22 Ağustos 1963’de 33 yaşındayken trafik kazası neticesinde vefat eden Abdulkadir Ceylan Çalışkan Ağabey’in kabri Afyon Emirdağ’dadır. Vefatının 60. yılı münasebetiyle Ceylan Ağabeyi rahmetle yâd ediyor ve onunla ilgili hatıraları bu yazımızla anıyoruz.
“Kendini hiç ölmeyecek zanneden kişinin çalışması gibi (dünya için) çalış, yarın öleceğini zanneden kişinin korkması gibi (günahlardan) kork”1 hadisine ve Bediüzzaman’ın “Bu zamanda İ’lâ-yı Kelimetullah maddeten terakkîye mütevakkıftır”2 cümlesine mazhar bir zattı Ceylan Çalışkan. Bediüzzaman da onun bu özelliğini anlamış ve “Ceylân kabiliyetli bir genç. Dünya işini de yapar, âhiret işini de. Fakat onu dünyaya vermeyeceğim” demişti ve onu 14-15 yaşlarından itibaren ahirete hazırlamıştı.
Üstad’ın vefatından sonra Ceylan Ağabey Risale-i Nur hizmetlerini daha büyük alanlara yaymak maksadıyla İstanbul’a gider. Beyazıt-Zeytinburnu arasında yolcu taşıyan bir minibüsün sahibi olur. Her geçen gün işini büyütür. Böylece Risale-i Nur hizmetlerinin yanında örnek bir model göstererek maddî kalkınmayı da hedefler. Ayrıca maddî sıkıntı çeken bütün dost ve arkadaşlarının elinden tutarak iş sahibi olmaları için onlara yardımcı olur.3
Her günü hızlı ve hareket içinde geçen Ceylan Ağabey İstanbul minibüsçülerini organize ederek minibüsçüler derneğinin kurucuları arasında yer alır. Zaten vefatı da otuz üç yaşında iken, işiyle ilgili aldığı bir senedi tahsil etmek için yolda bindiği bir minibüsün başka bir araçla çarpışması sonucu olur. Allah rahmet eylesin.
Dünya işlerinde iyi olduğundan daha fazla ahiret işlerinde, Risale-i Nur hizmetlerinde başarılı idi Ceylan Ağabey. Yazı, teksir ve matbaa faaliyetlerinde hep ön safta olduğunu yine hatıralarından okuyoruz. Kızı Nuran Çalışkan onun gündüzleri çalıştığını, geceleri ise Risaleleri tashih ettiğini bizlere aktarıyor.4
Cuma günleri ise işe gitmediğini, hanımları derse götürdüğünü, ders sonrası da onları evlerine bıraktığını söylüyor. O gün minibüsüyle mahallenin çocuklarını da toplayarak onlara İstanbul turu attırıp sevindirdiğini aktarıyor. Böylece Ceylan Ağabey’in aile ve çevre ilişkilerine önem verdiğini, bu noktada oldukça sosyal ve herkesçe sevilen biri olduğunu öğreniyoruz. “Nur Talebeleri herkesin dostudur. Çünkü Risale-i Nur dersleriyle Allah’ı öğrenmeye ve öğretmeye çalışıyorlar”5 demiş ve bunu yaşantısıyla göstermiştir Ceylan Ağabey.
Risale-i Nur’u önce kendisi yaşamış, sonrasında da ailesine ve çevresine yaymıştır. Çünkü Üstad’ı Bediüzzaman ona Risale-i Nur hizmetindeki önemli noktayı nasihat etmiştir: “Sen Risale-i Nur’un esaslarını hareketlerinle yaşa!”6 Allah bizleri de Risale-i Nur’u layığıyla yaşamayı ve yaşatmayı nasip etsin.
Dipnotlar:
1- (Münavi. Feyzü’l-Kadir, II/12; Kenzü’l-Ummal, III/40, hn: 5379)
2- Hutbe-i Şamiye, s. 97
3- Bkz. https://www.yeniasya.com.tr/misbah-eratilla/ceylan-caliskan-in-dunya-penceresi_509835
4- https://www.yeniasya.com.tr/mikail-yaprak/ceylan-caliskan-agabeyin-kizi-nuran-caliskan-babam-ve-hatiralari-hayatimda-en-mustesna-bir-yerde-duruyor_568795
5-https://www.risaleinurenstitusu.org/ceylan-caliskanin-nur-derslerinden-tespit-ettigi-notlar-3/
6- https://www.yeniasya.com.tr/sebahattin-aslan/bediuzzaman-in-ceylan-caliskan-a-ilk-dersi-ve-ikazlari_565699