2022 verilerine bakıldığında ise, ürküten tablo şöyledir: Obez hale gelenlerin yaklaşık 880 milyonunu yetişkinler, 159 milyonunu çocuklar teşkil ediyor. Bilhassa çocuklarda ve ergenlerde obezite oranı 1990’dan bu yana tam dört katına çıkmış görünüyor.

*

Güvenilir uzmanların değerlendirmesine baktığımızda, obezite konusunda son derece ciddi uyarılarda bulunduklarını görüyoruz. Uzmanlara göre, pek çok hastalığa bir nevi kuluçka vaziyeti gören şişmanlık dünya genelinde yaygın hale geldiği gibi, yeni nesilleri etkisi altına almada da ürpertici bir ivme kazanmış görünüyor. Tıpkı, bulaşıcı grip salgını gibi, obezite sebebiyet veren ilâç ve gıdalar da dünyayı turlayıp milyarlarca insanın sağlığını, hatta hayatiyetini ciddi ciddi tehdit eder bir hale gelmiş durumda.

*

ABD ve Almanya gibi millî geliri yüksek bazı ülkelerde yüksek seviyelerde seyreden “obezite” kâbusu, Türkiye’de de yayılma istidadı gösteren bir hastalık halini almış durumda.

Bunun bir göstergesi olarak, genç-yaşlı fark etmeksizin, pek çok kimse “fazla kilolar”dan şikâyet edip duruyor. Tabiî, şikâyet etmekte son derece haklılar. Zira, bu hastalık, bizzat kendi ifadelerine göre, iş hayatından sosyal hayata, aile hayatından özel hayata, ibadet hayatından hizmetteki koşturmaya kadar, hemen her alanda ciddî sıkıntılara, aksamalara yol açıyor. Yani, abdest almayı ve namaz kılmayı zorlaştırdığı gibi, hayatın genel akışını da alabildiğine ağırlaştırıyor.

Öte yandan, vücudu yağlı ve fazla kilolu olan kişilerin genel sağlığının büyük ölçüde risk altında olduğunu hemen bütün uzmanlar ifade ediyor. Söz konusu risk, sadece bir hastalık için değil, birçok hastalığın tetiklenmesi ihtimaline dayanıyor.

*

Obezite gibi hem sağlık riski, hem ağır bir yük teşkil eden kronik sıkıntıdan kurtulmanın da mutlaka bir yolu, bir çaresi olmalı. Allah dermansız dert vermez. İyi, ama nasıl ve ne şekilde bir çare-çözüm bulunacak? Tedavi için ve sıkıntıdan kurtulmak için en pratik ve uygulanabilir yöntemler nelerdir?

Bu gibi suâllerin cevabı ve bu meselenin izahı sadedinde, internet üzerinden çok fazla bilgi akışı var. Bu fazlalık, biraz da kafa karışıklığına ve bilgi kirliliğine de sebebiyet veriyor. Onun için, mutlaka güvenilir ve işin ehli olanları dinlemeli. Her fırsatta ameliyattan ve sentetik ilâç kullanmaktan dem vuranları da eleyerek, Hipokrat yemini etmiş, aklını vicdanıyla imtizaç etmiş olan “hazık hekimler”in söylediklerini referans alarak tavsiyelerine uymaya çalışmalı.

*

Son olarak şöyle bir hatırlatmada bulunalım: Uygulanabilir diyetler bir yana, hemen herkesin müttefik olduğu husus, un ve şekerin azaltılmasının yanı sıra, bol sıvı tüketimi ve bol bol yürüyüş yapılmasıdır.

Yürüyüşteki hareketlilikle bütün beden rahatladığı gibi, bilhassa fazla kilolar ve gereksiz yağlar gıdım gıdım erimeye başlıyor. Eş zamanlı olarak, vücuda yayılmış olan ağrılar-sızılar da hafiflemeye yüz tutuyor.

İdeal kiloya kavuşma iradesi gösterenlerin memnuniyetini yakından gördük: Çok şükür, ibadetlerimi rahat yapabildiğim gibi, ağırlaşan sair hizmetlerimi de nispeten daha rahat şekilde yapmaya başladım.

Uzun zamandır bu uygulamayı yapan ve yaklaşık yirmi beş senedir kilolarını ideal seviyede tutabilen biri olarak, yaşa bağlı olarak her gün birkaç kilometrelik yürüyüş yapmayı bilhassa tavsiye ediyoruz.