Toplumun temelini aile teşkil eder. İnsanlığın saadet ve huzuru da aile yuvalarının sıhhat ve sağlamlığına bağlıdır.
Sosyal hayatın sıkıntılarından kurtulup insanın rahat ve huzur bulduğu yer aile ortamıdır. Aile ne kadar sağlam olursa toplum da o kadar sağlam olur.
Bir fabrikanın mükemmelliği ürettiği malın kalitesi ile ölçüldüğü gibi ailenin sıhhat ve sağlamlığı da yetişen çocukların maddi ve manevi bakımdan inançlı, ahlaklı ve dengeli olmasıyla anlaşılır. Evliliğin amacı neslin devamını ve nesillerin sağlıklı ve ahlaklı şekilde yetişmesidir. Çocukların ilk mektebi ailesidir, öğretmeni de anne-babasıdır. Sonra aile büyükleri olan dede ve nineler ve yakın akrabalar gelir. Çocuk sağlıklı bir aile ortamında sağlıklı ve olarak büyür. İmana, ibadete, ahlaka ve hukuka dair ilk eğitimini aileden alır.
**
İnsanlığın iki cihan saadetini temin etmek için Allah tarafından gönderilen dinimiz aileye çok önem verir. Anne-babaya, aile fertlerine ve kardeşler arasındaki sevgi ve muhabbete, yardımlaşmaya ve hukuka büyük değer vermiştir. Kur’an-ı Kerimin ayetleri, peygamberimizin (asm) hadisleri hep ailenin korunması ve nesillerin eğitilmesine yöneliktir. Helal kazançla nafaka temini, anne-baba, karı-koca hakları, akraba ilişkileri ve hakları konusunda pek çok ayet ve hadisler vardır. Zinanın yasaklanması ve nikahın emredilmesi ve bu konudaki ahkamın tamamı sağlıklı bir aile yapısının oluşması içindir.
İmana, dine, hayata ve ahlaka dair ilk temel bilgiler aileden alınacaktır ve bu anne-babanın birinci görevidir. Bu da çocuklar için altı yaşına kadar aile terbiyesi şeklinde verilir. Okul öğrencilerine bilgi verir, ama ahlak veremez. Bu aileden alınmalıdır. Yine dini bilgiler her ne kadar okullardan alınsa da ibadet ailede öğretilir. Ailede ibadet eğitimi yoksa okullar bunu öğrencilerine veremez.
Peygamberimiz (asm) “İkra” emriyle vahye mazhar olduktan sonra müminlerin evlerini “mektep” haline getirmiş, Kur’an-ı Kerimin okunması ve yazılması için iman eden müminlerin evlerine muallimler göndererek onlara okumayı ve yazmayı öğretmiştir. Böylece her aile bir mektep haline gelmiştir. Bediüzzaman da bunun için “Her bir adam eğer hanesinde dört beş çoluk çocuğu bulunsa kendi hanesini bir küçük Medrese-i Nuriyeye çevirsin” (Emirdağ Lahikası, s.481.) demiştir.
**
Peygamberimiz (asm) “Evlenin çoğalın; ben ümmetimin çokluğu ile iftihar edeceğim. Nikah benim sünnetimdir, kim benim sünnetimle amel etmezse benden değildir” (İbn-i Mace, Nikah, 1.) buyurmuştur. Peygamberimizin evliliği teşvik etmesinin amacı neslin devamı ve insanlığa faydalı nesillerin yetişmesi ve evlerin birer mektep ve saadet yuvası olmasını istemesindendir. Bunun için “Evlerinizde ibadet edin, evlerinizi kabir haline getirmeyin” (Buhârî, Ezân, 81) ferman etmiştir. İbadet yalnız namazdan ibaret değildir. Kur’an okumak, dini sohbetler, imani dersler ve hadis sohbetleri de birer ibadettir.
Bu durumda bizim de evimiz “cennetten bir köşe haline gelir.” Nitekim Peygamberimiz (asm) “Cennet bahçelerine uğradığınız zaman nimetlerinden yararlanın” buyurdu. Bunun üzerine “Yâ Resulallah, cennet bahçeleri nedir?” diye sordum. Hz. Peygamber, “İlim ve zikir meclisleri” diye cevap verdi. “Peki, o hâlde nimetlerinden yararlanmak nasıl olacak Yâ Resûlallah?” dedim. Peygamber (sav) “Onlardan istifade etmektir” buyurdular. (Tirmizî, Deavât, 82.)