etmektir, İslâmiyet’te en büyük kebire olan ribayı vesa-
iliyle ilga etmektir. Adalet-i kur’âniye, âlem kapısında
durup ribaya “Yasaktır! girmeye hakkın yoktur!” der.
zaman ihtiyarlandıkça kur’ân gençleşiyor, rumuzu ta-
vazzuh ediyor.
Meselâ,
(1)
n
¿ho
ôr
°ûp
Y r
ºo
µ`r
æp
e r
øo
µ`n
j r
¿p
G
ilâahir.
Meselâ,
(2)
p
ôr
ën
Ñ`r
dG »p
a …p
ôr
én
J
ilâahir.
Meselâ,
(3)
p
Oho
ór
No
’r
G o
ÜÉn
ër
°Un
G n
?p
ào
b
ilâahir.
Meselâ, meselâ, ... ilâahir.
®
ve ahirette cezayı gerektirdiği ke-
sin delillerle belirtilmiş olan ha-
ram, yasak.
meselâ:
misal olarak.
riba:
faiz.
rumuz-i tavazzuh:
işaretlerin, gizli
manaların açığa çıkması.
vesail: vesileler, sebepler.
adalet-i kur’âniye:
Kur’ân’ın
adaleti.
âlem:
dünya.
ilâahir:
sona kadar, sonuna
kadar.
ilga etmek:
kaldırmak, hü-
kümsüz kılmak.
kebire:
büyük günah, dünya
Eski said dönEmi EsErlEri
| 591 |
i
ŞaraT
1.
Sizden yirmi kişi olsa… (Enfal Suresi: 65.)
2.
Denizde akıp giden gemilerde… (Bakara Suresi: 164; İbrahim Suresi: 32.)
3.
Uhdud Ashabına lânet olundu. (Büruc Suresi: 4.)