"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Öğretmen atamalarında fiyasko

Prof. Dr. Süleyman Yılmaz
29 Eylül 2024, Pazar
Millî Eğitim Bakanlığının liyakat yerine mülakatı tercih etmesiyle, eğitim camiasının uzun süredir heyecanla beklediği öğretmen atamalarında büyük bir fiyasko yaşandı.

2023 genel seçimlerinde gerek Cumhurbaşkanının gerekse eski Millî Eğitim Bakanının verdiği “Öğretmen atamaları KPSS’de alınan puan sıralamasına göre yapılacak” sözü havada kaldı.

Yeni kabinede yer alan Bakan Yusuf Tekin’in tüm beklentileri tersyüz ederek, KPSS 2023 puan sıralamasından sonra mülakat yapılacağını açıklaması atanmayı bekleyen öğretmenler arasında infiale ve hayal kırıklığına yol açtı. MEB gerekçesini, “atama yapacağı öğretmeni görmek, niteliğini test etmek” olarak açıklasa da; mülakatın -doğası gereği- iyi bir ölçme ve değerlendirme aracı olmadığı ve büyük haksızlıklara, kayırmalara ve mağduriyetlere yol açabileceği kamuoyunda dillendirildi. Millî Eğitim Bakanlığı mülakata dair itirazları bertaraf etmek için mülakatın yuvarlama usulüne göre yapılacağını, yeni dönem öğretmen atamalarında “Millî Eğitim Akademisi” gibi bir sürecin devrede olacağını söyledi, “yansıtma mekanizması”nı işletmiş oldu. 

Öğretmenlerin atama konusu sendikaları, basın mensuplarını, siyaset ve akademi çevrelerini ikiye böldü. Yetkili sendikalar mülakat konusunda -ihtimal dâhilinde ortaya çıkabilecek tüm risklere rağmen- sessiz ve duyarsız kalırken, diğer sendikalar mülakatta meydana gelebilecek hak kayıpları ve mağduriyetler hususunda kaygılarını dile getirdiler. Basın camiasında eğitim alanında yazıp çizenler, yaşanan trajediyi köşesine taşıyan yazarlar, konuyu sunduğu programlarda işleyen sunucular -yaşanmış tecrübelerle ve uzman görüşleriyle- gündemi sıcak tutmaya; mülakatla meydana gelebilecek haksızlıkların doğuracağı eşitsizliğe, eğitimde oluşabilecek nitelik problemine dikkat çekmeye çalıştılar. Öğretmen adaylarının erişip derdini anlatabildiği siyasîler, öğretmen platformlarında ve meydanlarda atama bekleyen öğretmenlerin sesi oldular. Akademik camiada konunun doğal paydaşı olan Eğitim Fakülteleri ve Eğitim Fakültesi Dekanlar Konseyi (EFDEK) yaşanan trajediyi görmek istemediler. Bir elin parmakları sayısınca akademisyen ise yetiştirdikleri öğretmen adaylarına her platformda sahip çıkarak, “mülakatın liyakati yok edeceği” kaygısını dile getirdiler.

Peki, iktidar çevresi, Millî Eğitim Bakanlığı ve yetkili sendikaların mülakattaki ısrarı neydi? Olayları sebep-sonuç ilişkisine göre irdeleyen ve geçmişin tecrübelerinden çıkarım yapabilen müdakkik kimseler, atamanın mülakata dayandırılmasının doğurabileceği handikapları kolayca görebildiler. Onlara göre; siyaset, bakanlık ve sendika üçlemesindeki bu ısrarın sebebi, KPSS skorlarının ardından mülakatla verilen puanların manipüle edileceği gerçeğiydi. KPSS puanına rağmen mülakattaki 45 dakikalık ders anlatımının öğretmenlik nosyonunun niteliğini belirlemede geçerlilik ve güvenilirlik katsayısı açısından problem barındıracağı bir vakıaydı. Oysa uygulamalarda mülakata tâbi tutulan adaylar 10-15 dakikalık bir değerlendirme yapıldığını dile getirdiler. Verilen bu kısıtlı sürenin geçerlilik ve güvenilirliği daha da şüpheli duruma soktuğu aşikârdır.  

Mülakat sınavlarının yöntemiyle ilgili hukukî itirazlar Danıştay’a yapılmaya devam ederken, bakanlığın mülakat sonuçlarını açıklamayı geciktirmesi zaman kazanma durumu olarak değerlendirildi. 

Son demde, mülakat ve genel sonuçlar liste halinde internetten yayınlanıp, yarım saat içinde kaldırılması yeni bir şüphe dalgasını doğurdu. Bakanlık yetkilileri listelerin internette yanlışlıkla yayınlandığını ifade ettiler. Bu bile başlı başına yapılan sınavın üzerine şaibe gölgesinin düştüğü-nün bir göstergesidir. 

Listelerde; öğretmenlik alanlarına ve illere göre yapılan değerlendirmede görülen standart sapmalar, basın ve sosyal medyada büyük tepkilere ve hâlâ dinmeyen itirazlara neden oldu. Aynı alanda olan öğretmenlerin mülakat puanları ile KPSS puanları arasındaki değişim miktarı, ilden ile büyük farklılıklar arz ediyordu. Bu durum mülakat sınavını her ilin aynı objektiflikte yapmadığının göstergesiydi. Öte yandan KPSS puan sıralamasında oldukça gerilerde olan adayların verilen yüksek mülakat puanlarıyla ön sıralara taşındığı iddia edilmektedir. Özellikle sosyal ve görsel medyada ortaya çıkan liste üzerinden karşılaşılan hesaplama problemleri, iller arası puan uçurumları, çarşaf çarşaf yayınlandı. Bazı vekiller, sendika temsilcileri, akademisyenler yapılan haksızlıkları ve doğurduğu mağduriyetleri dile getirdiler. 

Bakanlık yine bu süreçte önümüzdeki yıllar için öğretmen atamalarının olmayacağını, ancak emeklilik ve görevden istifa durumunda boşalan kadrolara alım yapılabileceğini deklere ederek, öğretmen-lerin atanmaya dair tüm umutlarını kırdılar. Tabiî ki bu açıklamalar “yanlıca atama bekleyen öğretmenleri” etkilemedi. 

Bu durum üniversitelerde eğitim fakültesini tercih edecek öğrencileri de menfî yönte etkilemiş oldu. 2024 ÖSYM yerleştirmesi sonucunda eğitim fakültelerine tercihler ve yerleştirmeler dramatik bir şekilde düşüş sergiledi. Örneğin; 2022 yılında Fen Bilgisi Öğretmenliğini 40 öğrenci, 2022 yılında 30 öğrenci tercih ederken, bu rakam 2024 yılında keskin bir şekilde 2 öğrenciye düşmüştür. Benzer şekilde Tıp Fakültelerinden sonra en yüksek puan ile öğrenci alan Matematik öğretmenliğinde 2023 yılında tercih yapan öğrenci sayısı 50 iken 2024 yılında bu rakam dramatik bir şekilde 12 öğrenciye düşmüştür. Yani Millî Eğitim Bakanlığı bir yandan eğitimin duayen isimlerinin uyarılarına rağmen ısrarla uyguladığı mülakat değerlendirmesiyle atanacak öğretmenlere, -emeklerinin zayi olduğu düşüncesi ile- hayal kırıklığı, ümitsizlik ve güvensizlik yaşatmış; diğer yandan eğitim fakültelerini tercih edebilecek gençleri olumsuz etkileyerek puanların düşmesine, kontenjan doluluğunun dramatik bir şekilde boş kalmasına ve düşük puanlarla gelecek öğretmen adayları ile niteliğin düşmesine zemin hazırlamıştır. Eğitim aleyhindeki tüm unsurlar bir araya gelse öğretmene, eğitime, paydaşlarına ve eğitim çıktılarına bu kadar zarar veremezdi. Öğretmen adaylarının “Mülakat liyakatin katilidir” sloganı böylece libas giymiş, gerçeğe dönüşmüştür. Gelecek yıllarda öğretmen atamalarının da kısıtlı olacağı düşünüldüğünde mülakata endeksli bu atamalar fiyaskodan öte gitmemiştir.  

Okunma Sayısı: 222
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı