"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İmanın bir zerre kadar kuvvetlenmesi bir hazinedir

Risale-i Nur'dan
22 Ocak 2025, Çarşamba
Herkes her meseleden bir derece hisse alabilir. “Bir şey bütün elde edilmezse, bütün bütün elden kaçırılmaz” kaidesiyle, “Bu manevî bahçenin bütün meyvelerini koparamıyorum” diye vazgeçmek kâr-ı akıl değildir.

İnsan ne kadar koparsa o kadar kârdır. İsm-i A’zam’a ait meselelerin ihata edilmeyecek derecede genişleri olduğu gibi, akıl görmeyecek derecede inceleri de vardır. Hususan ism-i Hayy ve Kayyum’a ve bilhassa hayatın iman erkânına karşı remizlerine ve bilhassa kaza ve kader rüknüne hayatın işaretine ve ism-i Kayyum’un Birinci Şua’sına herkesin fikri yetişmez, fakat hissesiz de kalmaz. Belki her halde imanını kuvvetlendirir. Saadet-i ebediyenin anahtarı olan imanın kuvvetleşmesi ehemmiyeti çok azîmdir. İmanın bir zerre kadar kuvveti ziyade olması, bir hazinedir. İmam-ı Rabbanî Ahmed-i Farukî diyor ki: “Bir küçük mesele-i imaniyenin inkişafı, benim nazarımda yüzler ezvak ve kerametlere müreccahtır.”

Lem’alar, s. 641

«««

Silsile-i Nakşînin kahramanı ve bir güneşi olan İmam-ı Rabbânî (ra) Mektubat’ında demiş ki: “Hakaik-ı imaniyeden bir meselenin inkişafını, binler ezvak ve mevâcid ve kerâmâta tercih ederim.”

Hem demiş ki: “Bütün tariklerin nokta-i müntehası, hakaik-ı imaniyenin vuzuh ve inkişafıdır.” [...]

Madem hakikat böyledir; ben tahmin ediyorum ki eğer Şeyh Abdülkadir-i Geylânî (ra) ve Şah-ı Nakşibend (ra) ve İmam-ı Rabbânî (ra) gibi zatlar bu zamanda olsaydılar, bütün himmetlerini hakaik-ı imaniyenin ve akaid-i İslâmiyenin takviyesine sarf edeceklerdi. Çünkü saadet-i ebediyenin medarı onlardır. Onlarda kusur edilse, şekàvet-i ebediyeye sebebiyet verir. İmansız Cennete gidemez; fakat tasavvufsuz Cennete giden pek çoktur. Ekmeksiz insan yaşayamaz, fakat meyvesiz yaşayabilir. Tasavvuf meyvedir, hakaik-ı İslâmiye gıdadır. Eskiden kırk günden tut, tâ kırk seneye kadar bir seyr ü sülûk ile bazı hakaik-ı imaniyeye ancak çıkılabilirdi. Şimdi ise, Cenab-ı Hakkın rahmetiyle, kırk dakikada o hakaika çıkılacak bir yol bulunsa, o yola karşı lâkayt kalmak, elbette kâr-ı akıl değil. İşte otuz üç adet Sözler, böyle Kur’ânî bir yolu açtığını, dikkatle okuyanlar hükmediyorlar.

Madem hakikat budur; esrar-ı Kur’âniyeye ait yazılan Sözler, şu zamanın yaralarına en münasip bir ilâç, bir merhem ve zulümatın tehacümatına maruz heyet-i İslâmiyeye en nâfi’ bir nur ve dalâlet vadilerinde hayrete düşenler için en doğru bir rehber olduğu itikadındayım.

Mektubat, Beşinci Mektub, s. 34

LÛ­GAT­ÇE:

esrar-ı Kur’âniye: Kur’ân’a ait sırlar.

ezvak: zevkler.

hakaik-ı imaniye: iman hakikatleri.

İsm-i A’zam: Cenab-ı Hakkın bin bir isminden en büyük ve manaca diğer isimleri kuşatmış olanı.

inkişaf: açılma, keşfolunma.

kerâmât: kerametler.

mevâcid: vecd halleri, kalbe zevk veren istiğrak halleri.

müreccah: tercih edilen, üstün.

nâfi’: faydalı.

remiz: işaret.

seyr ü sülûk: ruhun manevî makamlardaki seyir ve seyahati, bir terbiye yoluna girip devam etme.

şekàvet-i ebediye: ebedî sıkıntı, sonsuz azap.

tehacümat: hücumlar.

vuzuh: açıklık, açık olma hali, açık olma durumu.

zulümat: karanlıklar.

Okunma Sayısı: 400
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı