"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Siyasette ilk Türkçü-Muhafazakâr ittifakı

M. Latif SALİHOĞLU
19 Temmuz 2024, Cuma
GÜNÜN TARİHİ 19 Temmuz 1948

Bugünkü “Cumhur İttifakı” manasında gösterebileceğimiz ilk siyasî teşekkül, bundan 76 sene evvel bugün kuruldu. Günün tarihi itibariyle 19 Temmuz 1948.

Bu yeni siyasî hareketin adına Millet Partisi oldu. Halk onlara “Milletçiler” ismini verdi.

Millet Partisi’nin Resmî Başkanı Prof. Hikmet Bayur, Fahri Başkanı ise emekli Mareşal Fevzi Çakmak idi. 

Çeyrek muhalefet görevini zorlukla yürüten Demokrat Parti’den otuza yakın milletvekili transfer edilerek kurulan bu parti, Meclis’te grup kurarak bir anda boy göstermeye başladı. 

Demokrat Parti’yi adeta ortadan ikiye bölen bu siyasî hareketin, ayrıca lokomotif kuvvetinde iki aktör vardı: Türkçülerin siyasî lideri Osman Bölükbaşı ile muhafazakârların siyasî lideri Cevat Rıfat Atilhan. 

Türkçüler ile muhafazakârları bir arada tutmada en önemli rolü oynayan aktörlerin başında Mareşal Çakmak geliyordu. O tarihte “Mareşal” dendi mi, akan sular duruyordu. Bugün siyasetin tepesinde, dolayısıyla “Cumhur İttifakı”nın başında  “Reis”in durumu-konumu ne ise, o tarihte “Mareşal” da aynı durumda idi.

*

76 sene evvelki siyasî gelişmelerin seyrine biraz daha yakından baktığımızda kısaca şunu görüyoruz: Milliyetçi ve muhafazakâr olarak bilinen bir grup milletvekili, 1946’da seçilmiş oldukları Demokrat Parti’den ayrılarak Millet Partisi’ne transfer oldu.

1948 yılı Temmuz ayı ortalarında Ankara’da dindarlığıyla ve Bediüzzaman Hazretlerine dostluğuyla bilinen Osman Nuri (Köni) Efendinin evinde toplanan Milletçiler, mübarek sayı olsun diye 33 kişiyle yeni partiyi hemen kurmaya karar verdiler.

Milletçiler’in toplandığı o ev, Mustafa Sungur’un da hatıratında ifade ettiği gibi bir nevi “misafirhane” hüviyetindeydi. Milletçiler’in (bilhassa Osman Nuri Beyin) beklentisine göre, Üstad Bediüzzaman Afyon hapsinden çıktıktan sonra burada ikamet etmesi sağlanacak ve böylelikle Millet Partisi için müşterek bir hizmet avantajı elde edilmeye çalışılacaktı. 

(NOT: Prof. Hasan Köni’nin amcası olan Osman Nuri Beyin “Tarihçe-i Hayat” isimli eserin “Tahliller” bölümünde dostane bir makalesi var.)

*

Millet Partisi’nin kurucuları, daha ilk grup toplantılarında Demokrat Parti’yi pasiflikle suçlamaya başladılar. Onlara göre, iktidardaki Halk Partisi’ne ve başındaki İsmet Paşa’ya karşı daha sert, daha haşin bir politika takip edilmeliydi. Nitekim, partinin resmî kuruluşuyla birlikte bir beyannâme neşreden Fahrî Başkan Fevzi Paşa’nın sözleri de aynı yöndeydi.

Fevzi Paşa, Halk Partisi’ne karşı asıl muhalefeti ancak kendilerinin yapabileceğini, Demokratlar’ın çok pasif kaldığını ve uzlaşmacı bir tavır sergilediğini söylüyordu. Oysa, Millet Partisinin bu çıkışı en çok da Halkçıları ve bilhassa İsmet Paşayı sevindiriyordu. Çünkü, bu hareketle, iktidara gelmeye hazırlanan Demokratların bölünerek zaafa uğratıldığını gayet iyi biliyorlardı.

*

Milletçiler’in 1950 seçimleri öncesinde halka yönelik yaptıkları propagandanın mahiyeti özet olarak şöyleydi: “Bizim başkanımız Fevzi Paşa, Demokratların başındaki Celal Bayar’dan daha dindar bir şahsiyettir. Üstelik, İsmet Paşaya karşı daha cesur ve daha dişli bir liderdir. Ayrıca, partimizin kurmay kadrosu da Demokratların kadrosundan daha milliyetçi, daha muhafazakâr bir heyetten müteşekkildir. Dolayısıyla, Demokratları değil, bizi destekleyin, bizi iktidara getirin...”

İşte, bu mânâda seçim propagandası yapan Milletçiler, Üstad Bediüzzaman ve Nur Talebelerine de tesir etmeye ve desteklerini almaya çalıştılar. Ancak, hiçbir şekilde yüz bulamadılar ve iltifat göremediler. (Bakınız: N. Şahiner; Son Şahitler–IV, s. 44)

Okunma Sayısı: 1432
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdullah Tunç

    19.7.2024 14:24:58

    Sn Yılmaz M.Kemal başlangıçte neyi kullandı? Erbakan neyi kullandı? Erdoğan neyi kullandı? Gülen neyi kullandı? Ve piyasada dini kullanatak milleti yanlış yollara sevk eden bir insan var.Niye bunları hörmezden geliyo ruz.Toplum olarak hep bu kandırılmaların cezasını, acısını çekmiyormuyuz? Kafamızı kuma sokmanın alemi yok.Olup bitenleri dikkat ederek görelim...

  • Arda Yıldız

    19.7.2024 12:13:46

    Kimse kimseyi dible kandıramaz. Herkes neyin olduğunu biliyor. Bilerek inanıyor. Çünkü menfaati öyle gerektiriyor.

  • İ.UÇAR

    19.7.2024 11:10:28

    Yazıda ismi geçen zat,Türklük kanından başka bir kan taşımadığını söyleyen kişi mi?

  • Abdullah Tunç

    19.7.2024 08:02:33

    Çok ilginçtir hep dinle aldatılıyor.Rejim kurulur ken ve takip eden yıllarda dindar görünenler tarafın dan hep dini söylemlerle millet aldatılıyor.Dini his lerle yönlendiriliyor.Yalnış mecralara sürükleniyor.Bu sahada bir boşluk var ki; bu noktafan vuruluyor.Mil let tahkiki olarak dinini bil miyor.Taklidi olarak biliyor.Böyle olunca da kandırmak kolay oluyor.Di ni tahkiki olarak bilenler de bunu millete anlatmak ta yeterli olmuyorlar.Ve böylece sorunlar sürüp gi diyor."Onun zamanına ye tiştiğiniz zaman siyaset canibiyle mukabele edil mez." Peygamber tavsiye sine uyulsaydı,ülke bu ka dar kaosları,kargaşaları, ihtilalleri, dahili ve harici keşmeleşlikleri yaşamaz dı.Maalesef tarihten, olay lardan ders alınmadığı için tarih tekerrür ediyor. Çare; asrın, imamını ve telif ettiği nurani külliyatı tanımak,prensip, usul ve kaidelerine uymaktır.Za man, kaydını koydu,bunu ispat etti.

  • Mehmet Rauf

    19.7.2024 00:28:01

    Maalesef Tarihten ders alınmadığı için tarih tekrar etmeye devam edecek ve kaybeden hep millet olacak

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı