Kriz dönemlerinde gündeme getirilmesi alışkanlık haline gelen ve artık neredeyse sayısı dahi unutulan tasarruf paketlerinden bir yenisi daha açıklandı.
Ama öncekilerden farklı olarak bu defaki paket Hazine ve Maliye Bakanının yanı sıra Cumhurbaşkanı Yardımcısının da katıldığı “gösterişli” bir sunumla ilan edildi.
Paket için dikkat çeken ilk tesbitler şunlar:
Pakette Sarayın harcamalarına ilişkin bir madde yer almadı. Örtülü ödenek harcamalarına değinilmedi. “Vergi indirimi, muafiyeti, istisnası” adı altında sermaye kesimi, bu yıl 8 trilyon 437 milyar TL olarak tahmin edilen bütçe gelirinin yüzde 26’sı düzeyinde vergiden muaf tutulacak. Geçiş garantisi verilen köprü ve otoyolları inşa eden şirketlere yapılan ödemeler ve kamu özel işbirliği projeleri de tasarruf tedbirlerine dahil edilmedi.
Paket muhtevası için ekonomi uzmanlarının yaptığı değerlendirmeler de aynı istikamette.
İşte yapılan yorumlardan bazıları:
Finansal piyasalar yöneticisi İris Cibre: “Lüks araç alımı, lüks bina ve eşyalar, yüksek ve çoklu maaşlar, gereksiz lüks temsiller, fazla sayıda personel, gereksiz enerji tüketimi gibi kalemler zaten var olmamalıydı. Paketle ne kadar tasarruf edilecek? Etkisi ne olacak? Bilmiyoruz. Peki ya KÖİ’ler ve Saray harcamaları?”
Prof. Dr. Hurşit Güneş: “Hazine garantili büyük yatırımlarda herhangi bir tasarruf açıklanmış değil. Kamu harcamalarının büyüklüğüne baktığımızda pakette açıklananlar daha önce Hazine Bakanının ‘çekirdek, çerez’ dediği araç kullanımı gibi konular.”
Ekonomist Nesrin Nas: “Kamu harcamalarının, savurganlığın, daha doğrusu yolsuzluğun kaynağı neredeyse 200 kez değiştirilen ihale kanunudur. Bu kanun değişmeden ve ihaleler şeffaf ve denetlenebilir hale gelmeden kamuda tasarruf bir hayaldir.”
Prof. Dr. Ömer Faruk Çolak: “Günü kurtarmaya yönelik kararlar. Çok fazla işe yaramaz. Bunlarla yoksullaşmanın daha çok artacağını, geniş kitlelerin daha da canının acıyacağını düşünüyorum.”
İNOSAM Başkanı Gürkan Avcı: “İktidar medyası tarafından köpürtülen, ‘büyük müjde’ diye duyurulan tasarruf paketi yoksulu daha yoksul, işsizi daha işsiz, mecali tükenmiş vatandaşı daha da mecalsiz hale getirecek bir giyotin paketidir.”
Hele hukuksuzluk ortamında böyle bir paketle ekonominin düze çıkması ve bilhassa giderek ağırlaşan bir geçim sıkıntısının kıvrandırdığı on milyonların rahat bir nefes alabilmesi mümkün mü?