“Kadın hakları nelerdir?” diye sorulacak olursa bunları içerisinde “kadının hürmet hakkı” diye bir ifade akıllara gelir mi bilemiyoruz.
Ama Risale-i Nur eserlerinde Bediüzzaman Hazretleri bunu nazarlara sunuyor: “Hem refika-i hayatını, rahmet-i İlâhîyenin munis, lâtif bir hediyesi olduğu cihetiyle sev” cümlesiyle başlayan paragrafta “O zaife, lâtife mahlûkun hukuk-u hürmeti o muhabbetle muhafaza edilir”1 deniliyor.
Evet, kadının hürmet hakkı vardır ve bu hakkı gözetmek erkeklere bir borçtur. Yaşı ne olursa olsun bir kadına hürmet hakkı daima verilmelidir. Çünkü bu noktada kız çocuğuna hakkını veren bir Peygamber’in (sav) dinine mensubuz. Bunu şu hadis-i şeriften anlıyoruz: “Bağış ve ihsanlarınızda çocuklarınıza adaletli davranınız. Eğer ben birini üstün tutacak olsaydım, kızları üstün tutardım.”2
Dinimizin kadına hürmet meselesine ne kadar önem verdiğini Abdullah b. Ömer’den (ra) nakledilen şu rivayetle daha iyi anlıyoruz: “Rasûlullah (sav) devrinde hakkımızda ayet iner korkusuyla kadınlarımıza elimizi ve dilimizi uzatmaktan sakınırdık.”3
Yine kadınların haklarını muhafaza noktasında Veda Hutbesi’nde Peygamberimiz (sav) şu uyarıyı yapıyor: “Ey insanlar! Kadınların haklarına riayet etmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah’ın emaneti olarak aldınız. Onların namus ve iffetini Allah adına söz vererek helâl edindiniz.”4
Bir de şu nokta göz ardı edilmemeli ki, kadından iyilik gördüğünde ona hürmette etmek, görmediğinde hürmeti bırakıp kadını ihmal etmek, bu davranışta samimî olunmadığının bir göstergesidir. Hak, Allah’tan korkarak, O’nun rızası gözetilerek verilir ve verilmelidir. Yoksa menfaate göre hak vermek adaletten uzaklaşmayı netice verir. Bediüzzaman’ın talebesi Zübeyir Gündüzalp bununla ilgili olarak şunları ifade etmiştir: “Kadının elinden bir iyilik gelmese bile, zevc ve zevce birbirinden yüz çeviremezler ve ölünceye kadar bir ve beraber yaşarlar.”5
Kadına samimî hürmet göstermenin önemli bir işareti onunla istişare etmektir. İstişare, bir meselede bir kişinin görüşünü almak ve beraber karar vermeyi netice verir. Kadınla istişare eden ve verilen karara uyan bir erkeğin bu davranışı, kadının fikrine değer verdiğini gösterir ve dolayısıyla kadına bir hürmettir. Peygamber Efendimiz’in de (sav) hanımlarıyla sıkça istişare ettiğini rivayetlerden anlıyoruz ve şu rivayet bu noktada dikkat çekicidir:
“Hudeybiye Antlaşması’nda Mekkeliler’e büyük tâvizler verildiğini düşünen müslümanlar üzüntü içinde iken Resûlullah (sav) onlara kurbanlarını Hudeybiye’de kesmelerini ve tıraş olmalarını emrettiği ve bunu üç defa tekrarladığı halde hiç tepki vermediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), Ümmü Seleme’nin yanına giderek üzüntüsünü dile getirdi. Ümmü Seleme ona dışarı çıkıp kurbanını kesmesini ve kendisini tıraş ettirmesini, ardından ashabının da mutlaka bu davranışlarını izleyeceğini söyledi. Hz. Peygamber onun tavsiyesini uyguladı ve gerçekten Ümmü Seleme’nin dediği gibi oldu.”6
Kadınlara hürmet etmek, onları hakları hususunda ihmal etmemek bizlerin vazifesidir. Bilhassa aile içerisinde bu hakkı gözetmek mühimdir. Bir erkek eşinin bu hakkını gözettiği takdirde aile hayatını sünnet-i seniyyeye göre yaşayacak, dünya ve ahiret saadetinin kapısı ona açılacaktır inşallah.
Dipnotlar:
1) Sözler, Otuz İkinci Söz, Üçüncü Mevkıf/
2) Ahmet bin Hanbel, Müsned, I/101 /
3) Buhari, Nikâh 80 /
4) Müslim, Hac, 147 /
5) Zübeyir Gündüzalp, Altın Prensipler /
6) https://islamansiklopedisi.org.tr/ ummu-seleme