İsrail’e ticaret, üçüncü ülkeler ve uluslararası aracı şirketler üzerinden yüzde bin kat arttırılarak sürerken ve ülkenin önemli kamu kurumlarının siber güvenliğinin Cumhurbaşkanı’nın “Türkiye’ye saldıracak!” diye ihbar ettiği “soykırımcı katil devlet”in şirketlerine verilmesi çarpıklığıyla kalınmıyor.
İktidara yakın İÇDAŞ’ın Çanakkale’deki fabrikasının arazisinde özel gümrüğü olan limanından silah yapımında da kullanılan çeliğin gemilerle ihracatına devam ettiği ortaya çıkıyor. (Karar, 18.1024)
Millete karşı “Ey İsrail!” hamasetinin perdesinde, kağıt üstünde 2023’e kadar hiç ihracat yapılmayan Filistin’e gidiyormuş gibi yapılan sahte kayıtla ihracatın asıl adresin İsrail olduğu belirtiliyor.
Tam da Cumhurbaşkanı’nın “Tüm imkânsızlıklara rağmen vatan topraklarını kahramanca savunan Filistin halkının yanında sapasağlam duruyoruz ve duracağız. İsrail’e somut tedbirler alan tek devlet biziz” diye konuştuğu sırada ortaya çıkan utanç ticareti, Ticaret Bakanı’nın “İsrail’e ticareti hem ihracat hem ithalat olarak 2 Mayıs’tan itibaren tamamen kestik” ifadesini bir defa daha boşa çıkarıyor.
Bu hususta Metin Cihan’ın “Ticarete devam etmeyi üçüncü ülkeler üzerinde bulan iktidar, Filistin’i kullanmayı sürdürüyor. Önceki yıllarda Filistin’e satış görünmüyor, fakat 2024’te milyon dolarlık ticaret verisi var. Ağustos’ta Filistin’le yapılıyormuş gibi gösterilen ihracat gemilerinin Biga Gümrüğünden gittiği görülüyor. İÇDAŞ, ihracatını rahatça yapabilsin diye bu şirkete özel gümrük açılmış. Tesisin 2017’deki açılış törenine Cumhurbaşkanı’nın katıldığı şirket, Tel Aviv’den ‘İsrail’e en çok ihracat yapan Türk şirketi’ ödülü”nü kazanmış” ifadesi dikkat çekici. (a.g.g.)
TESPİT
Yardım gemileri Türkiye’de engelleniyor
İsrail’in baş hâmisi Amerika’da binlerce kişi dev miting ve yürüyüşlerle katliamı protesto ederken, Telaviv’de Netanyahu’nun evinin önünde on binler toplanıp katliamı kınarken, Türkiye’de İsrail’i kınayanların derdest edilmesi, zulmü protesto eden gençlerin tutuklanması, “kahrolsun İsrail!” sloganı atanların iktidar partisi yandaşlarınca darb edilmesi garabetlerine yenileri ekleniyor.
Daha önce İsrail’le ticareti protesto eden pankartlar açan Filistinli gençler derdest edilip sınır dışı edilirken, Türkiye’nin, İsrail’le ilişkilerini kesmesi için protesto eylemleri gerçekleştiren, “Filistin halkı yalnız değildir, yüreği Filistin ile atan herkesi, işgalci Siyonistlere ve suç ortaklarına karşı durmaya çağırıyoruz’, ‘ticaret dursun, petrol vanası kapatılsın” diyen gençlerden on sekizi şafak baskınıyla gözaltına alınıyor. (Kısa Dalga,17.10.24)
Rize’de İsrail’e destek verdiği için boykot edilen zincirlerden biri olan Burger King adlı ünlü restoranın yeni şube açılış törenine katılıp dualar okuyan AKP’li Belediye Başkanı Ben orada hiç yemek yemedim. Yeseydim İsrail’e destek vermiş olacaktım. Açılışta on dakika bile durmadım. Kurdele kesimine denk geldim. Marketlerde de İsrail menşeli ürünler var. O zaman hiçbir şey almayalım marketlerden. Burada bakış açısında sorun var…” diye kendini savunuyor. (gazeteler. 7.10.24)
Bu arada on iki ülkeden çok sayıda gönüllü kuruluşun oluşturduğu Uluslararası Özgürlük Filosu Koalisyonu’nun Gazze’ye yardım götürmek için yola çıkan gemilerinin de Türkiye’de Haydarpaşa Limanı’nda Filistin’e gitmelerinin engellendiği ortaya çıkıyor. (T24, 17.19.24)
Türkiye’de her biri binlerce ton insani yardım taşıyan üç geminin bulunduğu, bunlardan birinin Mısır’ın kuzeyindeki Ariş Limanı’na ulaştığı, ancak ikisinin “bayrak sıkıntıları ve liman çıkış izni belgesi verilmemesi” nedeniyle yola çıkamadığı bildirilirken “Ablukayı Kır” kampanyalarının bir parçası olarak Gazze’ye götürmek istedikleri insanî yardımın yola çıkmasınının “hukuksuzca” engellendiğinden yakınan Yeryüzü Avukatları Derneği avukatlarından Hüseyin Dişli’nin, “Biz İsrail’e takılacağımızı düşünüyorduk, Türkiye’ye takıldık” hayıflanması ibret verici.