"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Prens Bismark’ı hayırla anıyoruz

M. Latif SALİHOĞLU
30 Temmuz 2024, Salı
Günün Tarihi: 30 Temmuz 1898

Birleşik Almanya’nın ilk Şansölyesi (hükûmet başkanı) Prens Bismark, 30 Temmuz 1898’de vefat etti.

Bu zatı rahmet anmamızın öncelikli sebebini şu şekilde sıralayabiliriz: Asıl ismi “Otto Eduard Leopold” olan Prens Bismark, hem Osmanlı’ya samimi dost, hem Müslümanlara ciddi taraftar, hem de Hz. Muhammed’e son derece hürmetkâr bir şahsiyet olmasından dolayıdır.

Böylesine dost ve bu derece kıymetli gördüğümüz bir dünya liderini, şimdi biraz daha yakından tanımaya çalışalım.

*

Prens Bismark, aristokrat bir ailenin çocuğu olarak 1 Nisan 1815’te Prusya’da (*) doğdu. Berlin’deki lise eğitiminden sonra üniversiteye giderek Hukuk Fakültesi’nde okudu.

Bir müddet memuriyet hayatını yaşadı. Ardından, sivil hayata dönüş yaptı. 1847’de siyasete adım attı ve o zamanki Prusya Parlamentosu’na girmeyi başardı.

Bu tarihe kadar bölük-pörçük eyalet ve küçük prenslikler halinde adeta darmadağın bir vaziyette görünen Almanya’yı birleştirip bütünleştirmeyi tasarlayan Bismark, inandığı hedefe doğru kararlı adımlar attı. Nitekim, istediği hedefe ulaşmayı da başardı. 

1870’te Fransa ile Prusya karşı karşıya geldi. Fransa İmparatoru meşhur Napolyo’nun savaşta mağlûp ve esir düşmesi üzerine, Alman prenslikleri de Prusya safında birleşmeye başladı.

Bir yıl sonra Alman İmparatoru olan Kayzer Wilhelm, Mart 1871’de Prens Bismark’ı Federal Almanya’nın ilk Şansölyesi (Başbakan-Kabine Başkanı) olarak kabul etti.

*

Siyaset basamaklarını kararlı adımlarla çıkan Şansölye Bismark, bir adım daha ileri giderek Avrupa genelinde de esaslı bir barışı sağlama yönünde büyük bir gayretle çalıştı. Bu meyandaki başarısı, haliyle kendi ülkesine daha çok yarar sağladı. Gerek askerî ve gerekse iktisadî açıdan, Almanya, yeni Avrupa’nın yıldızı olma yolunda ciddî bir mesafe kaydetti.

Meselâ: Dış politikada ideolojiyi bir kenara atan Bismark, daha çok güçler dengesine odaklandı. İç politikada da “sosyal güvenlik” meselesini ciddî şekilde rayına oturtma yönünde büyük bir gayret sarf etti.

*

İşte, tam da bu dönemde vukua gelen ve Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi), ne yazık ki feci bir mağlûbiyeti ile neticelendi. Üstelik, 1878 yılı başlarında Ruslarla yapılan çok ağır faturalı Ayastefanos Ateşkes Antlaşması, Osmanlı adeta can evinden vuruyordu.

Bu “93 Harbi”nin ateşkes kısmından sonraki diplomatik gelişmelere müdahil olan Bismark, nihaî barış görüşmeleri noktasında ciddi inisiyatif kullandı. Savaşan iki devlet arasında yapılacak nihaî antlaşmanın Berlin’de gerçekleşmesini sağladı.

İşte, 93 Harbi ile büsbütün çökertilip bitirilmek istenen Osmanlı, esasen Temmuz 1878’de Bismark’ın başkanlığında yapılan, Osmanlı, Almanya, Avusturya, Macaristan, Fransa ve Rusya’nın katılımı ile gerçekleşen Berlin Antlaşması neticesinde, Osmanlı, yeniden rahat nefes almaya ve yavaş yavaş kendini toparlamaya başladı.

Keza, o tarihte temeli atılan Osmanlı-Alman dostluğu, ciddî bir kesintiye uğramadan sonuna kadar devam etti. Hatta, taraflar arasındaki aynı yakınlaşmanın, bir cihetiyle günümüzde de aynen devam ettiği söylenebilir.

*

Son olarak, Prens Bismark’ın Kur’ân ve Hz. Muhammed (asm) hakkında söylediği takdire şayan bir sözünü iktibas ederek nihayet verelim. Şöyle diyor Prens Bismark: “Ey Muhammed! Senin o Saadet Asrında yaşayamadığım için müteessirim. Öğrettiğin ve yaydığın kitap (Kurân), senin eserin değildir. O Lâhûtî’dir. Bu kitabın Lâhûtî olduğunu inkâr etmek gülünçtür. Beşeriyet senin gibi mümtaz bir şahsiyeti bir defa gördü, bundan sonra göremeyecek. Ben, huzur-u mehâbetinde kemâl-i hürmetle eğilirim.”

…………………………

(*) Prusya: 1713-1867 yılları arasında kendine Prusya Krallığı adını veren ve Orta Avrupa’da hüküm süren eski Alman devletine verilen isimdir.

Okunma Sayısı: 2961
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Latif Salihoğlu

    30.7.2024 23:50:37

    Muhterem Mustafa Said Kara, "Prens Bismark'ı hayırla yâd etmek"te her hangi bir sakınca var mı? Bu ifade hakkındaki fikir ve kanaatiniz nedir?

  • Mustafa Said Kara

    30.7.2024 18:49:20

    Sayın Latif abinin yaptığı açıklamayı okudum. Bir kâfirin Müslüman olduğuna dair bu açıklamadaki argümanlar kâfi değildir. Rahmet dilenmesi uygun değildir.

  • selma

    30.7.2024 16:18:00

    Yüce Yaratıcıyı kabul etmiş, Kuranı kerimin vahiyle oluştuğunu kabul etmiş, peygamberimizin peygamberliğini kabul etmiş, yani Müslümanlığı kabul etmiş. Allah rahmet eylesin.

  • S.topuz

    30.7.2024 14:12:28

    ..."Bundan kırk sene evvel ve hürriyetten bir sene evvel İstanbul'a geldim. O zaman Japonya'nın baş kumandanı, İslâm ulemasından dinî bazı sualler sormuştu. Onları İstanbul hocaları benden sordular. Hem çok şeyleri o münasebetle sual ettiler. Ezcümle, bir hadîste: "Âhirzamanda dehşetli bir şahıs sabah kalkar, alnında (Hâzâ kâfir) yazılmış bulunur." diye hadîs var deyip benden sordular. Dedim: "Bir acib şahıs, bu milletin başına geçer ve sabah kalkar başına şapka giyer ve giydirir." Bu cevabdan sonra bunu sordular: "Acaba o zaman onu giyen kâfir olmaz mı?" Dedim: "Şapka başa gelecek, secdeye gitme diyecek. Fakat baştaki iman o şapkayı da secdeye getirecek, inşâallah müslüman edecek." Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı, Şualar - 358

  • S.topuz

    30.7.2024 14:09:13

    "ONÜÇÜNCÜ MES'ELE: Kat'î ve sahih rivayette var ki: "İsa Aleyhisselâm büyük Deccal'ı öldürür." Vel'ilmü indallah, bunun da iki vechi var:.. ...İkinci vechi şudur ki: Şahs-ı İsa Aleyhisselâm'ın kılıncı ile maktûl olan şahs-ı Deccal'ın teşkil ettiği dehşetli maddiyyunluk ve dinsizliğin azametli heykeli ve şahs-ı manevîsini öldürecek ve inkâr-ı uluhiyet olan fikr-i küfrîsini mahvedecek ancak İsevî ruhanîleridir ki; o ruhanîler, din-i İsevî'nin hakikatını hakikat-i İslâmiye ile mezcederek o kuvvetle onu dağıtacak, manen öldürecek. Hattâ "Hazret-i İsa Aleyhisselâm gelir. Hazret-i Mehdi'ye namazda iktida eder, tâbi' olur." diye rivayeti bu ittifaka ve hakikat-i Kur'aniyenin metbuiyetine ve hâkimiyetine işaret eder."... Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı, Şualar - 587, "Allah c.c NUR'UNU tamamlayacaktır, KÂFIRLER istemese de!" 👏👏👏🙌🌹🤲🌹❤☝️🌙😥😭😪😡😤🕊🕊🕊🌍🇪🇺🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • Latif Salihoğlu

    30.7.2024 10:39:38

    BAZI REİSLER, GİZLİDEN RESÛL-İ EKREM'E (asm) İMAN ETMİŞ; FAKAT, ŞİDDETLİ BASKILAR SEBEBİYLE BUNU İZHÂR EDEMEMİŞ. 19 Mektup' tan: Hem Dağatır isminde meşhur bir Nasrânî âlimi, evsâfı görmüş, iman etmiş. Rumlar içinde ilân etmiş; şehid edilmiş... Hem Nasrânî rüesasından Hâris ibni Ebî Şümeri’l-Gasânî ve Şam’ın büyük dinî reisleri ve melikleri, yani Sahib-i İlba ve Herakl ve İbni Nâtûr ve Cârud gibi meşhur zatlar, kitaplarında evsâfını görmüşler ve iman etmişler. Yalnız Herakl (Bizans İmp.), dünya saltanatı için imanını izhar etmemiş... (Prens Bismark: Müslüman Osmanlı'ya olağanüstü bir gayretle sahip çıkıyor. En önemlisi, Allah'a inanıyor, Kurân'ın Allah kelâmı olduğunu söylüyor. Hz. Muhammed'in son peygamber olduğuna inanıyor. Onu takdir ile kemâl-i hürmetle önünde eğiliyor. Bu meyandaki fikir ve kanaatini yazıyla da olsa izhâr ile ilân ediyor. İçinde bulunduğu şartlar itibariyle daha ileri derecede ne yapabilirdi? Çok kuvvetli ihtimalle, o gizli bir mümin-müslim şahsiyettir.)

  • İbrahim Yasir Teğiş

    30.7.2024 09:50:22

    Tevafuktur ki, Japonya'nın terakkisini sağlayan ve hak dini aramak için İslam beldelerine generallerini yollayan Japon İmparator Meji de bugün (30 Temmuz) vefat etmiştir.

  • Arda Yıldız

    30.7.2024 09:45:38

    Rahmet ile anmak müminler için değil miydi Latif abim?

  • Eda Gül Beyaz

    30.7.2024 08:45:28

    Bismark Müslüman mıydı?

  • Cemil Kıratlı

    30.7.2024 05:37:11

    Muhterem muharrir, rahmetle anmak için saydığınız sebepler Ebu Talib için de geçerli midir?

  • Ali TAM

    30.7.2024 01:48:33

    Sosyal Sigortalar Kanununu Islam'da olan ZEKAT ENSTITÜSÜNÜN naziresi olarak 76 yas üzeri Acezelere Emeklilik maasini getiren zattir. Almanya'nin SSK Kanunlarinin (Sosyal Dayanisma Temeline dayali ) DAHI bir KURUCUSUDUR. Isevilerde olmayan ZEKATI bu sayede kurmustur.

  • Pelin Kurukahveci

    30.7.2024 01:00:36

    Kafir olarak yaşamış ve ölmüş birisi için rahmet dilemek Müslüman ilmi geleneğinde olmayan bir şey. Bu konuda hassasiyet gösterilse iyi olur. Dilense ne olur diyebilirsiniz. Orasını bilemem ama kulağa hoş gelmiyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı