Hatırlarsınız, birkaç ay evvel bu köşede—gazetemizde neşredilen—“adalet ve liyâkat” seminerlerinden bahsetmiştik.
O yazıda ayrıca ilgili “seminer notları ile soru-cevap fasılları”nın kitaplaşması arzumuzu da iletmiştik...
Şahsen muradımıza eriştik sayılır! “Sayılır” dememiz şundan ki seminerler dizisi, üç aylık fikir dergimiz “Köprü”nün son sayısında (Bahar 2019) bir araya getirilmiş. Yani “kitap” hâlinde beklerken seminerler “dergi sayısı” olarak karşımıza çıktı—buna da şükür!
Hatırla(t)mak gerekirse, Risale-i Nur Enstitüsü’nün Ankara şubesinde tertiplenen—ve deşifresi gazetemizde de neşredilen—“adalet ve liyâkat” temalı akademik seminerlerde—notlarımıza göre—sırasıyla Prof. Dr. Ahmet Bilgin, Av. M. Ali Aslan, Prof. Dr. Ali Şafak, Dr. Muhammet Örtlek, Prof. Dr. Ender Ethem Atay, Av. Kadir Akbaş, Av. Erdoğan Çelebi, Prof. Dr. İlyas Doğan, Doç. Dr. Hüseyin Kurt ve Dr. Ömer Ergün yer almışlardı.
Fakat dergide bir sürprizle(!) karşılaştık: “Prof. Dr. Sacid Adalı” imzası... Yani—en başta veya arada—“kaçırdığımız” seminerci! (Sair seminercileri gazetemizde zaten okumuştuk, Adalı’yı da dergiden ayrıca okuduk...)
KÜÇÜK NOTLARIMIZ!
* Tahmin edileceği üzere, seminercilerin ekseriyeti “hukukçu” (akademisyen veya avukat). Tek istisna, Hüseyin Kurt ki o da “İslâmî ilimler fakültesi” öğretim üyesi” imiş.
* Başlıklardan hareketle, Ender Ethem Atay’ın “Hakkı esas almayan bir adaletten söz edilemez.”, İlyas Doğan’ın “Güçlü bir hukuk sistemi, bireylerin hak ve özgürlüklerini gerçekten koruyan bir yönetim anlayışı birçok sorunu kolaylıkla çözecektir.”, Ahmet Bilgin’in “Devletin bekàsı ancak adaletiyle mümkündür.”, Sacid Adalı’nın “İnsan hak ve hürriyetlerinin geçerli olduğu bir cemiyete düzen gelecektir.”, Ömer Ergün’ün “Hukuk devleti âdil bir devlettir.”, Mehmet Ali Aslan’ın “Devlet adaletiyle kaimdir.”, Kadir Akbaş’ın “Türkiye toplumunun, Türk insanının adalet duygusunu yeniden kazanmasını sağlamaya çalışmak gerekir.” ve Erdoğan Çelebi’nin “Siyasette liyâkatin anlamı adalet ve hürriyettir.” şeklindeki sözlerinin seminerlerine “başlık” yapıldığını kaydedelim. [Ali Şafak (“‘Mecelle’ penceresinden günümüz hukukî sorunlarına bir bakış”), Hüseyin Kurt (“Kur’ân’da ‘adalet’ kavramı”) ve Muhammet Örtlek (“Toplumsal barışı sağlamada adalet ve liyâkatin önemi”) için verilen başlıklar ise—ki üçü de “nokta”sız—onların seminerlerinin konu başlıkları”nı ifade etmekte.)
* “Giriş”lerden Muhammet Örtlek, Ender Ethem Atay, Kadir Akbaş, Erdoğan Çelebi, Hüseyin Kurt ve Ömer Ergün’ün kendi zaviyelerinden “adalet ve liyâkat” mevzulu yazılar kaleme aldıkları veya uzun ön konuşmalar yaptıkları anlaşılıyor ki hepsine bravo!
ADALI’NIN TESBİTLERİ
“Gazetemizde neşredilmemiş olması” ihtimaline binâen(?!) Prof. Adalı’nın seminerinden sizler için birkaç mühim tesbit derledik—ki neşredilmiş de olsa “tekrar iyidir:”
* “Aslında hakikî güç ‘sessiz güç’tür, gerçekten kendisini kabul ettiren legal güç ‘kendisini pek göstermeyen güç’tür... Siz onun var olduğunu bilirsiniz, ne zaman karşınıza çıkacağını da bilirsiniz—ne zaman kànuna aykırılık yaparsanız [o zaman] karşınıza çıkar!”
* “Şundan eminim ki AB, Türkiye’yi feda edecek bir birlik değil; ittifakını daha da pekiştirmek (...) ve bizi kendi bünyesine almak ister. Ama bize kendi şartlarını empoze etmekte haklı! Avrupalılığın ve esasen evrensel hukukun kriterleri belli. ‘Şunlara, şunlara uyun!’ dediği zaman biz de ‘uyalım’ deyip de samimî olarak gayret gösterirsek onların bir mâni çıkaracağını düşünmüyorum. Mes’ele bizim samimiyetimizde ve gayretimizde bitiyor.”
* “Tek eksikliğimiz, insan hakları [merkezli] ve ideolojiden uzak bir anayasal düzen kuramamış olmamızdır. Bir türlü siyasî çalkantıları bitiremedik, siyaseti bir türlü sükûnete kavuşturamadık! Anayasasıyla, kànunlarıyla, kurumlarıyla, değişimi istememiz ve buna çalışmamız lâzım.”