B
EŞ
T
ÜrLÜ
i
BadET
:
1.
en mühim bir mücahede olan ehl-i dalâlete karşı
manen mücahede etmektir.
2.
üstadına neşr-i hakikat cihetinde yardım suretiyle
hizmet etmektir.
3.
Müslümanlara iman cihetinde hizmet etmektir.
4.
kalemle ilmi tahsil etmektir.
5.
Bazan bir saati bir sene ibadet hükmüne geçen, te-
fekkürî olan bir ibadeti yapmaktır.
B
EŞ
T
ÜrLÜ dE
d
ÜNYEVÎ
F
aYdası
V
ar
:
1.
rızıkta bereket.
2.
kalbde rahat ve sürur.
3.
Maişette suhulet.
4.
İşlerinde muvaffakiyet.
5.
talebelik faziletini almakla bütün risale-i nur
talebelerinin has dualarına hissedar olmaktır.
k
aLEmLE
N
UrLara
h
iZmET VE
s
adâkaTLE
T
aLEBEsi
O
LmaNıN
i
ki
m
Ühim
N
ETiCEsi
V
ardır
:
1.
Âyât-ı kur’âniyenin işaretiyle, imanla kabre gir-
mektir.
2.
Bütün şakirtlerin manevî kazançlarına, nur daire-
sindeki şirket-i maneviye sırrıyla, umum onların hasenat-
larına hissedar olmaktır.
ayet-i kur’âniye:
Kur’ân’ın ayeti.
bereket:
mübareklik, bolluk, saa-
det.
cihet:
yön, sebep, vesile.
dünyevî:
dünyaya ait.
ehl-i dalâlet:
dalâlet ehli; yoldan
çıkanlar, azgın ve sapkın kimse-
ler.
fazilet:
değer, meziyet, iman ve
| 328 | Emirdağ Lâhikası – ı
irfan itibariyle olan yüksek de-
rece.
hasenat:
iyi ameller, iyi işler,
hayırlar.
hissedar:
hisse sâhibi, hissesi
olan.
hükmüne:
yerine, değerine.
iman:
inanç, itikat.
maişet:
geçinme, geçinme için
lüzumlu bulunan maddeler.
manen:
mana bakımından,
manaca.
manevî:
maddî olmayan, içe
ait, mana ile ilgili.
muvaffakıyet:
başarma, ba-
şarılı olma.
mücahede:
savaşma, müca-
dele, uğraşma, çaba, gayret.
mühim:
lüzumlu, gerekli.
neşr-i hakikat:
hakikatin
neşri, doğruyu yaymak.
Nur:
Risale-i Nur.
rızık:
Cenab-ı Hak tarafından
verilen.
sadâkat:
bağlılık, doğruluk.
sır:
gizli hakikat.
suret:
biçim, şekil, tarz.
sühulet:
kolaylık.
sürur:
sevinç, mutluluk.
şakirt:
talebe, öğrenci.
şirket-i manevî:
manevî şir-
ket, manevî ortaklık.
tahsil:
ilim öğrenme, bilgi
edinme, öğrenim.
talebe:
öğrenci.
tefekkürî:
yaratılış hikmetle-
rini düşünme.
umum:
bütün.
üstat:
öğretici, öğretmen.