilen, adı geçen.
miraç:
en yüksek makam.
nübüvvet:
peygamberlik.
nücum:
yıldızlar.
rab:
eğiten, büyüten ve terbiye
eden Allah.
risale:
mektup.
risalet:
peygamberlik.
salât:
dua.
sema:
gökyüzü.
semavat-ı Kur’âniye:
Kur’ân’ın
yüce makam ve manaları.
şahap:
yıldızlardan fırladığı kabul
edilen atmosfere girdiğinde kay-
bolan göktaşı.
şeyatin:
şeytanlar.
tabaka:
kat, katman.
tahkikat:
araştırmalar, soruştur-
malar.
tenzih:
her türlü eksik ve noksan-
dan uzak ve yüce tutma.
zat:
kişi.
âl:
Peygamberimizin evlât ve
ailesi.
âmin:
“kabul eyle” anlamında.
ashap:
Müslüman olarak Pey-
gamberi görüp ona iman eden
kimseler.
âyât:
Kur’ân ayetleri.
cin:
gözle görünmez, lâtif ci-
simlerden ibaret bir yaratık.
felek:
gök, sema.
felsefe:
düşünce.
feylesof:
felsefe ile uğraşan,
filozof.
fikir:
düşünce.
hakikat:
gerçek.
hidayet:
kurtuluş
hikmet:
ilâhî gaye, fayda.
hikmet-i hakikîye:
gerçek
1
. Allah’ım, risalet semasının güneşi, nübüvvet feleğinin ayı olan zata ve onun doğru yolu bu-
lanlar için hidayet yıldızları olan âl ve ashabına salât eyle.
2.
Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgi-
miz yoktur. Sen her şeyi hakkıyla bilir, her işi hikmetle yaparsın. (Bakara Suresi: 32.)
3.
Ey göklerin ve yerin Rabbi olan Allah’ım! Bu risaleyi yazanın ve arkadaşlarının kalblerini
Kur’ân ve iman hakikatlerinin yıldızlarıyla süsle. Âmin.