olan vechi muzlim ve göze çarpan vechi, şeffaf bir ism-i
camit ile olmaz: manyetizma, telepati, kuvve-i mıknatısi-
ye gibi.
a a a
İhya-i din, ihya-i millettir.
Hayat-ı din, nur-i hayattır.
a a a
ümmet şeriata temessükü nispetinde terakki, tesahü-
lü nispetinde tedennisi hakaik-ı tarihiyedendir.
®
hakaik-ı tarihiye:
tarihi gerçekler.
hayat-ı din:
dini hayat.
ihya-i din:
dinin hayatlandırılması.
ihya-i millet:
milletin hayatlandı-
rılması.
ism-i camit:
cansız adı.
kuvve-i mıknatısiye:
mıknatısta-
ki çekim kuvveti.
manyetizma:
telkin ve hipnoz yo-
lu ile birini tesir altına alma.
muzlim:
karanlık verici, karan-
lıklı, siyah, siyahlık.
nispet:
bağlılık, ilgi, bağ, mü-
nasebet.
nur-i hayat:
hayatın nuru.
şeffaf:
saydam.
şeriat:
Allah tarafından pey-
gamber vasıtasıyla bildirilen,
İlâhî emir ve yasaklara daya-
nan hükümlerin hepsi.
tedenni:
aşağı düşme, daha
kötü bir dereceye düşme, al-
çalma.
telepati:
birinin düşündükleri-
ni veya uzakta geçen bir olayı,
duygusal hiç bir bağlantı ol-
madan algılama.
temessük:
yapışma, sarılma,
sıkıca tutma.
terakki:
yükselme, ilerleme.
tesahül:
ihmal etme.
ümmet:
hak dine davet et-
mek için Allah tarafından ken-
dilerine peygamber gönderi-
len ve bu peygambere inanıp
bağlanan cemaat, topluluk.
vecih:
cihet, yön.
i
ŞaraT
| 598 |
Eski said dönEmi EsErlEri