"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Said Nursî ve Fethullah Gülen

Kâzım GÜLEÇYÜZ
07 Mart 2014, Cuma
Fethullah Gülen, 1970’lerin başında İzmir vaizi iken Nur cemaatinin içindeki hizmet erbabından biriydi. Öyle ki, 12 Mart sonrası İzmir Sıkıyönetim Mahkemesindeki Nurculuk dâvâsında yargılanan isimler arasında Avukat Bekir Berk’le beraber o da vardı. O dönemde Yeni Asya’da yazıları çıkıyordu.

“Hitap Çiçekleri” adını taşıyan bir kitabı da Yeni Asya Yayınevi tarafından neşredilmişti.
Ancak bu beraberlik fazla devam etmedi.
İzmir’deki mahkemeye verdiği ifade ve savunmalarda, hakkındaki “Nurculuk” nitelemesini reddeden beyanlarda bulunurken, sonraki senelerde de aynı yönde açıklamalar yaptı.
1974’te, Bediüzzaman’ın hayattaki talebeleri dahil olmak üzere, Nur cemaatiyle yolunu ayırıp, kendi anlayışına göre ayrı bir yön çizdi.
Ortaya koyduğu hizmet tarzı başlangıç itibarıyla yöntem olarak büyük ölçüde Risale-i Nur metoduna dayanıyordu, ama önemi zaman içinde daha açık şekilde görülecek olan “detay”lardaki yorumlarda farklılaşmalar belirgin hale geldikçe, aradaki ayrışma netleşti.
En önemli farklardan biri, Bediüzzaman Risale-i Nur’un müellifi ve Nur hizmetinin manevî önderi olduğu halde, şahsını öne çıkarmayıp, kendisine izafe edilen çok büyük manevî makamları dahi reddeder ve nazarları eserleri ile şahs-ı manevîye çevirirken, Gülen’in etrafında, onun şahsına endeksli bir hareketin oluşması.
Gelinen noktada bu birlikteliğin Gülen cemaati veya hareketi diye anılması bunun ifadesi.
Bu hareketin çatısı altında, içeride ve dışarıda takdire şayan hizmetler verildiği bir vakıa.
Ancak Gülen’in, kendi sözleriyle de sabit olduğu üzere, Türkçü, hattâ biraz Turancı denilebilecek ölçüde milliyetçi ve devletçi bir yaklaşıma sahip olması; mağdurlarından biri olduğu halde darbelere karşı bir duruş ortaya koyamayıp tersine tavizkâr ve teslimiyetçi bir tavır sergilemesi; Kemalizmi hiç eleştirmemesi; 28 Şubat MGK’sına “müçtehit” payesi vermesi; din derslerini anayasayla zorunlu kıldığı için Evren’i “cennetlik” ilân etmesi; “Şefaat yetkim olsa Ecevit için kullanırım” demesi; bürokraside kadrolaşıp devlette etkin hale gelmeyi teşvik eden bir strateji takip etmesi; Bediüzzaman’ın “dinsizliğe karşı Müslüman-Hıristiyan ittifakı” olarak ifade ettiği yaklaşımı, sınırı belirsiz ve suiistimale açık bir “dinler arası diyalog” arayışına dönüştürmesi, Risale-i Nur’un sadeleştirilmesine onay vermesi gibi tavırları tartışılıyor.
Bu tartışma, zemininde ve usulünce yapılmalı. Ama linç mantığı ve psikolojik harp yöntemleriyle, adeta tekfire varan “haşhaşi-sapık” söylemleriyle, diğer cemaatleri de yanına alıp, devlet gücünü ve imkânlarını kullanarak yürütülen bir tasfiye ve imha operasyonuyla değil.

Okunma Sayısı: 29016
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • barış

    23.3.2015 14:53:01

    sa öncelikle kardeşler bu hareket çok yanlışlar yapıyor mesela neden üstadımızın eserlerini sadeleştiriyor neden üstadın talebelerini dinlemedi .eserlerinde okuduysanız risalelerde geçen hakikatları kendisi söylemiş gibi yazıp bediüzzamandan alıntı yaptığını zikretmiyor.işin garibi nurcuyumda demiyor.fakat halis samimi nur talebelerine zararı oluyor.risaleleri okuyanlar daha iyi anlayacaktır beni

  • gülten

    22.3.2014 07:54:00

    ben hizmet hareketine 10 yıl önce katıldım ve Allah onlardan razı olsun zaman iman kurtarma meselesidir diyerek hem okuduk hem okutmaya çalıştık.şunu söylemek istiyorum bir arayış içinde olan insan bir şekilde gelir sizi bulur.peki ama......... HİÇ ARAYIŞ İÇİNDE OLMA LÜZUMUNU HİSSETMEYEN VE BUNU VİCDANINDA HİSSETMEYEN ........kardeşlerimize nasıl ulaşmaya çalıştığımızı ve hangi fedakarlıkla onlara ulaşmaya çalıştığımızı biliyor musunuz. her insanın kalbine hangi yola gireriz ve RİSALE VE PIRLANTALARI nasıl okuturuda ALLAH VE RESULÜMÜZÜ onlara anlatabilirz diye çaba sarfediyoruz. Allah aşkına hiç müslüman tanımamış bir insan ben müslüman olmaya geldim mi diyecek.işte yurt dışındaki kardeşlerimizin onca fedakarlıkları bunlar.ve hocaefendinin yolu. HZ.MEVLANA NIN SÖZÜNÜ BİRAZ DEĞİŞTİREREK DİYORUZ Kİ GEL NE OLURSAN GEL DEĞİL BİZ SENİN AYAĞINA GELİRİZ YOLU. KARDEŞLERİM AMACIMIZ AYNI AYNI SADECE GİDİŞ YOLU FARKLI BUNU YANLIŞ ANLAMAYIN VE ALLAH RIZASIİÇİN İHLAS DÜSTURLARINA RİAYET EDELİM.

  • ismail benli

    19.3.2014 23:54:00

    Güzel kaleme alınmış cesurca bir yazı, Allah razı olsun. Risaleleri Hocaefendinin evlerinde tanıdım, sevdim. ilk defa 14 yaşında Elaziz- Şintil köyünde bahçeli bir evde 17gün aralıksız okuyarak Risaleleri bitirdim. Hulusi Abiyi de onlardan öğrendim. ve diğerleri ve hayatta olan Ağrılı Nusret Kocabay Allah ömür versin, onlardan razı olsun. 38 yaşındayım. hangi eseri kaçıncı okuyuşum bilmiyorum; ama yıllardır her hafta arkadaşlarla birbirimize soruyoruz geçen hafta kaç sayfa Kur’an, Risale, cevşen, hadis, tefsir okudun? diye.

    ilk defa 2yıl önce Hocaefendi’nin kitaplarını tam okuyup bitirdim.Tanıdık geldi tavsiye ederim,

    Zaman gazetesiyle beraber Yeni Asya’yı takip ediyorum. Günümüz hadiselerine Risale-i Nur adesesiyle nasıl bakıldığını görüyorum.

    Güzel kaleme alınmış yazı.. Bir de gönül kıran zanlar konusunda ihtiyatlı olunsa..


  • Yusuf Çayabatmaz

    19.3.2014 10:19:00

    Bir Risale-i Nur okuyucusunun, olayları analiz etmedeki basireti böyle olsa gerektir.
    Rabbim Muvaffak etsin.

  • MUSTAFA ALTUNTAŞ

    19.3.2014 09:08:00

    SON GÜNLEREDEKİ OLAYLARLA İLGİLİ OLARAK YAPILAN YORUM VE BEYAN EDİLEN GÖRÜŞLERİN KARŞILIĞI OLARAK KALEME ALINAN MAKALE VE YORUM ANCAK BU KADAR NET VE GÜZEL TESBİTLER YAPILIR .RABBİM RAZI OLSUN HER ZAMAN İFRAT VE TEFRİTTEN UZAK HADDİ VASATI KENDİNE DÜSTUR EDİNNE BÖYLE GAZETEİNN YAZARI OLMAK VE OGAZETENİN OKURU OLMAK GERÇEKTEN AYRICALIK RABBİME ŞÜKÜR BİZLERİ HİÇ YANILTMADI HAKİKATİN GÜR SESİ

  • nur

    15.3.2014 09:53:00

    Mahşer-i vicdana cevap
    Bekir abi ölünce cenaze namazını kıldırmasını hoca efendiye vasiyet etmişti. o gelemedi ama bekir abinin çocuklarının koruyan ve okullarda okutan o oldu.

  • mahser-i vicdan

    8.3.2014 11:43:00

    Peki bi soru sormak istiyorum nurculuktan bu kadar ayri diyorsunuz tahir mutlu abiye ustad hz leri ruyasnda mevlana bagdadi hz lerinin kendisine verilen hirkasini ve henuz basilmamis risalei nurlari ona vermesini soylemismidir eger sizlere inanirsam o zaman tum husrev abi sungur abi hulusi abi zubeyr abi firinci abi hepsi yanilmis ve yaniltmislar bizleri demek mi oluyor bekir berk abi vefat ederken yaninda sadece f.g varmis ne cok tas varmis eteklerde Ya Rabbim demeden edemiyorum ne yazikki

  • yüksel peker

    8.3.2014 10:50:00

    mahşeri vicdanı sular durulunca göreceğiz ,sizin de vicdanınızı göreceğiz.ALLAH KİMSEYİ ŞU YOLDA ŞAŞIRTMASIN

  • Sultan-ı Yegah

    8.3.2014 04:43:00

    Hizmeti 25 sene önce bir ortaokul talebesi ike Hocaefendi’nin evlerinde tanımış ve 20 yıla yakın Hizmete gönül vermiş birisi olarak, yazınızı çok takdir ettim. Zira saydığınız herşey, aslında hizmetin içinde de biraz kalbi ve vicdanı açık olan herkesin farkında olduğu şeyler. Fakat Hizmette bulunan hemen herkeste Hocaefendi dediyse/yaptıysa bir hikmeti vardır ve benzeri şartlandırmalar söz konusu olduğu için, kimse bunları kabullenemiyor.

    Hocaefendi’nin yaptıkları, cezbe ve cerbezeden ve aşırı duygusallığından kaynaklanıyor. Cibali Baba kıssasında Hz. Üstad’ın zahiren muhakemeli ve akıl görünseler de, hakikatte meczupturlar diye anlattığı mesele aynen geçerli.

    Hizmetteki kardeşler de emin olun kardeşlerimiz. Ve emin olun, Allah rızası için canla başla çalışıyorlar. Zira niyetleri ve hedefleri o. Fakat birisi onlara Allah rızası bunda dediği için, yöntemleri yanlış.

    Hatta şu kadarını diyeyim, (aşırı sakat ama) Allah rızası için cehennemi göze alıp çalışanları var..

  • ahmet meydan

    8.3.2014 03:26:00

    kısa fakat müthiş bir yazı,bunu herkesin duyacağı bir şekilde bağıra bağıra okumak istiyorum.Ellerine sağlık Kazım abi.

  • Findik kabugu

    7.3.2014 23:55:00

    Risale-i Nur’u ve Üstadi kendilerine bir basamak yaparak yükselmeye calisanlar herzaman alcalmaya mahkumdurlar

  • rashid kodzoyev

    7.3.2014 22:31:00

    Asrin muceddidlerin ilk muhatapları imamlar ve evliyalar olmali (anlayış ve hizmetin birlik itibariyle) ve enaniyetlerini (uhuvvet sirriyla) şahsi maneviyede eritmelidirler aynen o zatlarin kendi enaniyetlerini o büyük caddey-i kübra dediğimiz veraset-i nubuvvet yolunda erittikleri gibi. Ve hikmeti iktiza ediyor. Aksi halde ya tefrite ya ifrata mahkumdur.

  • Mehmet Fırat

    7.3.2014 19:13:00

    Bazı yorumcu arkadaşlar’’Meşru yönetime isyan ile (Hucurat 49-9) ayetinde tanımını bulan (baği) durumu?’’ diyerek bir garip yaklaşım gösteriyor.
    1- Öncelikle demokrasilerde meşru seçimlerle gelen her hükümet idare hakkına sahip olduğu kadar, beğenmeyenlerinde buna muhalefet hakkı vardır ve isyan değildir;aksi halde CHP veya İP gib bir parti de gelse isyan etmeme ve baği olmama adına muhalefet edilemez, zülüm rejimleri de bu kayda dahildir.
    2- Anlaşılan yorumcu arkadaş bir şer’i devlette seçilmiş bir halife olduğunu tahayyül ediyor ve buna muhalefeti isyan olarak değerlendiriyor.
    3- BSN hazretleri’’ Peygambere tâbi olmayıp zulüm edenler, padişah da olsalar haydutturlar’’ derken her halde bir hayduta uymamızı istemiyor. Ortaya çıkan bu kadar rezil ithamlar karşısında mukni edici bir tavır göstermeyenlere’’ eğer doğru ise’’ uymak ne kadar doğru bir tavırdır?
    4- Yanlışta ısrar edenlere meşrudur deyip desteklemek onları yanlışta ısrar ve teşvik olmaz mı?
    5- alternatif mi? Onu da siz bulun!

  • Esra Y.

    7.3.2014 18:53:00

    Internette yorum yapmak adetim degildir, sosyal medya araclarini da kullanmiyorum ama son bir defa onceki yorumuma bir ornek eklemek istiyorum - birbirimizi yanlis anlamaya dair. Muslumanlar genel olarak dunyada olduklari gibi anlasilamiyorlar malum. Diyalog faaliyetlerinde bir konu secip siz de nasil inaniyorsaniz anlatin biz de anlatalim dedigimizde aradaki fark o kadar bariz aciga cikiyor ki kimi musluman oluyor, kimi klise boyle karar vermis yillar once baska sekilde dusunulseydi oyle inaniyor olurdum ama bu benim inancim diyor, kimi de aradaki farki goremiyor (bu ucune de bizzat sahit oldum). Insanlarin sadece birbirlerini oturup anlayabilecekleri ortam olusturmak guzel birsey. Ayni sekilde kendi aramizda hem global manada hem de farkli gruplar olarak halis niyetle bir araya gelip konusabilmemiz guzel olurdu. Ustadin karsimda bir yangin var icin de evladim yaniyor yaklasimi gibi belki de daha aciliyet arzeden durumlardan dolayi bu ihmal edilmis olabilir mi bilemiyorum.

  • said ceylan

    7.3.2014 18:39:00

    kazım abim ellerine sağlık.bu hakikatlar daha detaylı olarak yeni nesillere anlatılmalı.anlatıyoruz tabi elimizden geldiği kadar.zaten yeni asya 40 senedir f.gülenin yanlış yolda olduğunu,nurcu olmadığını,nurlara zarar verdiğini v.s v.s anlatıyor.nurlar adına verdiği zarar çok büyük.1960 tan sonra yazıcılık hadisesinden dolayı adeta bir nesil yok olmuş(özellikle ege de).f.gülenin verdiği tahribat bence çok daha büyük.onbinlerce yüzbinlerce insan nurculuktan soğuyacak.cemaatlerden soğuyacak.hucumatı sitte nin tamamı özelliklede 5.si bu hocaya bakıyor.nurlar namına çok tehlikeli.akpartinin verdiği zarar ayrı.o ayrı değerlendirilir ki zaten hamdolsun gazetemiz bu konuda bizleri sürekli bilgilendiriyor.ŞAHISLARDAN DEĞİLDE RİSALE-İ NURLARDAN ÖLÇÜSÜNÜ ALAN YENİ ASYA HER ZAMAN HAKLI ÇIKIYOR HAMDOLSUN

  • ismail karapınar

    7.3.2014 18:37:00

    ÖNCELİKLE BU FAYDALI MAKALENİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM SİZLERDEN RİCAAM BU KONULARDA DAHA FAZLA BİZLERİ BİLGİLENDİRMENİZ ÇÜNKÜ CEMATİMİZDE DAHİL ÇOĞU TARAFLI TARFSIZ İNSANLARIN KAFASI KARIŞMIŞ DURUMDA RABBİM HAYIRLI OLANI NASİP ETSİN BU CENNET VATANIMIZ HER TÜRLÜ İÇ VE DIŞ ŞER ODAKLARININ ŞERİNDEN KORUSUN BENİM ŞAHSEN GÖRÜŞÜM EHVENÜ ŞER PRENSİBİYLE HAREKET ETMEKTİR SİZİN BU KONUDAKİ GÖRÜŞLERİNİZİ MERAKLA BEKLİYORUM TŞK EDERİ HAYIRLI AKŞAMLAR

  • Esra Y.

    7.3.2014 18:24:00

    Yazinizdaki son paragrafa ozellikle katiliyorum. Bunu soylemenin cesaret istedigi bir zamanda soylemiz olmaniz ayrica onem arzediyor.

    Imam hatip mezunu ve okulda da aktif birisi olarak o camianin koklerine asinayim. Ayni zamanda Can Kardes’in her sayisini merakla bekleyerek buyudum hala da kopmadim Can Kardes’ten (Simdi cocuklarim Gonca okuyorlar). Lise/universite yillarinda farkli gruplarin yatili programlarina katilma imkanim oldu (yazici, vs.). islam tarihindeki kardes kavgalarinin nasil olabildigine hep hayret ederdim. Farkli tarih kitaplari okuyup okudukca hep aglardim. Simdi canli olarak bunun nasil olabilecegi biraz gorebiliyorum hala anlayabilmis degilim.

    Genel olarak en buyuk problemin birbirimizi tam anlamiyla anlamamaktan (veya yanlis anlamaktan) kaynaklandigini ve biraz da kimimizdeki sahsi karakter eksiklerimizden (ene (sahsi veya cemaat bazinda), hemen hukum verme, herseyi siyah beyaz gorme, vs.) kaynaklandigini dusunuyorum.

  • yiğit can

    7.3.2014 17:12:00

    Nurları okumama Gülen cemaati vesile oldu..Üstadmızı tanımama, barla ve erek dağı dahil Üstadımızın kaldığı yerleri ziyaret etmeme ve yine Üstadımızı daha iyi anlamama hizmet vesile oldu..başta Üstad olmak üzere talebelerine büyük hürmet vardır..Nasip olmuş Sungur ağabayi de Ispartada görmüştüm..Ha bu arada Nurları da orijinallerinden okuyorum..Üstadımızın siyaset meydanlarında kullanılmasına ve buna hakkıyla itiraz gelmemesine de üzülüyorum..Özetle ben hizmetten bunu gördüm..Üstadımızın dediği gibi ihlas risalesini 15 günde bir okuyalım ve kardeşlerimizin boynunu kırmayalım..Dua ile

  • Mustafa Torun

    7.3.2014 17:01:00

    Beyler mesele sadece nurcu ünvanı yahut risale-i nur sadeleştirilmesi değildir. Değerlerin içi boşaltılmaktadır.

    Mehdi(a.s) ve şahsiyet-i maneviyesinin üç mühim vazifesi olan iman hizmeti ilm-i enaniyettten gelen kıskançlık damarıyla en tehlikeli duruma gelmiştir. Hayat hizmeti iktisat ve kanaat düstürlarının hiçe sayılmasıyla alayiş ve nümayişe karıştırılmış. Şeriat hizmeti işi ehline vermek gibi çok temel ve basit prensipler tarafgirliğe ezdirilerek, tesettür gibi zulmün kesifleştiği dirayetli davalar makamlara feda edilmiştir.
    Ve maalesef asıl toplulukları heyecana ve şevke getiren Risale-i Nurun şahsı maneviyesine ait bu üç mühim vazifeyi deruhte ettiğini zanneden ve devlet desteği ile de kitleri buna inandıran bir güruh var. Onları Hüda’ya havale ederiz.

    Lakin bu boyutlara gelmesinde bir hisse de bu davaların gerçek sahiplerinin ...

  • seyfeddin kamil d.

    7.3.2014 16:37:00

    Gelelim ikinci yanlıştan bir doğru çıkarmaya çalışanlara: aşağıdaki yorumlarda da görüldüğü üzere, nur talebesi cibali baba gibi davranamaz deniyor. kim diyor bunu: ’mevcut yönetim meşrudur, meşruiyyet zemininin temsilcisidir.’ peki kim bu cibali babalar. bu gömlek değiştirmiş milli görüşcü yönetim iş başına gelene kadar bu misyona cibali baba ismi takmış, bu konuda şimdi kolkola olduğu arkadaşlarıyla yıllarca birbirine verip veriştirmiş ağabey denilen kişiler değil mi? Bakın yıllarca hizmetin içinde bulunmak, risaleleri ezber etmek artık bunlar kurtuluş vesilesi değil. yıllarca koştuğun şeritten makam, mevki, emlak koparma uğruna karşı şerite geçtin mi kaza yapmanız kaçınılmazdır Geçmişte birçok müçtehit ve imamlar neden baskı ve işkenceye maruz kaldılar meşru halifenin yolsuzluk ve rüşvetlerini onaylamadıkları için değil mi? Bu günde gırtlağına kadar yolsuzluk ve rüşvete bulaşmış meşru bir yönetime itiraz edenlere baği diyen, başka seçeneğiniz yok diyen kiralanmış insanları görüyoruz

  • sedat

    7.3.2014 16:07:00

    Kazım abi, bizim Yeni Asya olarak bu hocanın durumuyla ilgili tavrımızı göstermemiz lazımdı. Çok şükür abiler yazmaya başladı. Sizin yazınız çok güzel. Geçenlerde Osman abide yazmıştı. Sağolun abiler.

  • zeynep rana ceylan

    7.3.2014 15:28:00

    Güleçyüz abi, tebrik ederim tarafsızlık ilkesinden ödün vermediğiniz için ne hükümet ne de cemaat ten yana olmayıp daima haktan yana olduğunuz için...selametle

  • Rüstem Garzanlı

    7.3.2014 15:10:00

    Ah....! Ah....! ne diyeyim.... Sayın yazarımız özet olarak konuyu izah etmiştir.Aslında yorumculara da bir şey bırakmamış. Yorumcular da yazarımıza katkı ve sözlerini bir nevi te’yit etmek fasılasından dem vurmak istiyorlar.

    Evet hoca efendinin niyeti 1974 yılından beri belli olmasına rağmen son zamanlara kadar onu çok yükseklerde görenler vardı.Ben nurcu değilim; camiayım demesine rağmen bir çokları tarafından nur cemaatinin önemli birisi olarak biliniyor ve o gözle bakıyorlardı.

    Kaderin cilvesi beşer zulüm eder, kader adalet eder prensibi ile son hadiseler kimin ne olduğu, saflar tamamen belli oldu.Belki nur cemaatinin asıl meslek ve meşrebi iman, Kur’an ve islamiyete hizmettir.Bu esasla mü’minlerin mabeyninde ihlas ve sadakatla itihad-ı islamın tesisini isterler.

    Hele Hoca efendi ve muhatapları arasındaki nizaya rıza göstermek olmaz. Ama bunda da vardır bir hikmet.En azında Nur cemaatinin halis niyet ve hizmetleri aşikare güneş gibi ortaya çıkmıştır.

  • ibrahim sayhan

    7.3.2014 14:01:00

    EVET Kuranı mucizil beyan ilerde Yahudilik ve Hırıstiyanlık dinlerini hak göste ehli kitabın ehli necet. ve ehli cennet olacağını müdafa eden bir cereyanın zuhur edeceğini mucizane haber veriyor. yahudilik ve hırıstiyanlık dinleri her ne kadar rasuli ekrek(asm) ZAMANINDAN SONRA SÖNMÜŞSEDE yaklaşık 250 seneden beri bu muharref dinlerin tekrar canlanacağına ve yine yaklaşık 1970 den sonra gizli olan bu fitnenin su yüzüne çıkacağına bu ayeti kerime işaret etmekle beraber 2014 de yavaş yavaş ehli kitabın silinmeye başlayacağına ve neticede o fitnenin sönme veinkiraz tarihine parmak basıp işaret ediyor.

  • ümmet karaca

    7.3.2014 12:23:00

    kazım abi en derin muhabbetlerimle tebrik ederim tarafsızlık ilkesinden ödün vermediğiniz için ne hükümet ne de cemaat ten yana olmayıp daima haktan yana olduğunuz için

  • MEHMET YURTTAS

    7.3.2014 11:39:00

    Kardeşim :

    Nur Talebesi Cibali baba gibi davranmaz, davranmamalı.

    Mesleğinin doktriner ilkeleri ile düşünür. Çünkü Kur’ani Dünya Görüşü bu sayede elde edilir. İsabet kazanır.

    (Fırkacılık lazıjm-ı meşrutiyettir) (Ehven-ü şer İhtiyar olunur)

    (Bir konuda Kader hükmünü verse, zaman onu tavzih etse, buna itiraz olunmaz. İtiraz eden başını taşa vurur.) On iki yıldır Mevcut S.Partiler konusunda Kader hükmünü vermiş, önümüzdeki seçenekler belli, bize düşen ehven-ü şerri ihtiyar etmektir.

    Mevcut yönetim meşrudur. Meşruiyyet zemininin temsilcisidir.

    Hz.Ali- Hz.Muaviye savaşı gibi. Hz.Ali o savaşa asker sevk ederken (Hucurat 49-9) ayetini delil olarak göstermişti. Konu MEŞRU yönetime itiraz edenlerin ikazlara rağmen yanlışından dönmemesi sebebi ile (Yanlışından dönene kadar mücadele ediniz.) Emr-i İlahi sinin ifası idi. RN a göre haklı idi. Muhatapları da (baği) durumundaydı.

    (Haklı tarafa yardımcı olur.) EL140.

    ( Devamı bu yazıya yaptığım ilk yorumda)

  • osman sari

    7.3.2014 11:24:00

    Kardeslerim ben almanyadan yaziyom.üstad hz. cok seviyorum.hizmete katilali 9 yil gibi oldu.inanin ne olup bitiyor daha anlayamadim.kafalar cok karisik.biz hic bir seyi sorgulamadan hizmete kostuk masumane.varsa hizmette hata yapanlar Allah affetsin.destek olan insanlarda destegini durdurdu durumlar cok kritik.hayirli cumalar

  • hamsi

    7.3.2014 11:23:00

    Arkadaşlar yıllarca aşağılandık. Çiçekle böcekle uğraşarak, Barla dağlarında kitap okuyarak bu işler olmaz, bakın bize hizmetlerimiz dünyayı tuttu diyenler.
    Said Nursi Kürt idi ben ise Türk üm ve birazda turancı olduğum için hayatta iken ziyaret etmedim diyenler.
    -cı -cu lara karşıyım diyenler.
    Üstadın ve Risalei Nur un ismini hiç ağızlarına alamayanlar.
    Malumu tekrar tekrar uzatmanın anlamı yok gerisini sizler biliyorsunuz zaten....
    Şimdi Yeni Asya dan medet umuyorlar, hakem olmamızı istiyorlar.
    Allah cc. sopayla iş görmüyorki vursun size ama tokat yiyorlar anlamıyorlar, burun sürtülüyor anlamıyorlar.
    İyiki Yeni Asya varda doğruyu yanlışı öğreniyorlar.
    Yeni Asya da fırsatçılık yapmadan, abartmadan, vurmadan, incitmeden Kur’an i bir tarz ile hak ve hakikati Nebevi bir üslupla kavli leyn ile Risalei Nur metoduyla eklemeden çıkarmadan muhatabına aktarıyor. allah razı olsun ve varlığını eksit etmesin.

  • muhammet

    7.3.2014 11:00:00



    Eğer müminlerden iki grup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin. Şayet biri ötekine saldırırsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. Eğer dönerse aralarını adaletle düzeltin ve (her işte) adaletli davranın. Şüphesiz ki Allah, adil davrananları sever. (Hucurat Suresi)

  • muhammet

    7.3.2014 10:50:00

    Eğer İslâmiyetin bir sırr-ı esası olan ihlâs ve rıza-yı İlâhî cihetinde, Kur’ân-ı Hakîmin ders verdiği ahkâm ve hakaik-i kudsiyeye dair harekât ve a’mÂl ondan sudur etse, lisan-ı hÂli mânen âyât-ı Kur’âniyeyi okusa, o vakit mânen Âlem-i İslâmın herbir ferdinin vird-i zebânı olan
    duasında dahil olup hissedar olur ve umumuyla uhuvvetkârâne alâkadar olur. Yalnız, hayvânât-ı muzırra nevinden bazı ehl-i dalÂletin ve sakallı çocuklar hükmündeki bazı ahmakların nazarında kıymeti görünmez.
    Eğer o adam, medar-ı şeref tanıdığı bütün ecdadını ve medar-ı iftihar bildiği bütün geçmişlerini ve ruhen nokta-i istinad telâkki ettiği Selef-i SÂlihînin cadde-i nuranîlerini terk edip, heveskârâne, hevâperestâne, riyâkârâne, şöhretperverâne, bid’akârâne işlerde ve harekâtta bulunsa, mânen bütün ehl-i hakikat ve ehl-i imanın nazarında en alçak mevkie düşer.
    -1- sırrına göre, ehl-i iman ne kadar âmi ve cahil de olsa, aklı derk etmediği hÂlde, kalbi öyle hodfuruş adamları görse soğuk görür, mânen nefret

  • Nevzat Karaağaç

    7.3.2014 09:27:00

    Kazım Güleçyüz bey’in çok güzel tahlillerinden birisi olmuş. Kendisini ve kendisine bu ufku kazandıran cemaati Can-u gönülden tebrik ediyoruz..

  • Garib Doğu

    7.3.2014 09:16:00

    Yanlışları tashih için tartışmanın nasıl yapılması gerektiğini,son paragraf tam ifade etmiş.Linç, tekfir mantığı ve devletin gücü ile değil,kavli leyyin ile hakaretten uzak olarak yanlışlar tashih edilmelidir.Dinimizin emrettiği budur.Doğru tarz budur.Bunun dışında ki yöntemler yara açar,tahribat yapar,netice de vermez.Cenabb-I Hak taraflara itidalı dem ve istikamet nasib etsin.

  • atike barin

    7.3.2014 09:09:00

    Sayin Kazim agabey Gulen’in dünden bugune serüveni daha ayrintili bilinmeli. Bu yazinin yazi dizisi olarak tüm ayrintilariyla acik seçik yazilmasi simdi için büyük ihtiyaç gorunuyor. zira cemaatin geriden gelen bazi hizmetkarlari bu bilgilerden bihaber tam ihlas içinde bagimli bir halde hizmet ediyorlar. Kime, niye, ne için yasadiklarini sorgulamiyorlar...gözlerin acilmasi lazim değil mi ?

  • Sezai Mumcu

    7.3.2014 08:55:00

    Aziz Üstadimiz Bediüzzaman Said Nursî bir insan kainatin misal-i musaggaridir diyor. Kainatlarin imanini inayet-i rabbaniye ve ihsan-i ilahiye ile telifine mazhar oldugu Risale-i Nurlarla kurtaran muazzez üstadimiza ebedî medyunuz.

    Kurumus dal bile üstadin eliyle yeseriyor, yani kurumaya yüz tutmus insan kalbi Risale-i Nurlarin Kur’an namina yaptigi iman dersleriyle ihya oluyor.

    Ilk ve sonuna kadar tek tercih üstadlarin üstadi aziz üstadimiz Bediüzzaman Said Nursi ve onun tashihinden gectigi vechiyle, yani orijinalligiyle Risale-i Nur Külliyati.

  • HÜSEYİN İLHAN

    7.3.2014 08:51:00

    Selamünaleyküm,Hayırlı CUMA,lar.F.Gülen ve müntesiplerinin bundan 6-7 ay önce hükümet, başta başbakan ve bakanlarına atfettikleri makam(dini anlamda) yaptıklarının değil 10-40 yıl ülkenin 200 yıllık geçmişinde yapılamayan hizmet ve icraatları yaptığını hatta refarandumda (ölüleri diriltmek mümkün olsa onları mezardan getirip oy kullandıralım,sözleri söyledikten sonra şu an sözlerinin bu söylenenler karşısına konulmasıyla nasıl tezat ve tenakuzlara düştükleri,hükümet ve parti mensuplarınında dün hizmet hareketine söyledikleri ve düzdükleri madhü senaların karşısına bugünkü ifadelerini koysak aynı tezat ve tenakuzlar olduğunu görüyoruz.Bu nasıl anlayıştır,bu nasıl zikzaktır.Kazım ağabey gazetemiz ve bizler RİSALE-İ NURLAR ın bizlere kazandırdığı bakışlar ile hadislere yaklaşıp bu hatalara düşmekten ber’i oluyoruz.Bu sözlerin ve davranışların maalesef islam ve müslüman için cahil nazarlarda değerlendirilmesi pek müsbet ve şık olmadığını görüyoruz.

  • Yaşar Yalçın

    7.3.2014 08:33:00

    Abi iktidara ve cemaata yönelik son değerlendirmelerinizle hissiyatımıza tercüman olduğunuz için Sizleri tebrik ve teşekkür ediyoruz, son hadiselere Üstadımızın bakış açısı bu olması gerekir diye düşünüyorum. Ne dünün ve bugünün siyasal islamcılarının dümen suyunda gitmediğimizi nede cemaatin yanlışlarını onaylamadığımızı nezihane ve nazikane göstermiş oldunuz. Allah razı olsun.

  • ABDULLAH GÜNEN

    7.3.2014 08:33:00

    TAMAMI İLE MUTABIKIM.BU YAZI GECİKMİŞ BİLE SAYILABİLİR.BU YAZIYA BUNDA SONRADA TAHŞİDAT YAPILSA İYİ OLUR.TEBRİKLER.ZOR DÖNEMDE DENGELİ YAZAN AZ SAYIDA KALEMLERDENSİNİZ.ABDULLAH GÜNEN BURSA

  • h.h.k

    7.3.2014 07:07:00

       Çok güzel bir özetleme olmuş. Allah razı olsun. Risale-i Nurları esas alarak ( Bizde Risale-i Nurları okuyoruz diyerek ) Risale-i Nurun meslek ve meşrebine uymayan bir hareketin içinde bulundukları bir vakıa.. Bu halleri ta baştan beri devam etmektedir. Hele Risale-i Nurlardaki içtimai ve siyasi düsturların tam tersine bir anlayışı bayraklaştırmaları ve yaygınlaştırmaları ve böylece meydana getirdikleri tahribatta hepimizce malumdur. Ancak bundan kimse rahatsız değildi. Hatta sahiplenenler vardı. Şimdiki karşı gelmeler o hatalarından dolayı değil, siyasi tarafgirlikden dolayıdır. Biz böyle tarafgir ve siyasi bir kavganın tarafı olabilir miyiz? Ayıca bu kavga vesilesiyle yapılan zulümleri hoş görebilir miyiz? Yolsuzluk ve rüşvet iddalarının yüzde biri bile doğru olsa yanında yer alabilir miyiz? Ehli iman olan iki tarafın kavgalarına kafirler ve zındıklar sevinirken biz de onlar gibi sevinebilir miyiz. Böyle mübarek cuma gününde sulhleri için daha çok dua etmemiz gerekmez mi?

  • rashid kodzoyev

    7.3.2014 06:57:00

    ruslarin bi atasozu var ... ne icin ugratiysa(aslinda) onu karsida buldu) ... hicbirsey anlamaya(anlatmaya) gerek yok (hele basbasa kaldigimiz zaman heppimiz ne yaptigimizdan haberdariz)...hersey tam adetullah kanunlara gore cereyan ediyor herkes hersey icin ... belli

  • MEHMET YURTTAS

    7.3.2014 02:17:00

    Hz.Ali- Hz.Muaviye savaşı gibi. Hz.Ali o savaşa asker sevk ederken (Hucurat 49-9) ayetini delil olarak göstermişti. Konu MEŞRU yönetime itiraz edenlerin ikazlara rağmen yanlışından dönmemesi sebebi ile (Yanlışından dönene kadar mücadele ediniz.) Emr-i İlahi sinin ifası idi. RN a göre haklı idi. Muhatapları da (baği) durumundaydı.

    (Haklı tarafa yardımcı olur.) EL140.

    Meşruiyyet yönetimde haklılık zeminidir (yanlışları olsa da). Çünki hukuk-u ammeyi ihtiva eder. Bunca maddi manevi kayıplarla ülkeyi kaosa sürüklemek hukuk-u ammeye büyük zarardır.

    (Hukuk-u amme ise Hukukullah manasındadır. ) EL452

    RN u hiçbir şeye alet ve tabi kılmamak, Hakka taraftar olmak saıkıyla ; Tarafsız görünmeye çalışarak ( Mefhum-u muhalife iltizam) (15.söz zeyli) durumuna düşmek Nurculuk mesleğine aykırıdır.

  • MEHMET YURTTAS

    7.3.2014 01:22:00

    Hatırlanması gereken   UNUTULANLAR......

    Ruhsat sınırlarını hayli aşan fetvalar?
    Şeairden taviz ile sebep olunan zulümler?
    Güç istenci için Takiyye?
    Nebi istismarı?
    RN suistimali?
    Nurculuk istismarı?
    Aklını kullanamayan MÜRİTler
    Kestanepazarı günlerinden beri (Hocamıza taarruz var Tebbet okuyacagız) adetine devam edenler ?

    ALET-i LAYAKIL ? olur.

    Halk ve ziraat bankaları dataları transferi ; Üstdüzey devlet ricali ve iş adamı dinleme bilgi transferi gibi durumlar?

    Meşru yönetime isyan ile (Hucurat 49-9) ayetinde tanımını bulan (baği) durumu?

    İla ahir.....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı