"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Toplumsal hastalıklar

Mehtap Yıldırım Yükselten
23 Eylül 2024, Pazartesi
Toplum da bir insan gibidir. Kalbi vardır, vicdanı vardır, ahlâkı vardır. Organları vardır, uzuvları vardır. Aileler ise toplum vücudundaki en küçük yapı taşları olan hücrelerdir.

Ailede bir bozulma olduğu zaman, toplum nezdinde ne kadar yıkıcı, acı ve kabul edilmez bir durum olduğunu görüyoruz. Son günlerde medyada büyük yankı bulan “Narin” davasında ve buna benzer çocuk ve bebeklere yönelik suçlarda halkımızın göstermiş olduğu tepki ile bunu görmüş olduk. Akıl ve vicdan sahibi her insan bu tür suçları kabul etmiyor ve suçluların en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyor. Bu tür olaylarla toplumun havası kirleniyor ve nefes almamız da zorlaşıyor. İçimiz daralıyor, kalbimiz sıkışıyor. Temiz bir hava soluyarak güven içinde yaşamak için her yerde adalet gerekiyor. Bir çocuk kendi ailesine ve akrabalarına bile güvenemeyecekse kime güvensin? Câni ve suçlulara bu kısa dünya hayatında az bir ceza verilmesi, o masumların intikamını almak için yeterli gelmediğinden, böyle davalarda “İyi ki cehennem var, zalimler için yaşasın cehennem” diyoruz.

Toplumsal hastalıkların en önemlileri olan şiddet, taciz, katliam gibi olaylarda, suçlu taraflara baktığımızda; kendi keyfine göre hareket eden, başkasını düşünmeyen, şefkatten uzak, acımasız, insanî özelliklerini kaybetmiş kişilikler görüyoruz. Bu kişilerin en baskın özelliklerinden biri de “reisçilik” tir. İşlerini baskı, şiddet, kaba kuvvet gibi keyfî yöntemlerle hâllederler. Kendi menfaatleri için, yasa dışı ne varsa zor kullanarak elde etmeye çalışırlar. “Narin” davasında da, köyün bir nevi reisi hükmünde olan baş şüpheli bir muhtar (amca) var. Tüm akrabalar ve köy halkı ondan korktuğu için susuyor. Bildiklerini ve gördüklerini kimse söyleyemiyor. Oysa haksızlık karşısında susmak, özellikle masum bir çocuğun şüpheli bir şekilde ölümü karşısında sessiz kalmak da büyük bir suçtur. “Çocukların öldüğü yerde değil, uyuduğu yerde sessiz olunur.”

Siyasette görülen “reisçilik” de yine toplumsal bir hastalıktır. Yani şahsa dayalı bir yönetim sisteminde yargı, yasama, yürütme dediğimiz organlar çok ciddî zarar görür. Yolsuzluk, haksızlık, hırsızlık, zorbalık baş gösterir. Sürekli olarak yalanlarını yeni yalanlarla kapatma, halkı oyalama ve kandırma ile iş görürler. Bu kişilikte bir yönetici, bir ülke için çok büyük tehlikedir. Halk onun baskısından korktuğu için konuşamaz, gerçekleri dile getiremez. Tıpkı Narin’in akraba ve köylülerinin muhtardan korktuğu gibi.

Dünyaya baktığımızda, dünya siyasetine yön veren liderlerin de yine narsist ve adalet duygusundan yoksun, mafyatik kişiler olduğunu görüyoruz. Bunlar yüzünde masum insanlara savaş açılıyor, bebekler, çocuklar ölüyor. Dünya susuyor, seyrediyor. Susmayan vicdan sahibi insanlar da ya öldürülerek susturuluyor ya da sesleri cılız kalıyor.   

Toplumsal bünyede hasar açan zulüm, şiddet, katliam gibi hastalıkların çaresi, imanlı insan olmaktan geçer. Çünkü, “ iman insanı insan eder, belki de sultan eder”. Bir insan, masumları bile katledecek kadar zorba ise buna da “insan” denilemez artık hayvandan daha aşağı bir seviyeye düşmüştür. Tıpta hastalıkların ilâcı olduğu gibi, sosyolojik hastalıkların da şifası ve ilâcı vardır. Haksızlık, zulüm, katliam gibi şiddet içerikli hastalıkların çaresi, adalet, hürriyet, demokrasi, saygı, sevgi, barış gibi manevî ilâçlardır. Bu ilaçlar da ancak Kur’an reçetesinde yazar. Allah insana çok güzel ve özel bir makam veriyor, “halife-i arz” olarak şereflendiriyor. İnsan, Allah’ın bu lütfuna ve taltifine lâyık olmak için çaba göstermelidir.

Okunma Sayısı: 4172
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı