Emirdağ Lâhikası - page 812

Œ
3 4 8
œ
(1)
o
¬n
fÉn
ër
Ño
°S /
¬p
ªr
°SÉp
H
SayınAdnanMenderes!
otuz beş seneden beri siyaseti terk eden üstadımız
Bediüzzaman Hazretleri, şimdi kur’ân ve İslâmiyet ve
vatan hesabına, bütün kuvvetiyle ve talebeleriyle, dersle-
riyle demokrat partinin iktidarda kalmasını muhafazaya
çalıştığına, biz demokrat parti mensupları ve nur
talebeleri kat’î kanaatimiz gelmiştir.
üstadımızdan, niçin demokrat partiyi muhafazaya ça-
lıştığını sorduk.
Cevaben: “eğer demokrat parti düşse, ya Halk parti-
si veya Millet partisi iktidara gelecek. Hâlbuki, Halk par-
tisi İttihatçıların bozuk kısmının cinayetleri ve hem Cum-
huriyetin birinci reisinin sevr Muahedesiyle ve çok siya-
sî desiselerin icbarıyla on beş senede yaptığı icraatının
kısm-ı azamı tamamıyla eski partiye yüklendiği için, bu
asil türk milleti ihtiyârıyla o partiyi kat’iyen iktidara ge-
tirmeyecek.
Çünkü Halk partisi iktidara gelecek olursa, komünist
kuvveti aynı partinin altında bu vatana hâkim olacaktır.
Hâlbuki, bir Müslüman kat’iyen komünist olamaz, anar-
şist olur. Bir Müslüman hiçbir zaman ecnebîlerle muka-
yese edilemez. İşte bunun için, hayat-ı içtimaiye ve vata-
nımıza dehşetli bir tehlike teşkil eden bu partinin iktidara
anarşist:
hiçbir düzen ve otorite
tanımayan, karışıklık ve bozgun-
culuktan yana olan, ondan fayda
uman kimse.
asil:
soylu.
Bediüzzaman:
çağın eşsiz güzel-
liği.
cevaben:
cevap olarak, karşılık
şeklinde.
cinayet:
cana kıyma, katil veya
bu derecede ağır bir suç.
dehşetli:
ürkütücü, korkunç.
desise:
hile, oyun, aldatmaca.
1.
Her türlü kusur ve noksandan uzak olan Allah’ın adıyla.
| 812 | Emirdağ Lâhikası – ıı
ecnebi:
yabancı.
hâkim:
hükmeden.
hayat-ı içtimaiye:
sosyal ha-
yat, toplum hayatı.
icbar:
zorlama, zorla ve isteği
dışında yaptırma.
icraat:
işler.
ihtiyâr:
irade, tercih.
iktidar:
hükümet idaresini
elde bulundurma.
kanaat:
inanma.
kat’î:
kesin, şüpheye ve tered-
düde mahal bırakmayan.
kat’iyen:
hiç bir zaman, asla.
kısm-ı azam:
büyük kısım, ek-
seriyet, çoğunluk.
komünist:
bütün malların or-
taklaşa kullanıldığı ve özel
mülkiyetin olmadığı iddiasında
bulunan düzen in mensubu
olan kimse.
mensup:
bir şeye veya kim-
seye bağlı olan, üye.
muhafaza:
koruma.
mukayese:
benzeterek ve
karşılaştırarak değerlendirme,
kıyaslama.
Nur:
Risale-i Nur, Risale-i Nur
hizmeti.
parti:
siyasî kuruluş.
reis:
başkan.
siyasî:
siyasetle ilgili, siyasete
ait.
talebe:
öğrenci.
teşkil:
oluşturma, şekillen-
dirme.
1...,802,803,804,805,806,807,808,809,810,811 813,814,815,816,817,818,819,820,821,822,...1032
Powered by FlippingBook