Risale-i Nur Eğitim Merkezinin (REM) eğitimleri devam ediyor.
Özellikle gençlere yönelik programlar her yaz olduğu gibi bu yaz da tamamlandı. Hanımlar İstanbul’da beyler de Gebze’de programa iştirak ettiler. Risale-i Nur Külliyatı’nı en az bir defa okumuş olanlar bu programlara katılabiliyorlar. Hanımların tertip ettiği uzun dönem sekiz aylık REM programı da başladı. Ortak bir program ve müfredat kullanılıyor.
Bilindiği gibi Risale-i Nur, talebelerine tahkikî imanı kazandıran bir külliyat, bir eser. Tahkik ve incelemeyle, delil ve ispat metotlarıyla ikna ederek imanın esaslarını öğreten muazzam bir eser. İmanın ve İslam’ın esaslarının saldırıya uğradığı, ihmale maruz kaldığı bir zamanda akıl ve kalbi birlikte çalıştıran ve ikna eden bu zamanda en etkili metot.
Yine İslâm, kişinin ahiret hayatına olduğu gibi dünya hayatını da bir nizam ve intizam altına alan en son ve en mükemmel din. Risale-i Nur bu konuları Kur’ânî metotlarla işleyen bir eser.
İki cihan saadetine vesile olan Kur’ân-ı Hakîm’in bu zamandaki tefsirinden ders almak da elbette ciddî bir gayret ve ciddî bir eğitim ister.
Şüphesiz vaktiniz kısa, zamanınız az ise en modern, en tesirli ve zamana ve gençlerin fıtratına uygun eğitim metotlarını kullanmanız gerekiyor.
Programlardan önce eğitimciler ve rehber abiler ciddî çalışmalar ve hazırlıklar yaptılar. Hazırlıkları kısmen takip etme imkânımız oldu. Çeşitli üniversitelerden eğitim sahasında ihtisas sahibi hocalarla birlikte Risale-i Nur bu açıdan incelenerek bir müfredat hazırlandı.
Bediüzzaman Hazretleri “Risale-i Nur’un hocası Risale-i Nur’dur” der. Birisinin kürsüye çıkıp vaaz ve nasihat şeklinde konuşması Risale-i Nur’un metodu değil. Zaten bu metodun bu zamanda gerek öğrenme gerekse sahip çıkma ve aidiyet noktasında tesiri iyice azaldı.
Programdaki konu üzerinde önce şahsî okumalar yapılıyor. Sonra beş-altı kişilik gruplarda konu müzakere ediliyor. Önemli prensipler, başlıklar ve sorular tespit ediliyor. Son olarak da bütün grupların bir araya geldiği şûra başlıyor. Davet edilen ihtisas sahibi abi ile birlikte başlıklar, sorular ve cevaplar müzakere ediliyor.
Haftada bir tefekkür maksatlı çevre gezisi ve piknikler de ihmal edilmiyor. Son olarak da İstanbul gezisini beraber yaptık. Bediüzzaman Hazretleri için önemli mekânlar gezinin nirengi noktalarıydı.
Önce Yuşa(as) tepesine çıktık, kabri ve camiyi ziyaret ettik. Caminin bahçesinde sabahın serinliğinde ve sükunetinde harika Boğaz manzarası eşliğinde Bediüzzaman Hazretlerinin burada yaşayarak kaleme aldığı derin tefekkürü ve iç muhasebeyi okuyup hemhal olduk. Boğaz’ın ve İstanbul’un manevî kalesi Yuşa Tepesi’nden hemen yakınındaki maddî kaleye de çıkıp Üçüncü köprü ve Karadeniz’e açılan manzarayı tefekkür ettik.
Daha sonra Bediüzzaman Hazretlerinin Sarıyer’de kaldığı mekanı ziyaret edip yaşadığı ruhî ve kalbî muhasebe ve tefekkürü Risale-i Nur’dan okuduk. Sonra sık sık uğradığı Eyüp Sultan Hazretlerinin mekânına gittik. İman ve Kur’ân davasının kahramanlarının kabirlerini ziyaret ettik. Bediüzzaman Hazretlerinin kabristandan İstanbul’a bakarak onun ifadesiyle “Şu İstanbul’u yüz defa kabristana boşaltan ölümü ve maksadını” tefekkür ettik.
Vakfa ve dersaneye giderek programı noktaladık.
Her gencin hayatında en az bir defa mutlaka katılması gereken harika bir program. Programlara katılan gençlerimizi, rehber abileri ve eğitimcileri tebrik ediyoruz. Hız ve şevklerinin artarak devam etmesini Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyoruz.