1) Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan, Sayın Millî Savunma Bakanı ve askerlik dairesi ile ilgili sayın diğer resmî yetkililer! 

Lütfen, “Bedelli Askerlik” beklentisi içinde olup, günümüzde sayıları yüz binleri aşan, vatanına-milletine sâdık geniş bir vatandaş kitlesinin varlığını fark edin ve dertlerine, sıkıntılarına bir çare bulmaya gayret gösterin.

2) Biz bu konuyu enine boyuna araştırdık ve şunu fark ettik ki: Çeşitli nedenlerle ve bilhassa elde olmayan, yani zarurî sebeplerle, vaktinde askere gitmemiş ve el’an yaşı 30’a dayanmış, hatta bir kısmı 30’unu geçmiş (bakaya kalmış) çok sayıda kendi insanımız, kendi öz vatandaşımız var. Bunlar, vatan ve millet borcunu, kànun dairesinde ve fakat ailecek “mağdur duruma” düşmeyecek şekilde ödemek istiyor.

Lütfen, siz de konuyu gündeminize alarak, bu sosyal vak’aya kànun ve nizam dairesi içinde bir çare, bir çözüm yolu bulmaya çalışın.

3) Okuldu, sınavdı, ihtisastı, işini kurmaydı, aileyi geçindirmeydi, iş-aş-eş bulma derdiydi... derken, askerlik yaşı gelip çatmış ve bugün yaşı hayli ilerlemiş durumdaki insanlarımızın halinden, elbette ki en çok yöneticilerin anlamasını bekliyoruz ve beklemekte haklıyız.

Günümüz itibariyle, büyük bir yekûn tutan bu beklentiyi karşılayacak kanunî düzenlemeler yapmanız, toplumda büyük bir rahatlama ve memnuniyet sağlayacak.

4) Yaşı 30’a varmış, yahut geçmiş durumdaki vatandaşlarımıza dönüp “Niçin okudun? Niçin evlendin? Neden aş-iş peşinde koşturdun? Anne-babana bakacak başka kimse yok mu?” şeklinde hesap soramayacağımıza göre, hem vatandaşa, hem de devlete yarayışlı bir “orta yol”un bulunmasında büyük bir fayda ve maslahat var.

Lütfen, siz de bu maslahata uygun bir yol bulunuz ve açınız...

5) Yurt dışında çalışıp resmî olarak 3 yılını tamamlayanlar, dövizle askerlik yapabiliyor. Onlara—hiç de ağır olmayan—böyle bir hak tanındığına göre, mücbir ve zarurî sebeplerle yurt içinde çalışan gençlerimize de benzer mahiyette bir hakkın tanınması, sosyal devlet anlayışının bir gereği olmalı.

Günden güne ağırlaşan ve yer yer çökme-çatırdama noktasına gelen bu sosyal vak’aya, lütfen siz de sosyal devlet elinin maharet ve marifetiyle meşrû bir çıkış yolunu kurup ihdas edin.

6) Suriyeli sığınmacıların bile serbestçe gezip dolaştığı Türkiye’de, bakaya kalmış, asker kaçağı durumuna düşmüş binlerce TC vatandaşı, kendi ülkesinde rahat ve serbestçe seyahat edemiyor. Geçen bayramlarda pekçok gencimiz GBT kontrolü korkusuyla evinden çıkamadı, gidip de büyüklerini ziyaret edemedi. Çünkü, bunların hemen tamamı “Bedelli Askerlik” beklentisi içinde, ne olacağını bilmediği gibi, ne yapacağını da bilmiyor. Tam bir sıkıntı ve stres içinde ömür tüketiyor. Öyle ki, bunların bir kısmı geceleri dahi rahat yatamıyor, rahat bir uyku çekemiyor.

Bu insanlarımıza yazık-günah değil mi, sayın devlet yetkilileri?

Lütfen, bu konuyu daha geniş sahada bir araştırın. Eminim, bizim daha bilmediğimiz nice sıkıntıları da siz yerinde görüp tesbit etme imkânını bulmuş olursunuz.

7) Önemli olan, öncelikle vakıayı tesbit ve teşhis edebilmektir. Gerçek anlamda tesbitler yapıldıktan sonra, sıra tedâviye gelir.

Bu sosyal yarayı tedâvi edip iyileştirecek olan da, hiç şüphesiz devlettir, hükûmettir.

Zor durumdaki vatandaşların halini kamuoyuna yansıtmak, ama özellikle devlete-hükûmete bildirmek ise, bizim gibi kamu hizmeti yapanların öncelikli vazifesi. Evet, vicdanî ve insanî bir vazifedir bu.

Şayet, şu “Bedelli Askerlik” beklentisi içinde olan binlerce insanımızın halinden anlamaz veya çektikleri o dayanılmaz sıkıntıyı görmezden gelirsek, asıl ve öncelikli vazifemizi yapmamış oluruz.

* * *

Sayın yetkililer ve sayın devlet büyükleri! Geçmişte de tekerrür eden bir sosyal vak’ayı olduğu gibi size yansıtarak, bu meyanda üzerimize düşen vazifeyi ifâ etmenin vicdanî rahatlığı içindeyiz.

Artık, tercih sizde; takdir ise, her zaman için Cenâb-ı Hakk’a ait.

***

@salihoglulatif:

Türkiye gibi nüfusu dinamik, kalabalık ve nüfus artış hızı yüksek olan bir ülkede, #BedelliAskerlik formülü, hem devlet, hem de vatandaş açısından, büyük rahatlama sağlayan bir emniyet sübabı gibidir.