"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tarihî ikazlara kulak verilmeyince...

Kâzım GÜLEÇYÜZ
18 Mart 2025, Salı
Bediüzzaman M. Kemal’in ısrarlı davetleriyle gittiği Birinci Mecliste üyelere dağıttığı tarihî beyannamede, TBMM milletin dinî ihtiyaçlarını tatmin etmezse başka arayışların başlayacağı, bunun da otorite bölünmesi ile parçalanmaya yol açabileceği ikazında bulunmuştu.

Bu uyarılar etkili oldu ve birçok meb’usta mâkes buldu; ama Birinci Meclis dağıtıldıktan sonra maalesef boşlukta kaldı.

Cumhuriyet adı altında kurulan tek parti ve tek adam istibdadında ise, toplumun dinî ihtiyaçlarını karşılamak şöyle dursun, dini tamamen dışlamayı, hattâ tahrip etmeyi hedefleyen uygulamalara başlandı. Yanlış ve çarpık bir laiklik anlayışına dayandırılan bu uygulamalar, laik-antilaik ve Alevî-Sünnî gerilimi gibi potansiyel çatışma alanları için çok elverişli bir zemin oluşturdu.

Aynı derecede vahamet arz eden bir başka yanlış, dinin yerine milliyeti ikame etme gayretleriyle yapıldı. Ve bir dönem kafatası ırkçılığına kadar vardırılan katı, koyu ve şoven bir laikçi milliyetçilik anlayışıyla, seneler sonra çok daha tehlikeli boyutlar kazanacak olan etnik gerilim ve çatışmaların ortamı hazırlanmış oldu.

Türk-Kürt ayrımı bu ortamın en fazla öne çıkan temasıydı, ama bunun yanı sıra toplumun büyük kısmını tehdit unsuru sayan anlayış, ülkeyi Bediüzzaman’ın tabiriyle “kabil-i iltiyam olmayacak bir inşikak,” yani önü alınamayacak vahim bir parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya getirdi.

Dini karşısına alan laikçi milliyetçiliğin çok tehlikeli sonuçlarından biri de, anarşi ve teröre zemin hazırlaması oldu. Terör kâh Türk-Kürt ayrımcılığını, kâh Alevî-Sünnî çatışmasını, kâh laik-antilaik gerilimini, kâh zengin-fakir uçurumunu kullanarak, perde gerisindeki uluslararası bağlantılı karanlık ve derin odaklar tarafından ortaya sürüldü. Ülkeyi karıştırmak için.

Ama ilginçtir; çatışma sebebi olabilecek ne kadar farklılık varsa tümünün sonuna kadar “kaşınmasına” rağmen, provokasyonlar ancak bir yere kadar gidebildi. Ve toplum, profesyonelce tezgâhlanmış son derece tehlikeli fitneleri dahi etkisizleştirip mevziî ve münferit olaylara dönüştürürken, nisbeten başarılı olmuş provokasyonlarla açılan yaraları tedaviye çalıştı. 

Ve bunda, maruz kaldığı çok yoğun baskılara ve önüne çıkarılan zorlu engellere rağmen sağlam bir zeminde “doğru İslâm” yorumu ve müsbet hareket metoduyla ortak değerlere vurgu yapmaya ısrarla devam eden Bediüzzaman’ın çok büyük payı ve katkısı vardı.

Okunma Sayısı: 1985
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Doğukan Pamir

    18.3.2025 19:44:00

    Said efendi nedir bu agresiflik?Nurculuk mu yapıyorsunuz, yoksa tefrika tohumları mı açıyorsunuz? Sizler diye kimi neyi kast ediyorsunuz? Hiç mi ihlas ve uhuvvet risalelerini okumadınız. Böyle demekle mi insanları yanlış da olsa fikirlerinden caydıracaksınız? Tam tersine araya, kırgınlık ve enesi de girerse birinin yanlıştan vaz geçme bir yana dört elle sarılır. Nerede kaldı tebliğde kavlî leyyin,, itidal, sabır, muhatabın şahsiyetini düşünme? Yazarın çoğu hallerini kabul etmiyorum, düşüncelerine katılmıyorum ama sizi de kınıyorum.Velhasılı siz hata yapıyorsunuz...

  • Raşit örenel

    18.3.2025 16:35:54

    Müstebitlerin tehditlerine, müstebitlerin gizli yarenlerinin telkinlerine uymayarak, Üstadımız, Zübeyir abi ve Kutlular abinin çizgisinden gittiğiniz için tebrik ederim. Bu çizgide yazılarınıza devam.

  • Said YÜKSEKDAĞ

    18.3.2025 13:58:54

    Peki; sizler, size yapılan onca nasihat ve ikazlara kulak veriyor musunuz? Yoksa dediğim dedik diyerek ve yaptıklarınızdan hiç pişmanlık emaresi dahi göstermeyerek bildiğinizi okumaya devam mı ediyorsunuz?

  • Tarık Tufan

    18.3.2025 10:04:05

    Hocam bu Gazze nin durumu ne olacak üzüntü den helak olacağız yok mu çaresi

  • Necati

    18.3.2025 05:40:43

    Allah Bediüzzaman hazretlerinden ve bütün istikâmetli Nur Talebelerinden, Yeni Asya ve yazarlarından ebeden razı olsun. Üsdat hazretlerinin musbet hareket düsturu artık hangi görüşte olursa olsun bu millete hakim olmuştur. Türkiye'de hiç bir gücün silahlı kardeş kavgası çıkarmaya gücü yetmeyecektir.

  • Halil İbrahim Karahan

    18.3.2025 03:25:12

    Allah razı olsun Rabb'im her türlü kötülüklerden korusun seni...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı