"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eğitim penceresinden

Hasan Kaplan
26 Temmuz 2024, Cuma
Milli Eğitim Bakanlığınca 2024-2025 öğretim yılı başında istihdam edilmesi planlanan 20.000 öğretmenin 01/07/2024 tarihinde başlayan mülakat süreçleri halen devam etmektedir.

Temennimiz öncelikle mülakat komisyonlarının bu görevlerini icra ederken, hiçbir etki altında kalmadan adil davranmaları ve liyakati esas alarak vicdani kanaatleri doğrultusunda karar vermeleridir.

Zorunlu eğitim çağındaki çocuk ve gençlerimizi eğitecek, onları hayata ve yükseköğretime hazırlayacak nitelikli eğitmenleri yetiştirerek, onları toplumun ihtiyacına göre atamak devletimizin en temel görevlerindendir.

Bu kısa girişten sonra, yıllarca Bakanlığın eğitim ve yönetim sisteminin her kademesinde yurt içinde ve yurt dışında (öğretmen, müdür, İl Müdür Yardımcısı, İl Müdürü, Müşavir ve nihayet Genel Müdür olarak) görev yapmış bir eğitimci olarak faydalı olacağını umarak bazı hususları ilgili makamlarda halen görev yapan meslektaşlarım ve kamuoyu ile paylaşmayı bir vazife addediyorum.

Sayıştay raporlarına göre 100 binden fazla öğretmen açığı varken, MEB. 20.000 atama yapacaktır. Eğitim sisteminin diğer tüm sorunları bir yana, her şeyden önce öğretmen açığını kapatmak; imkan ve fırsat eşitliğini sağlamak ve eğitimin niteliğini arttırmak bakımından Bakanlığın en öncelikli görevidir. Ülkemizin kaynakları bunu gerçekleştirmek için gerekli olan imkân ve kabiliyete sahiptir. Milletimizin geleceği için öncelenmesi gereken yegâne şey eğitimdir. Dünyayla rekabet edebilecek nesiller yetiştirmek için hiçbir fedakârlıktan tasarruf etmeden bu hususta cesur adımların atılması gerekir.

Bakanlıkça her seferinde sınırlı kadroya özensizce öğretmen ataması yapılarak, kalan açık, ücretli öğretmen ile kapatılmaya çalışılmaktadır. Bu göreceli eğitim -eğitimsizlik- sebebiyle pek çok yetenek zayi oluyor. Aslında bu bir nevi servet kaybıdır.

Alışılagelen bu uygulama ile ağırlıklı olarak çiçeği burnunda olan öğretmenlerimizin atamaları genellikle dezavantajlı bölgelerdeki yerleşim birimlerine yapılmaktadır. Bu tecrübesiz öğretmenler zorunlu bölge görevini tamamlar tamamlamaz, tayin isteyip gitmekte, yerlerine bir dahaki atama döneminde başka atamalar yapılmaktadır. Bir doldur-boşalt hali olan bu uygulama yüzündendir ki, memleketim olan Şanlıurfa’ya her atama döneminde ciddi sayıda atama yapılmasına rağmen eğitimin kalitesi bakımından bu ilimiz, Türkiye’nin son sıralarında yer almaktadır.

Mesleki yaşamlarının başında, daha tecrübe birikimleri oluşmadan eğitimde sorunlu yerleşim birimlerine bu öğretmenlerimizin istihdamları üzerine iyice düşünmek gerekir. Bu genç meslektaşlarımızın, kendilerinden beklenen faydayı sağlamaları için ilk kez atandıkları bölgede daha uzun yıllar görev yapmaları hususunda teşvik edilmeleri gerekmektedir. Aksi takdirde bu döngü böyle devam edip gider. Olan, çocuklarımıza ve nihayetinde geleceğimize olur.

Diğer yandan atanır atanmaz, kendini sorunlar yumağının içinde bulan ve mutsuz olan bir öğretmen ne kadar başarılı olur? Çocuklarımızı ne kadar sevgiyle kucaklayabilir, onları ne kadar mutlu edebilir ve onları ne ölçüde geleceğe başarıyla hazırlayabilir? Unutmayalım ki sevgi gören çocuk mutlu olur, mutlu çocuk öğrenir.

Yine unutmayalım ki istemediği yere ataması yapılan öğretmen, hemen naklini aldırmak için arayışlar içerisine girmektedir. Birinci amacı eğitim öğretim olan öğretmenlerden zorlukları aşma azim ve iradesini gösteremeyenler ilk fırsatta başka illere yelken açmanın yolunu bir şekilde bulur ve gider. Bunun için aşılmadık eşik, çalınmadık kapı bırakmaz ve bir yolunu bulup sosyo-ekonomik bakımından daha gelişmiş olan bir yere kapak atar. Tabii ki bu süreçte başta siyasiler olmak üzere herkes rol alır ve neticede eğitim zaafa uğrar.

Sonuçta mağdur olan öncelikle yine dezavantajı bölgenin talihsiz çocuklarıdır. Farkında olmadan ülkenin gelişmesinin önündeki bariyerleri kendi elimizle bir bir oluşturuyoruz. Nitekim PİSA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) ve Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması (TIMSS) sınavlarında ülkemiz, olması gerekenin çok çok gerisindedir.

Gelişmiş dünyanın saygın bir üyesi olma çabasındaki bir Türkiye’ye bu tablo yakışmıyor. Eğitim statik değil, dinamiktir. Dolayısıyla yapay zekâ çağında öğrenilen bilginin büyük bir hızla eskidiği ve geçerliğini yitirdiği günümüzde, eğitim sorunlarına cesurca neşter atmakta geç kalınmamalıdır.

Bu çerçevede yeşeren çiçeklerin solmaması ve büyüyüp ülkemize meyve vermesi için Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen atama sisteminde doldur boşalt yöntemine son verilerek atama ve yer değiştirme uygulamasına kalıcı çözümler üretilmelidir.

Bu bağlamda aşağıdaki hususları ilgililerin ve kamuoyunun dikkatine eğitimci bir vatandaş olarak sunmayı bir borç biliyorum:

1- Öğretmen istihdam politikası gözden geçirilerek dezavantajlı bölgelerde deneyimli öğretmenlerin görevlendirilmesi uygulamasına geçilmeli bu uygulamayı cazip kılacak teşvik sistemi tesis edilmelidir.                                                        

2- Ülkenin her yerleşim biriminde öğretmenlerin huzur içinde rahatça çalışabilmesi için gerekli şatlar oluşturulmalıdır.

3- Adil ve dengeli bir öğretmen dağılımı mutlaka sağlanmalı; ihtiyaç dengesi gözetilerek norm fazlası olan öğretmenlerin ihtiyacı olan yerleşim birimlerine nakilleri yapılmalıdır.

4- Öğretmen atama sistemi bilimsel ve objektif kriterler ışığında liyakat esas alınarak düzenlenmeli, atamalarda siyasi ve idari keyfi tasarruflara son verilmelidir. Toplum vicdanında infiale yol açan ve gençlerimizin geleceğe umutla bakmasını yok eden mülakatla öğretmen atama uygulamasına derhal son verilmelidir.

5- Öğretmen yetiştiren eğitim fakülteleri yeniden yapılandırılarak; kontenjanları düşürülmeli; çağın gerekliliklerine göre bir eğitim vermeleri sağlanmalıdır. Çünkü iyi yetişmiş bir öğretmen nitelikli bir eğitim için kilit önemdedir. Bu fakültelerimizde öğrenim gören öğretmen adaylarına, ülkenin her yerinde görev yapma şuuru ile; bu ülkenin çocuklarını sevgi ve şefkatle yetiştirme misyonu kazandırılmalıdır. Yine bu fakültelerde, Milli Eğitim Bakanlığıyla işbirliği içerisinde öğretmen adaylarına deneyimli öğretmenler rehberliğinde mutlaka yeteri kadar uygulama imkanı sağlanmalıdır. Halen yapılan staj uygulamaları gerçek bir eğitim formasyonu kazandırmaktan çok uzaktır.

Keza Bakanlık, istihdam ettiği öğretmenleri bütün mesleki hayatları boyunca kendi haline bırakmamalı, belirli periyotlarla hizmet içi eğitimlerden geçirerek onların güncellenmesine ve kendilerini sürekli geliştirmelerine destek sağlamalı; öğretmenlerin yüksek lisans ve doktora yapmaları teşvik edilmelidir.

6- 2023-2024 eğitim-öğretim yılında milli eğitim sistemimizde 1.448.201 kadrolu öğretmenin yanı sıra 5.182 sözleşmeli öğretmen ve 66.780 ücretli öğretmen istihdam edilmiştir. Eğitimin kalitesini olumsuz yönde etkileyen motivasyonu düşük bu garip uygulamaya son verilerek kadrolu öğretmen istihdam uygulamasına geçilmelidir.

7- Eğitim sistemimizi ideolojilerden uzak, bilimsel esaslara göre ve çağın gereklerini dikkate alarak yeniden kurgulamak zorundayız. Eğitimi siyasetin rant alanı haline getirilmesine fırsat verilmemelidir.

Sonuç olarak; müreffeh toplumu inşa etmeyi başarmış, bölgesinde model alınan ve dünyada yıldızı parlayan gelişmiş modern bir Türkiye’nin, bilimsel zeminde prosedürleri işleyen ve keyfi yaklaşımlardan azade bir eğitim sistemiyle gerçekleşeceği açıktır.

Önümüzdeki öğretim yılında kademeli olarak uygulamaya geçirilecek ve sürekli geliştirileceği söylenen yeni ders programları hayata geçirilirken, eğitim sistemimizi bilimsel esaslara göre bütüncül bir yaklaşım ile masaya yatırmanın ve buna göre gerekli tedbirleri almanın zamanı gelmiş ve geçiyor.

Okunma Sayısı: 1714
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Erhan

    26.7.2024 11:07:18

    22 yıldır her yıl eğitim sistemini değiştireceğiz geliştireceğiz söylemleriyle her gelen bir parmak attı, bu ülkenin eğitiminin altını üstüne getirdiler. eğitim eğitim olalı 22 yıldır yaşamış olduğu böyle zulümler görmedi. Ayrıca mülakat torpilin kamufle edilmiş halidir ülkemizde işe girişlerde, KPSS haricinde hiçbir metot kabul edilebilir değil. mülakattan da bir an önce geri dönülmesi lazım. zaten ülkemizde korkunç derecede ah var, bir de bunlarla ahları taşlandırıyoruz bu nedenle iki yakamız bir araya gelmez/gelmiyor, ey yöneticiler aklınızı başınıza alın. Ülkemizi ve halklarını sevin, hak hukuk adaleti ilke edinin, demokrasiyi benimseyip yaşam biçimi haline getirin, hiçbir kişi ve kurum ülkemizden büyük değildir.

  • İsmail Atak Cebecili

    26.7.2024 00:17:38

    Sn. Genel Müdür'ün, uzun yıllar eğitim ve öğretime verdiği emeğin sonuçlarına dayanan, bu yazının Siyasiler, eğitimciler ve bu Milleti ve Memleketi düşünenlerce dikkatle okunması ve ikazların değerlendirilmesi gerekir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı