Kirazlımescit’te Zübeyir Gündüzalp’in yakınındaki genç hizmet ekibinden biri olan Sabahaddin Aksakal, yine Zübeyir Ağabeyin tavzifiyle Yeni Asya’nın ilk sorumlu yazıişleri müdürü olarak uzun yıllar görev yapmıştı.
Bu zorlu ve çetin süreçte yaşadıklarının bir kısmını, eşi Arife Hanım şöyle özetliyor:
“Eşimin, 12 Eylül ihtilâli sonrası sık sık Selimiye kışlasındaki sıkıyönetim komutanlığına çağrıldığını, gazetede çıkan haber ve yazılardan defalarca sorguya çekildiğini hiç unutamam. Hacı Bey, her sabah evden çıkarken önce kundaktaki bebeğini, sonra yaşlı anne babasının ellerini öper, hayır dualarımızı alır; ‘Akşama dönemeyebilirim, hepiniz hakkınızı helâl edin’ diyerek ifade vermeye giderdi.
“28 Ekim 1990’da Ankara Kocatepe Camiinde okutulan Bediüzzaman Mevlidi için bir kaşık suda fırtına koparılıp, gazetenin idarî kadrosu ve Ankara temsilcisi ile birlikte 15 gün keyfî gözaltında tutulması, evlerimize yapılan ani baskınlar ve aramalar...
“Gazetedeki yazılardan dolayı hapis, tazminat, para cezaları, hacizler, icra takipleri, eşyalarımızın taşınıp tekrar iade edilmesi…
“Yeni Asya’nın yayınlayıp daha sonra kitap hâline getirdiği Yakın Tarih Ansiklopedisinin bütün sorumluluğunu üzerine alan beyime 3.5 yıl ağır hapis cezası verilmesi...
“17 Şubat 1994’te, lapa lapa diz boyu beyaz rahmetin yağdığı, yolların kapandığı bir Ramazan akşamı teravih vaktinde, beyimin Erenköy’deki evimize yapılan ani bir baskınla götürülüp tutuklanması ve Bayrampaşa Cezaevinde bir süre tutulduktan sonra Bilecik Osmaneli Cezaevine nakledilmesi...
“Son çocuğumuzun medrese-i Yusufiye yollarında dünyaya gelmesi, yine zahmeti bitmiş, rahmeti kalmış unutamadığım hatıralardan...”
Arife Hanımın kendisi de son süreçteki iftira kurbanlarından biri oldu. Dört yıl önce 60 yaşına ve ağır hastalıklarına rağmen tutuklanıp türlü eziyetlerle aylarca içeride tutuldu. Yoğun çabalardan sonra tahliye edildi, ama bu defa da aile olarak yine iftiraya kurban giden oğulları Muhammed Said’in, Almanya’daki eşine ve çocuklarına kavuşamadan vefatının acısını yaşadılar.
Bu sıkıntılı sürecin sonunda Arife Hanım, yargılandığı davada oybirliğiyle beraat etti ve karar istinafta da oybirliğiyle onanarak kesinleşti. Şimdi sıra haksız tutukluluk için açacağı tazminat davasında. Ama alacağı tazminat elbette ki bu yaşadıklarının karşılığı olamaz. Ona ve ailesine bu acıları yaşatanlar! Hesabını burada da, öbür tarafta da vereceksiniz... Kaçış yok...