"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Âlem-i medeniyet bunların izalesini istiyor”

Kâzım GÜLEÇYÜZ
26 Eylül 2024, Perşembe
Bediüzzaman 1908 Aralık’ının son haftalarında “Meb’usana Hitap” başlığıyla yayınlanan makalesinde şöyle diyordu:

“Marazımız [hastalığımız] atalet [tembellik], cehalet ve muhalefet-i Şeriatla hâsıl olan su-i ahlâk [kötü ahlâk] ve onların neticeleri olan fakr u zaruret ve irtikâb-ı hile ve başka nam ile sirkat-i alenîdir [açıktan hırsızlıktır]. Âlem-i medeniyet bu seyyiatın izalesini [fenalıkların giderilmesini] bizden istiyorlar.” (Eski Said Dönemi Eserleri, Yeni Asya Neşriyat, 2020, s. 32)

O zaman dile getirilen bu tesbit, maalesef günümüzde de geçerliliğini koruyor.

Tembellik, cehalet, ahlâk zaafiyeti, fakirlik, hile, aldatma, yolsuzluk ve hırsızlık bugün de en önemli problemlerimizden. Ve medeniyet âlemi, bilhassa AB, dinimizin de men ettiği bu fenalıklardan kurtulmamızı istiyorlar.

Üstadın bu konuyu tamamlayıcı bir tesbitini de Münazarat’taki “İstibdat [...] muamele-i keyfiyedir, [...] sû-i istimalâta gayet müsait bir zemindir” (Age, s. 159) ifadesinde görüyoruz.

Gerçekten hukuksuzluğun ve keyfîliğin hüküm sürdüğü denetimsiz baskı rejimleri, her türlü yolsuzluğun zirve yaptığı rejimler.

Milletin kaynakları ve parası böyle rejimlerde sorumsuzca çarçur ve israf edilir; lüks, şatafat ve gösteriş için harcanır; iktidar mensuplarını ve yakınlarını kestirme yoldan zenginleştirecek şekilde onlara transfer edilir.

Demokrasi ve hukuktan uzaklaşıldıkça bu vurgun düzeni daha ileri boyutlara taşınır.

Oysa işleyen bir demokrasi olsa, en önemli varlık sebeplerinden biri millete ait olan bütçe hakkını millet adına kullanıp, harcanan her kuruşun hesabını sormak olan Meclis bu fonksiyonunu hakkıyla yerine getirse; bağımsız yargı denetimi çalışsa; medya, sivil toplum ve kamuoyu bu denetime etkili bir şekilde katkı sağlasa böyle olmaz.

Yolsuzlukları önlemenin en kuvvetli çaresi, kimsenin kapalı kapılar ardında iş çeviremeyeceği, toplumu ilgilendiren her şeyin aleni ve göz önünde cereyan ettiği bir açık rejim.

Bu da ancak hür Meclis, hür siyaset, hür yargı, hür medya, hür üniversite, hür dernek, hür sendika, hür sivil toplumla... mümkün.

Ne yazık ki Türkiye tek adam rejimiyle bu manaların çok uzağına savruldu. Son dönemde peş peşe açılan ve Saraya kadar uzanan yolsuzluk dosyaları bunun neticeleri...

Çare hukuka, demokrasiye, açık rejime dönüş.

(Şeriat Cumhuriyet Demokrasi kitabımız, s. 86)

Okunma Sayısı: 1659
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdurrahman

    26.9.2024 00:16:55

    Çare hukuka, demokrasiye, açık rejime dönüş, tek adam rejiminden parlamenter sisteme dönüş....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı