Eski Saîd Dönemi Eserleri - page 634

Yani, hemze ile der: (1)
Aklına bak
, böyle şeye cevaz
verir mi?
(2) Müstakim aklın yoksa
kalbine bak
, böyle şeye mu-
habbet eder mi?
(3) selim kalbin yoksa
vicdanına bak
, böyle dişinle
kendi etini parçalamak gibi hayat-ı içtimaiyeyi bozmaya
rıza gösterir mi?
(4) Vicdan-ı içtimaiyen olmazsa
insaniyetine bak
, böy-
le canavarvari iftirasa iştiha gösterir mi?
(5) Manen insaniyetin olmazsa,
rikkat-i cinsiye ve ka-
rabet-i rahmiyene bak
, böyle kendi belini kıracak hare-
kete meyleder mi?
(6) rikkat-i cinsiyen olmazsa, hiç
sağlam tabiatın yok
mu
ki, ölüyü dişlerinle parçalıyorsun?
demek akıl, kalb, vicdan, insaniyet, rikkat-i cinsiye, ta-
biat, şeriat nazarında “merdut gıybet” matruttur.
(Tulûat)
jn
p
ôn
én
?r
G n
øp
e o
ón
ªr
Ln
G n
ƒo
¡n
d p
¿o
hÉn
©s
àdG s
ôp
°S o
?p
Qr
óo
j n
’…/
òs
dG n
¿Én
°ùr
fp
’r
G s
¿p
G
/
¬p
às
jp
ôn
én
M n
™n
e o
ôn
én
?r
G p
Pp
G p
¬«/
Nn
G p
án
fn
hÉn
©o
Ÿ p
¢ o
S s
ƒn
?n
àn
j Én
ep
ôn
én
?r
G n
øp
e r
Pp
G
o
?«/
ªn
j p
Üs
ón
ëo
Ÿr
G p
?r
?° s
ùdG »p
a »/
fÉn
Ñr
dG p
óu
?n
©o
Ÿr
G p
ón
j r
øp
e n
ên
ôn
N Gn
Pp
G
(1)
p
•ƒo
?° t
ùdG p
øn
Y Én
µ°n
SÉn
ªn
àn
«p
d p
¬«/
Nn
G ¢n
Sr
Gn
Q ¢ s
SÉn
ªo
«p
d o
¬°n
Sr
Gn
Q o
™°n
†r
în
jn
h
Yani, kubbelerde taşlar baş başa vururlar; tâ düşme-
sinler.
(İşaratü’l-İ’caz)
lp
canavarvari:
canavar gibi, canava-
ra yakışır şekilde.
cevaz:
izin, müsaade.
gıybet:
hazırda olmayan birisinin
aleyhinde konuşma, kötüleme,
dedikodu yapma.
hayat-ı içtimaiye:
sosyal hayat,
toplum hayatı.
hemze:
elif yerine kullanılan işa-
ret, elif, vav, ye ve he üzerine ko-
nulan kısa okutma işareti.
iftiras:
parçalama, paramparça et-
me.
insaniyet:
insanlık mahiyeti, insan
olma özelliği.
iştiha:
bir şey karşı duyulan istek,
arzu, açlık hissi.
kalb:
insanın manevî bünyesinde-
ki hislerin ve duyguların merkezi;
gönül, dil ; ruh, Allah’ın tecelli ettiği
yer.
karabet-i rahmiye:
soy yakınlığı,
akrabalık.
manen:
mana itibarıyla, ma-
naca.
matrut:
tard edilmiş, kovul-
muş.
merdut:
reddolunmuş.
meyletmek:
yönelmek, eği-
lim göstermek, ilgi duymak.
muhabbet:
sevgi, sevme,
dostluk.
müstakim:
temiz, namuslu,
doğru.
nazar:
düşünce, fikir.
rıza göstermek:
razı olmak,
gönül hoşluğu ile karşılamak.
rikkat-i cinsiye:
insanın kendi
cinsinden olana acıması.
selim:
temiz, samimî.
sır:
bir şeyin veya işin dikkat,
tecrübe, yetenek ve tecrübe
ile anlaşılabilen en zor ve en
ince yanı.
şeriat:
Allah’ın emri, İlâhî ka-
nun.
tabiat:
huy, karakter.
vicdan:
iyiyi kötüden, hayrı
şerden ayırt etmeye yardımcı
olan ahlâkî duygu.
vicdan-i içtimaiye:
sosyal vic-
dan, toplum vicdanı.
H
ikem
-
i
B
ediiYe
| 634 |
Eski said dönEmi EsErlEri
1.
Yardımlaşma sırrını anlamayan insan taştan daha cansızdır. Çünkü bazı taşlar vardır ki, ar-
kadaşına yardım için yay gibi kavisleniyor. Taş, taşlığıyla beraber kubbeli binanın damını
kuran ustanın elinden çıkar çıkmaz başını eğer ve arkadaşına yaslanır.
1...,624,625,626,627,628,629,630,631,632,633 635,636,637,638,639,640,641,642,643,644,...790
Powered by FlippingBook