"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tolstoy’un mezarı belirsiz, Said Nursî’nin mezarı kayıp...

M. Said ZEKİ
19 Ağustos 2024, Pazartesi
Türkiye’nin yakın tarihini Bediüzzaman’ın ayak izlerini takip ederek, onun hayatı üzerinden okumak ve anlamak mümkündür. Bediüzzaman’ın boş mezarı, bir devrin özeti gibidir.

Kanadalı Gazeteci Fred A. Reed, Türkiye üzerine bir kitap çalışması için ülkemize geldiğinde “görünen” Türkiye’nin ardında bir “gizli Türkiye”nin var olduğunu fark eder. Gizli Türkiye’yi kavramak ister ve bu niyetle Bediüzzaman’ın ayak izlerini takip etmeye karar verir. Doğduğu Nurs’tan Urfa’daki defnedildiği, ama 27 Mayıs ihtilali sonrasında darbecilerin alelacele boşalttığı mezara kadar, bu izlerin peşine düşer.

“The Anatolian Junction: A Journey to Hidden Turkey” adlı kitabı, Metin Karabaşoğlu tarafından “Anadolu Kavşağı, Gizli Türkiye’ye yolculuk” ismiyle Türkçeye çevrilir. Reed Said Nursi’nin ayak izlerini ararken, kendine dair izler ve dersler de çıkacak, bilahare Müslüman olacaktır.

VASİYET YERİNİ BULUYOR

Bediüzzaman, 23 Mart 1960 da, Hakk’ın rahmetine kavuştu ve Urfa’daki Halilürrahman Dergâhı’ndaki caminin bahçesine defnedildi. Ancak, 27 Mayıs İhtilâlinden sonra darbeciler tarafından, buradan alınarak meçhul bir yere götürüldü. Darbeciler zulmederken, kader-i İlâhî Bediüzzaman’ın arzusunu yerine getirdi. Emirdağ Lahikasında yazılı son dersinde vasiyet etmişti Üstad:

“Benim kabrim gayet gizli bir yerde... bir iki talebemden başka hiç kimse bilmemek lâzım geliyor. Bunu vasiyet ediyorum. Çünkü dünyada sohbetten beni men eden bir hakikat, elbette vefatımdan sonra da, o hakikat bu surette beni mecbur ediyor.”

Bediüzzaman’ı arayan, Risale-i Nur sayfalarında bulabilir ve sohbet edebilir. Ruhuna Fatiha okumak isteyen herkes, mezarına uğramasına gerek kalmadan da okuyabilir.

TOLSTOY’UN MEZAR VASİYETİ

Ya Tolstoy’un vasiyeti..? Çocukluğunda bir köylü kadın, Tolstoy ve kardeşi Nikolay’a, “eski bir inanca göre ağaçların dikildiği yerin mutluluk getireceğini” söylemiş. Onlar da biraz meraktan, biraz da oyun olsun diye ormandaki bu alana birkaç fidan dikmişler, ancak kısa süre sonra olayı unutup gitmişler.

Aradan uzun yıllar geçmiş ve Tolstoy günün birinde, bu çocukluk oyununu ve o günlerde kafasından geçirdiği mutluluğu hatırlamış. Hayatın kendisi için yepyeni bir anlamı olduğunu fark etmiş. Yakınlarına, öldüğünde eliyle dikmiş olduğu bu ağaçların altına gömülmek istediğini söylemiş ve bu isteği gerçekleştirilmiş.

DÜNYANIN EN ETKİLEYİCİ MEZARI

Stefan Zweig’a göre, burası dünyanın en güzel, en etkileyici ve en duygulandırıcı mezarı.

“Ben Rusya’da Tolstoy’un mezarından daha muhteşem, daha etkileyici bir yer görmedim.” diyor ve ziyaretini şöyle anlatıyor:

“Ormanın derinliklerine yerleştirilmiş bu yüce kutsal mekân, tek başına ve yapayalnızdı. Hiç kimsenin uğramadığı ve hiç kimsenin korumadığı, sadece birkaç büyük ağacın gölgelediği, dikdörtgen biçimindeki bir toprak yığınından başka bir şey ifade etmeyen bu tepeye, dar bir patika yoldan gidiliyordu.

Ormandaki gür ağaçların ortasındaki bu dikdörtgen biçimindeki küçük toprak yığınının üstünde ne bir haç, ne mezar taşı, ne de bir kitabe vardı. Adı ve ünü yüzünden hiç kimsenin çekmediği kadar acı çeken bu büyük adam, tesadüfen bulunmuş bir sokak serserisi, kimliği bilinmeyen bir asker gibi üzerinde adının yazmadığı bir mezara gömülmüştü.

Bu isimsiz ve sahipsiz adamın mezarında, Allah kelamı gibi uğuldayan rüzgârdan başka hiçbir ses duyulmuyordu.”

Tolstoy ve Nursi’de kesişen ortak noktaların izini sürmeye devam edelim mi?

Okunma Sayısı: 2211
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Bilal

    19.8.2024 11:31:15

    Kırım Harbi’ndeki en önemli noktalardan biri olan Sivastopol’a Tolstoy, genç bir topçu astsubayı olarak gelmiş ve savaş hakkındaki düşüncelerini şekillendiren bu cephede, aynı zamanda yazar olmaya karar vermişti. Tolstoy 1853-1856 Osmanlı Rus savaşında ( kırım harbi) Osmanlı Devletine karşı savaşır. 1. Dünya savaşında ise Bediüzzaman Ruslara karşı mücadele etmiştir. Kaderin cilvesi olsa gerek Kırım Harbi’ndeki en önemli noktalardan biri olan Sivastopol’a Tolstoy, genç bir topçu astsubayı olarak gelmiş ve savaş hakkındaki düşüncelerini şekillendiren bu cephede, aynı zamanda yazar olmaya karar vermişti. Bediüzzaman ise “ Bitlis'te, sükût sırasında Muş'tan sekiz topu kurtarmak ve gönüllü cem' etmek sûretiyle hidematı” (Mufassal Tarihçe ) İki farklı savaş ve iki şahsiyet, topçu olması Tolstoy’un ve Bediüzzamanın Sekiz topu kurtarması…

  • HÇeşitcioğlu

    19.8.2024 11:20:53

    Üstad Said Nursi' nin mezarından daha muhteşem ve vakarlı izzetli mezar bilmiyorum. Yaşantısıyla müstekbirleri korkutan ürküten o nurlu yiğit vefatında da zalim gaddarları endişelendirip, kabrini kırıp meçhul bir diyara talıdılar.Kaderi adil bu zulme razı olmadı, gizli kabri ve nurlu naaşı talebelerine gösterildi.Gecenin sessiz gizemi eşliğinde bir yaz gecesi; en çok sevdiği eserlerini yazdığı/ yazdırıldığı dünyanın en güzel coğrafi alanlarında birinin zirvesine yerlendi.Adı mezar taşında yoktu.Önü küçük bir deniz sol yukarısı yaylası vahşi enis kucak Çamdağı, etrafı köylüsü öğrencileri, sağ ve solunda yaşadığı ve hizmetiyle bildiği 2 kahraman talebesiyle yaşıyor yatıyor.. Veya 1000 kalemli Nurlu köyün kabristanında....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı