Bir defa, devletimizin ismi, anayasa maddesi ile de sabit olduğu şekilde; “Türkiye Cumhuriyeti”dir. Siz, bu ismi, nasıl değiştirmeye teşebbüs ediyorsunuz?
Üstelik de, o “değiştirilemez dediğiniz maddenin başında da bu yazmasına rağmen… Ve resmen de, suç işliyorsunuz... Hem de, anayasa suçu… Siz, nasıl olur da, koskoca bir milleti, bir şahsın peşine takarsınız? Ha, siz takılabilirsiniz, hatta o şahsa tapabilirsiniz de, kimse, size bir şey demez, karışmaz da. Ama bunu, millete zorla dayatamazsınız!
İlk dört maddenin “değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez” fetvasını kim vermiştir? 12 Eylül 1980 hâin ihtilâlini yapan millet düşmanları… Ne yani, onların dediği, Allah’ın emri mi? Öyle bir değiştirilebilir ki, hem de bal gibi... Neymiş o ilk dört madde? Anayasa kitapcığı üzerinden bir bakalım:
I. Devletin şekli
MADDE 1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
II. Cumhuriyetin nitelikleri
MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir.
III. Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti
MADDE 3- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanununda belirtilen beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Millî marşı “İstiklal Marşı’dır.
Başkenti Ankara’dır.
IV. Değiştirilemeyecek hükümler
MADDE 4- Anayasanın 1. Maddesi’ndeki devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2. Maddesi’ndeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3. Maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
Şimdi bakalım: 1. Madde tamam. Fakat yüz senedir tatbik edildiği şekilde, ismi “Cumhuriyet” ama tatbik ede geldikleri “istibdad-ı mutlak”a yani mutlak baskıcılığa değil, “hakikî Cumhuriyet”e taraftarız. 2. Madde’de ise; “Atatürk milliyetçiliği” saçmalığı ile senelerce “dinsizlik” olarak kullanılan “lâiklik” kısmı çıkartılmak şartıyla tamam. 3. Madde’de ise, “dili Türkçe” dir, iyi de, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup da, başka ırklardan olan Kürtler ve son zamanlarda vatandaş yapılan Araplar, Türkçe bilmiyorsa ne olacak? Bayrağın tarifi dışında kullanılan ve bayrak kanununa göre suç olması lâzım gelen, anlı-şanlı bayrağımızın ortasına, M. Kemal resimleri koymak neyin nesi? “Başkent Ankara” kısmı ise, ola ki, asırlardır Osmanlı’nın başşehri olan “İstanbul” olarak değiştiren olsa kıyamet mi kopar?
4. Madde’ye ise bir şey demeye lüzûm yok, o tamamen lağvedilmelidir.
Evet, bugün Cumhuriyetin (tabii burada da, hakikî bir mânâda Cumhuriyet değil, tatbik edilen, istibdad-ı mutlaktır. O da başka tabii.) ilânının 101. senesi. Ama devlet müesseselerinin çoğu bir kaç asırlık. Nasıl oluyor böyle? Bin seneye yakın mazisi olan Devleti, bir asırla ifade etmek biraz garib ve dünyanın hiçbir devletinde de, böyle bir şey yok! İran “üç bin” senelik mazisini yâ’d ediyor. Biz yüz sene.
Evet, tekrar, başlığa dönecek olursak; “Türkiye Cumhuriyeti” kabul. “Atatürk Cumhuriyeti”, kabul edilemez. Ama çok istiyorsanız “Türkiye Cumhuriyeti” bize, “Atatürk Cumhuriyeti” size...