On Üçüncü Sözün İkinci Makamı
(1)
W
Cazibedar bir fitne içinde bulunan ve daha aklını
kaybetmeyen bazı gençlerle bir muhaveredir.
B
iR KıSıM GEnçlER
tarafından, şimdiki aldatıcı ve ca-
zibedar lehviyat ve hevesatın hücumları karşısında, “Ahi-
retimizi ne suretle kurtaracağız?” diye risale-i nur’dan
medet istediler. Ben de risale-i nur’un şahs-ı manevîsi
namına onlara dedim ki:
kabir var; hiç kimse inkâr edemez. Herkes, ister iste-
mez oraya girecek. Ve oraya girmek için de, üç tarzda,
üç yoldan başka yol yok.
•
Birinci yol
: o kabir, ehl-i iman için bu dünyadan
daha güzel bir âlemin kapısıdır.
(2)
•
ikinci yol
: Ahireti tasdik eden, fakat sefahat ve da-
lâlette gidenlere bir haps-i ebedî ve bütün dostlarından
bir tecrit içinde bir haps-i münferit, yalnız başına bir ha-
pis kapısıdır.
(3)
öyle gördüğü ve itikat ettiği; ve inandığı
gibi hareket etmediği için, öyle muamele görecek.
•
üçüncü yol
: Ahirete inanmayan ehl-i inkâr ve da-
lâlet için bir idam-ı ebedî kapısı, yani hem kendisini,
hem bütün sevdiklerini idam edecek bir darağacıdır. öy-
le bildiği için, cezası olarak aynını görecek. Bu iki şık be-
dihîdir, delil istemiyor, göz ile görünür.
ahiret:
öteki dünya.
âlem:
dünya.
bedihî:
açık olan.
cazibedar:
çekici.
dalâlet:
iman ve İslâmiyetten ay-
rılmak (sapmak).
delil:
şahit, belge, tanık.
ehl-i iman:
iman edenler, inanan-
lar.
ehl-i inkâr ve dalâlet:
hak yoldan
sapmış, inançsız kimseler.
hapis:
alıkoyma, bir yere kapatıp
dışarı çıkarmama.
haps-i ebedî:
sonsuza dek kalına-
cak hapis.
haps-i münferit:
tek başına hapis,
hücre hapsi.
hareket:
yaşama, davranma.
hevesat:
nefsin hoşuna giden ya-
sak istek ve arzular.
idam-ı ebedî:
dirilmemek
üzere yok olma.
inkâr etmek:
kabul etmeme,
reddetme.
itikat:
inanış, iman.
kabir:
mezar.
lehviyat:
nefsi azdıran oyun
ve eğlenceler.
medet:
yardım.
muamele:
davranma, davra-
nış.
muhavere:
konuşma.
nam:
ad, isim.
sefahat:
beyinsizlik, zevk ve
eğlenceye aşırı derecede düş-
künlük.
suret:
şekil, biçim.
şahs-ı manevî:
manevî kişilik.
şık:
madde, tarz.
tarz:
şekil.
tasdik:
doğruluğunu kabul et-
me
tecrit:
yalnız başına bırakma,
soyutlama.
1.
Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. (Fatiha Suresi: 1.)
2.
Buharî, Cenaiz: 68, 87; Müslim, Cennet: 70, Kıyamet: 26; Neseî, Cenaiz: 110; Müsned, 3:3, 4:287.
3.
Darimî, Rikak: 94; Müsned, 3:38; İbni Hibban, Sahih, 7:391, 392; Ebu Ya'lâ, Müsned, 2:491,
11:522; İbni Ebu Şeybe, Musannef, 7:58.
o
n
ü
çünCü
S
öz
| 66 |
iMan ve küfür Muvazeneleri
]
OnÜçüncüSöz, Barla’da
1927-34 yılları arasında
Türkçe olarak telif edil-
miştir.