Haftasonunda Bilim Adalet Vicdan Derneğinin düzenlediği “Hukuk devleti ve AİHM kararları” konulu panele katılan konuşmacılardan biriydik.
İstanbul Maltepe Yaşar Kemal Kültür Merkezinde yoğun katılımla ve Abdullah Genç’in moderatörlüğünde gerçekleşen panelin diğer konuşmacıları Dernek Başkanı Dr. Zübeyir Gülabi, Doç. Dr. Bayram Erzurumluoğlu, Av. Lale Demirkaya ve Av. Kemal Uçar’dı. Konuşmalarda çok önemli mesajlar verildi.
Aynı zamanda bölgede uzun yıllar görev yapmış bir emekli albay olan Gülabi, gündemdeki Pençe-Kilit şehitleri için ciddi bir “komuta-kontrol” probleminin varlığına dikkat çekti.
Laik-Atatürkçü bir kültürle yetiştiğini belirten Demirkaya, 2013-14 yıllarında avukatlığını üstlendiği bazı Ergenekon hükümlülerinin, o tarihlerde hapisteyken yoğun bir yazışma içinde olduklarını söyledikleri Erdoğan’la “Anlaştık ve kısa sürede çıkacağız” dediklerini ve ardından 2014 Mart’ında çıkarılan bir yasayla gerçekten serbest bırakıldıklarını anlattı.
Aynı kişilerin yine o günlerde sözünü edip tahliye sonrasında yoğun şekilde üzerinde çalıştıkları geniş çaplı tasfiye listelerinin de 15 Temmuz’da uygulamaya konulduğunu ve ondan sonra işin farkına vardığını söyledi.
Bahis mevzuu anlaşmayı, biz o tarihlerde beliren işaretlere ve gidişatın yönüne bakarak yazılarımıza konu etmiş ve bu yazılardan bazılarını “Cemaat ve İktidar” isimli kitabımıza da koymuştuk. Lale Hanımın anlattıkları, o yazdıklarımızla bire bir örtüşüyor.
OHAL’in toplumsal maliyeti konulu raporlarda büyük emeği olan KHK’lı sosyolog Erzurumluoğlu, süreçte yapılanları “neo-modern soykırım” olarak niteledi ve bu hukuksuzluklara maruz kalan kitlenin büyük bir bölümünün yapılanlar karşısındaki sessizliğini eleştirdi. Ama mücadeleyi bırakmayanların eninde sonunda mutlaka kazanacaklarını ve sorumlulardan hukuk önünde hesap sorulacağını söyledi.
Av. Kemal Uçar da emre itaat dışında hiçbir suçları olmadığı halde çoğu müebbet hapse mahkûm edilen erler başta olmak üzere süreç kurbanı TSK mensuplarına yaşatılan ağır mağduriyetlerden çarpıcı anekdotlar aktardı, yapılanların TSK’ya neredeyse Çanakkale’ye denk ağır bir zayiat verdirdiğini ifade etti.
AİHM’in Yalçınkaya kararının ve sonrasında ilettiği dosyaların önemine de vurgu yapılan panelde “hukuka dönüş” ümidi ve mücadeleyi devam ettirme kararlılığı dile getirildi.
Hayra vesile olması dileğiyle, organizasyonda emeği geçenleri, konuşmacıları ve gelen bütün katılımcıları tebrik ediyoruz.