“Kur’ân-ı Hâkim’in üç yüz bin altı yüz yirmi harfi olduğundan, Sûre-i İhlâs besmele ile beraber altmış dokuzdur, üç defa altmış dokuz iki yüz yedi harftir. Sûre-i İhlâsın herbir harfinin haseneleri bin beş yüze yakındır.”(1)
Meselâ: 207x1500=310500 eder. Diğer mübarek gün ve geceleri buna göre hesap etmeli, kıyas yapmalı. Çünkü 5 mühim gecenin sevapları farklı. Regaib’te böyle, her bir harf-i Kur’ân’a onbinler sevab-ı uhrevî var. Leyle-i Kadirde zirveye çıkar 30 bin ile. Bunların kaynağı hadis-i şeriftir. Otururken kalkarken her zaman ve zeminde lûtf-u İlâhî...
Rivayetlerde bu geceye “Regaib Gecesi” ismini melekler vermişlerdir. Receb’in ilk Cuma gecesine Regaib Gecesi denir. Regâib, Arapça bir kelimedir ve “Reğa-be” kökünden gelmektedir. “Reğa-be”, kelime olarak, herhangi bir şeyi istemek, arzulamak, ona karşı meyletmek ve onu elde etmek için çaba sarf etmek demektir. “Reğîb” kelimesi ise, “Reğabe”den türemiş olan bir isimdir ve kendisine rağbet edilen, arzulanan, taleb edilen şey demektir, müennesi, “reğîbe”dir. “Reğîbe”nin çoğulu da “reğâib” dir. kelime olarak “regâib”in aslı budur. Bu lütufla her şey önümüzde, nefis ve şeytanı hased ve hodgamı kin ve intikamı dar daireden 57 İslâm ülkesine kadar gidersek, İlâhî lütfun mânâsı daha çok anlaşılır.
Efendimiz’e, Fahr-ı Âlem’e, Kâinatın Güneşi’ne (asm) gidelim. O’nu dinleyelim. Bak, böyle mübarek günler ve geceler, nasıl müjdeler veriyor, nasıl çıkış yolları gösteriyor: “Şu beş gecede yapılan duâ geri çevrilmez. 1. Regaib Gecesi, 2. Şaban’ın 15. gecesi, 3. Cuma gecesi, 4. Ramazan Bayramı gecesi 5. Kurban Bayramı gecesi.) [ibn-i asâkir] “Receb-i şerîf’in birinci gününde oruç tutmak üç senelik, ikinci günü oruçlu olmak iki senelik ve yine üçüncü günü oruçlu bulunmak bir senelik küçük günahlara kefaret olur. Bunlardan sonra her günü bir aylık küçük günahların af ve mağfiretine vesile olur” buyuruyorlar. (Camiüs’ Sağir)
İbn-i Abbas (ra) Hazretleri, (asm) Recep ayında bazen o kadar çok oruç tutardı ki, biz O’nu (asm) hiç iftar etmeyecek zannederdik. Bazen de o kadar çok iftar ederdi ki, biz O’nu (asm) hiç oruç tutmayacak zannederdik” buyurmuştur. (Müslim) “Recep Ayı Allah’ın ayı, Şaban Benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır.” (aclûnî, keşfu’l-hafâ, 1/423. Enes B. Malik (ra)’dan şöyle rivayet edilir: Receb Ayı girdiğinde Hz. Peygamber şöyle derdi: “Allah’ım! Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.” (Ahmed b. hanbel, müsned, 1/259)
Ayrıca Cenâb-ı Allah buyuruyor ki;2 “Şüphesiz Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısına göre ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. işte bu, Allah’ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin.” Hz. Peygamber’in ( asm ) bir hadisinde, Âyet-i Kerime’de işaret buyurulan haram ayların, Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep ayları olduğu vurgulanmaktadır.
Hz. Bediüzzaman da talebelerini şöyle tebrik eder: “Evvelen: Seksen sene bir manevî ömr-ü bâki kazandıran şuhur-u selâsenizi ve mübarek kudsî gecelerinizi ve Leyle-i Regaibinizi ve Leyle-i Mi’racınızı ve Leyle-i beratınızı ve Leyle-i Kadrinizi ruh u canımızla tebrik ve herbir Nurcunun manevî kazançları ve duâları umum kardeşleri hakkında makbuliyetini rahmet-i İlâhiyeden rica ve hizmet-i Nuriyede muvaffakıyetinizi tebrik ederiz.” (Emirdağ Lâhikası)
Bizler de bu duâ ve dileklere ruhu canımızla katılıyoruz, bütün Müslümanlara mübarek olsun.
Dipnotlar:
1- Sözler 24. söz. 3. Dal B. S. N.
2- Tevbe Sûresi, 36.